ABD merkezli Washington Post gazetesinin Avrupalı yetkililere dayandırdığı haberine göre, Trump, İngiltere, Fransa ve Almanya'yı, İran'a yönelik BM yaptırımlarının geri getirilmesini tetikleyecek İhtilaf Çözüm Mekanizması'nın devreye sokulmasından günler önce, tehdit etti. Trump yönetimi, İran'a karşı söz konusu mekanizmayı devreye sokmamaları halinde, Avrupa'dan ithal edilen otomobillere yüzde 25'lik gümrük tarifesi uygulayacağını bildirdi.
"GÜÇSÜZ GÖRÜNMEK İSTEMEDİK, TRUMP'IN TEHDİDİNİ SAKLADIK"
Avrupalı üst düzey bir yetkili, Trump'ın tehdit mesajının Washington'daki büyükelçilikler yoluyla değil, doğrudan Londra, Paris ve Berlin'deki makamlara iletildiğini açıkladı.
İngiltere, Fransa ve Almanyalı yetkililer, mekanizmayı işletme kararının alındığını ancak Trump'ın tehdidinden sonra olayın basına yansıması halinde "Washington'un yardakçısı" olarak görülmekten endişe duyulduğu için, karardan vazgeçme noktasına gelindiğini belirtti.
Konuyla ilgili bir Avrupalı yetkili, "Güçsüz görünmek istemedik. Bu yüzden (Trump'ın) tehdidini sakladık." dedi.
Haberde ifadelerine yer verilen Avrupa Konseyi Dış İlişkiler Araştırma Direktörü Jeremy Shapiro da, "Gümrük tarifesi uygulama tehditleri, mafyavari taktiklerdir. Müttefikler arasındaki ilişkiler, genellikle böyle işlemez." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'li bir yetkili de önceki Başkan Barack Obama yönetiminin imzaladığı ve BM Güvenlik Konseyinin onayladığı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın Trump yönetimi tarafından "korkunç bir anlaşma" olarak tanımlandığını söyledi.
Avrupa ülkelerinin, Trump'ın tehdidinden önce İran'ın anlaşmadaki ihlallerine karşı İhtilaf Çözüm Mekanizması'nı devreye sokmayı düşündüğünü söyleyen yetkili, "Avrupalılar arasında Tahran'ı sorumlu tutma konusundaki görüş birliği haftalar önce oluşmuştu." ifadelerini kullandı.
NÜKLEER ANLAŞMA
İran ile ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Almanya (P5 1) arasında 2015'te, Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.
Trump'ın göreve gelmesinin ardından Washington, anlaşmadan tek taraflı çekilerek, İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlamıştı.
Anlaşmanın diğer taraflarından Washington'u durdurmasını isteyen ancak bunda başarılı olamayan Tahran, Temmuz 2019'da nükleer anlaşmanın bazı maddelerini, 5 Ocak'ta da anlaşmadan kaynaklanan tüm taahhütleri askıya aldığını açıklamıştı.
Tahran yönetimi, yaptırımların kalkması ve menfaatlerinin temin edilmesi halinde yeniden anlaşmaya dönmeye hazır olduğunu ifade etmişti.
"E3" olarak bilinen İngiltere, Almanya ve Fransa'nın dışişleri bakanlarının 14 Ocak'ta yayımladığı ortak açıklamada, "İran'ın eylemleri göz önüne alındığında, KOEP kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmediği yönündeki endişelerimizi kayda geçirmek ve bu konuyu paragraf 36'da belirtilen İhtilaf Çözüm Mekanizması altındaki Ortak Komisyona taşımaktan başka seçeneğimiz kalmadı." denilmişti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi ise yaptığı yazılı açıklamada, İngiltere, Fransa ve Almanya'yı nükleer anlaşmadaki vaatlerini yerine getirmemekle suçlayarak, "İran, bu 3 ülkenin yapıcı olmayan adımlarına karşı sert ve kararlı bir yanıt verecektir." ifadelerini kullanmıştı.