Dünyaca ünlü öğretmen eğitmeni ve yazar Bill Bowler, “Türk yabancı dil öğretmenlerini çok yaratıcı ve çalışkan buldum. Eğitimlere hevesle, istekle ve yaratıcılıkla yaklaşıyorlar” dedi.
“Çift Dilli Eğitim Sistemi” ile öğrencilere İngilizce anadil becerisi kazandırmayı hedefleyen ve bu hedef doğrultusunda öğretmen eğitimine önem veren Bahçeşehir Koleji, 18-23 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Gelişim Konferansı’nda, Yabancı Dil Öğretmenlerini eğitim yazarları ile bir araya getirdi. Aralarında Bill Bowler, HardyGrifft, HerbertPuchta, Megan Cherry ve Kayhan Karlı gibi isimlerin yer aldığı akademisyen ve yazarlar Bahçeşehir Koleji yabancı dil eğitmenlerine özel eğitimler verdi.
Eğitimler hakkında bilgi veren Bahçeşehir Koleji Yabancı Diller Direktörü İpek Bulduk Cooley, “6 gün süren eğitimlerimize İngilizce, Fransızca, Almanca ve İspanyolca öğretmenlerimiz katıldı. Bu eğitimdeki hedefimiz sınıfın içerisinde kullanılabilecek çalışmalar olması, teoride kalmamış olması ve dünyaca bilinen isimler tarafından veriliyor olması. Asıl hedefimiz öğretmenlerimizin öğrencilerimize sınıf içerisinde doğru bir eğitim vermesini, dil edinim sürecini doğru olarak yönetebilmelerini sağlamak. Bunu yapabilmemizin tek yolu var o da öğretmenlerimizi hazırlıklı hale getirmek. Bu nedenle çok dikkatli bir çalışma ile öğretmenlerimizin ihtiyaçlarını belirledik. İhtiyaçlara yönelik bir eğitim sağladık” ifadelerini kullandı.
“ÇİFT DİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ MÜKEMMEL”
Oxford University Press yazarlarından, yabancı dil öğretmenlerinin öğretmeni olarak tanınan dünyaca ünlü eğitmen Bill Bowler, Türk yabancı dil öğretmenlerini çok yaratıcı ve çalışkan bulduğunu belirterek eğitim boyunca Bahçeşehir Koleji öğretmenlerinin sordukları sorularla eğitimlere interaktif olarak katılımından büyük memnuniyet duyduğunu belirtti. Bowler, “Türk yabancı dil öğretmenlerini çok yaratıcı ve çalışkan buldum. Verdiğim iki günlük eğitimin içerisinde de bu dönemi çok iyi değerlendirdiklerini, hevesle, istekle ve yaratıcılıkla yaklaştıklarını gördüm. Dil yaşıyor, devamlı gelişiyor. Dil edinim sürecinde kullanılan yöntemler de aynı şekilde gelişiyor. Son teknolojiden faydalanılan teknik ve metotlar öğretmenlerin bilgileri sürekli yenilenmeli. Günümüzde dijital eğitim araçları daha çok kullanılmaya başladı ama bu geleneksel araçların kullanılmayacağı anlamına gelmiyor” dedi. Bowler yakından inceleme fırsatı bulduğu Bahçeşehir Koleji Çift Dilli Eğitim sisteminin dünya çapında önemli, mükemmel bir sistem olduğunun altını çizdi.
“BUGÜN İLE GELECEĞİ BİRBİRİNE BAĞLIYORUZ”
Teknolojinin hayatımızı değiştirdiği gibi, okulu ve okulun doğasını yani öğrenmeyi değiştirdiğini ifade eden eğitimci ve eğitim yöneticisi Kayhan Karlı, “Günümüzde öğretmenlerimizin dijital çağın çocuklarını, nasıl yetiştirecekler sorusunun etrafında keyifli bir öğrenme ortamı oluşturduk. Dijital araçları kullanıyoruz. Bugün ile geleceği birbirine bağlamaya çalışıyoruz. Günümüzde İngilizce, İngiltere ve Amerika’nın dili olmaktan çıkıp özellikle teknoloji ve internetin dili haline geldi. Dolayısıyla, bugün artık sürekli öğrenmek, dünya ile entegre olarak yaşamak, ticaret yapmak, kendi hayatını kurmak isteyen birinin yani ortalama bir dünya vatandaşı olmak isteyen birinin zaten İngilizceyi doğal olarak, zorunluluk olarak bilmesi gerekiyor. Şimdi artık öncelikle İngilizceyi öğrenip sonra diğer dileri konuşmak gerekiyor. Çünkü İngilizce dünyanın ortak dili haline gelmiş durumda” diye konuştu.
İngilizcenin yaşamının içinde kullanıldığı en etkin iletişim aracı haline gelmesi gerektiğinin önemi üzerinde duran Karlı, “Yaşadığımız çağda çocuklarımızı yaşadığımız yetiştiğimiz yere değil, dünyaya hazırlıyoruz. İngilizceyi bu sebeple sadece okuldaki bir ders olarak görmemek gerekiyor. İngilizceyi iletişim aracı olmaktan geçirip, yaşamının içinde kullanılan en etkin iletişim aracı haline getirmek gerekiyor” dedi.
“ÖĞRENDİKÇE ÖĞRENME KAPASİTESİ ARTIYOR”
Yılın altı ayını çeşitli ülkelerdeki okullarda eğitmenlerle bir araya gelerek geçiren dünyaca ünlü öğretmen eğitmeni, akademisyen ve yazar Herbert Puchta ise, 21. yy becerilerinin öneminden bahsederek özellikle küçük yaştaki çocukların dil edinim süreçlerinin çok iyi takip edilmesinin altını çizdi. Puchta, “Çocuklarımızı öyle bir şekilde yetiştirmeliyiz ki hazırlıklı olmadıkları durumlarda da doğru davranabilmeyi bilsinler. Bizler eğitmenler olarak sadece dil öğretmiyoruz yaşam becerilerini de beraberinde kazandırmak zorundayız. Bunlar içinde en önemli nokta eleştirel düşünmedir. Eleştirel düşünen çocuk, tahmin etmediği bir ortamda da doğruya ulaşabilir” ifadelerini kullandı. Puchta bilim dünyasında yapılan araştırmaların erken yaşta eğitimin önemini artık kesinlikle ispatladığını söyledi. “İnsanın beyninin öğrendikçe öğrenme kapasitesi artıyor” bilimsel verisinin altını çizen Puchta erken yaşta yabancı dil eğitiminin çocukların bilişsel gelişimlerine çoklu fayda sağladığını belirtti.