ABD’de 158 yıldır yayınlanan en saygın dergilerden “The Atlantic” için Jeffrey Goldberg’a konuşan Obama, Putin’in sanıldığının aksine, resmi ilişkilerde “kötü” biri olmadığını, aksine “kibarlığında titiz ve çok açık sözlü biri olduğunu” söyledi.
Obama ayrıca Putin’in görüşmelerine sürekli geç gitme alışkanlığına da esprili bir atıf yaparak, “Beni asla, diğer pek çoğuna yaptığı gibi iki saat bekletmiyor!” dedi.
Barack Obama, Putin ile görüşmelerinin “son derece iş odaklı” olduğunu vurguladı.
Obama’ya göre Ukrayna ve Suriye’deki askeri hareketlerin Rusya’nın kendi içindeki zayıflığını kapatma çabasından kaynaklanıyor ve “Putin aptal değil”, bunun Rusya’nın dünyadaki pozisyonunu zayıflattığını görüyor.
Obama şöyle devam ediyor:
“Kırım’ı işgal etmek ya da Esad’a destek vermek onu birden bir oyuncu yapmıyor. Gerçek güç; şiddet kullanmadan istediğini almak.”
Söyleşiyi yapan Jeffrey Goldberg Amerikan toplumunun atalardan kalan alışkanlıkla duygularını yansıtıp, “Obama’yı Putin’e parmak gösterirken görmek istediğini” söyleyimce Obama şu yanıtı veriyor:
“BU, ONLARIN İSTEDİĞİ ŞEY”
Obama Rusya’nın küresel etkisinin yüksek olmadığına dair bir değerlendirme yaparken uluslararası zirvelere sözü getiriyor ve şöyle diyor:
“Bu görüşmelerin hiç birinde onu Gündemi şekillendirirken görmüyorsunuz. Hiç bir G 20 zirvesi yok ki Ruslar herhangi bir önemli gündem maddesi konusunda Ruslar belirleyici olsun.”
Obama, Ukrayna konusunda da “gerçekçi” olduğunu vurgulayarak, “Gerçek şu ki, NATO üyesi olmayan Ukrayna, biz ne yaparsak yapalım Rusya’nın askeri tahakkümüne karşı kırılgan olacak.”
ABD Başkanı, Rusya’nın örneğin Moldovya da bir başka bölgede Ukrayna’dakine benzer bir hamlesi olursa ne yapılabileceğine dair soruyu yanıtlarken, “neyin savaşa girmeye değip değmeyeceğinin sorgulanması gerektiğini” vurguluyor.
Obama, “Eğer bu memlekette (ABD’yi kast ediyor) Kırım ya da doğu Ukrayna için Rusya ile savaşa girmeyi düşünmemiz gerektiğini iddia eden varsa yüksek sesle söylemeli ve net olmalı.