Mısır Hak ve Özgürlükler Komisyonu (Egyptian Commission for Rights and Freedoms - ECRF) adlı insan hakları organizasyonu, ülkede ağustos ile kasım ayları arasında 340 kişinin zorla kaybedildiğini duyurdu.
Mısır Hak ve Özgürlükler Komisyonu, ihbarlar, olayın mağdurları, onların yakınları ve avukatları ile bire bir görüşmelerden faydalanarak bir rapor yayınladı.
Raporda, "Mısır'da ağustos ile kasım ayları arasında günde ortalama 3 kişi olmak üzere 340 kişi zorla kaybedildi" ifadesine yer verildi.
Organizasyonun raporunda, İçişleri Bakanlığı'na bağlı ulusal güvenlik birimi ve silahlı kuvvetlere bağlı savaş istihbarat müdürlüğü gibi bazı güvenlik birimlerinin, şahısları kaçırma ve onları dış dünyadan soyutlayarak gizli ya da yasa dışı olan yerlerde gizleme olayına karıştıklarının anlaşıldığı aktarıldı.
Olayın mağdurlarının ifadelerine de yer verilen raporda, bu zaman zarfında zorla kaybedilenlerin itirafta bulunmaları için başta elektrik şoku verme, ayaktan bağlayıp baş aşağı asma ve tecavüzle tehdit etme gibi işkencelere maruz kaldıkları kaydedildi.
30 Haziran 2013 olaylarının ardından zorla kaybedilenlerin bazılarının ne durumda olduklarının hala bilinmediği bildirilen raporda, Mısır yönetimi, şahıslara yargı denetimi olmadan işkence yapmaları için ulusal güvenlik subaylarına yeşil ışık yakmakla suçlandı.
Genelde ülkede zorla kaybedilen şahısların olduğu yönündeki haberleri reddeden Mısır yönetiminden suçlamalara yönelik herhangi bir açıklama yapılmadı.
Mısır Hak ve Özgürlükler Koordinasyonu'nun daha önce yayınladığı raporda ise ülke genelinde zorla kaybedilenlerin sayısının ocak ayında 44 olduğu, bunun şubatta 91, martta 160, nisanda 228, mayısta 393 ve haziran ayında da 671'e yükseldiği belirtilmişti.
"Zorla kaybedilme" terimi uluslararası hukukta, kişilerin, devlet adına görev yapan veya devletin yetkilendirmesi, desteği ve bilgisiyle hareket eden kişiler veya gruplar tarafından tutuklanması, gözaltına alınması, kaçırılması veya başka herhangi bir biçimde özgürlüklerinden yoksun bırakılması; ardından söz konusu kişilerin kendi fiillerini reddetmeleri veya kaybolan kişinin nerede ve ne durumda olduğunu gizlemeleri ve sonuçta kayıp kişinin hukukun koruması dışında kalması durumunu anlatmak amacıyla kullanılıyor.