Eğitim-bir-sen Genel Başkan Yardımcısı Özer: “bizim Sınırlarımızı Kireç Taşları Belirleyemez”

Eğitimciler Birliği Sendikası (EĞİTİM-BİR-SEN) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, “Biz sınırları kireç taşlarıyla çizilmiş olan bir ülkede yaşamıyoruz. Bizim sınırlarımızı kireç taşları belirleyemez. Dolayısıyla nerede bir ‘La ilahe illallah’ diyen varsa bizim Misak-ı Milli sınırlarımız oraya kadar uzanır” dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı EĞİTİM-BİR-SEN’in Van 1 Nolu Şube Başkanlığı 5. Olağan Genel Kurulu, Van-Şişli Öğretmenevi’nde yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan kurul, divan heyetinin oluşturulması ve EĞİTİM-BİR-SEN Van 1 Nolu Şube Başkanı Süleyman Şakar’ın açılış konuşmasıyla devam etti. Ardından kürsüye çıkan EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarına değinerek, “Mescid-i Aksa’nın bugün gönlümüzde, gözümüzde öneminin bir kez daha artması gerekiyor. Çünkü Mescid-i Aksa, Filistin sadece Filistin değildir, Mescid-i Aksa sadece Filistin’e ait değildir. Tüm Müslümanların mübarek beldesidir. Buraya yapılan en küçük bir saldırı, Van’daki bir camiye yapılan saldırı gibidir. O yüzden bunu İsrail’in kafasına kazımamız lazım. Ama bir gün Filistin ve Kudüs bağımsız olacaktır ve bağımsızlığına inşallah kavuşacaktır” dedi.
“ETRAFIMIZ BUGÜN HEP KERBELALARLA DOLU”
Bölgede yaşanan gelişmelere de değinen Özer, “Bugün ülkemizin etrafı çok büyük sıkıntılar içerisindedir. Biz birkaç gün önce 10 Muharrem’i yaşadık. Kerbela’yı andık, Aşure Günü’nü andık. Ama etrafımız bugün hep Kerbela’larla dolu. Bugün Suriye, Irak ve Filistin artık bir Kerbela olmuş. Dünyanın birçok yerinde Kerbelalar yaşanıyor. Modern Kerbelalar yaşanıyor. Bizim bu anlayıştan, bu zulümlerden artık kurtulmamız gerekiyor. Bunun tek çözümü de Müslümanların yeniden bir araya gelmesi, yeniden birlik ve beraberlik içerisinde olması, yani İttihad-i İslam’ı biz oluşturmak zorundayız. Aksi halde her türlü sıkıntılar Müslümanlar üzerinde oynanmaya devam edecektir. O yüzden hepimize görevler düşüyor” diye konuştu.
“BİZ SINIRLARI KİREÇ TAŞLARIYLA ÇİZİLMİŞ OLAN BİR ÜLKEDE YAŞAMIYORUZ”
“Biz sınırları kireç taşlarıyla çizilmiş olan bir ülkede yaşamıyoruz” diyen Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim sınırlarımızı kireç taşları belirleyemez. Bizim sınırlarımızı 1914-1918 savaşlarından sonra çizilmiş olan sınırlar belirleyemez. Bizim Misak-ı Milli sınırlarımız Doğu Türkistan’daki Müslüman kardeşimizin varlığıyla başlar. Bizim Misak-ı Milli sınırlarımız güneyde Yemen, kuzeyde Kafkasya ve Kırım’dır, batıda İspanya, Afrika ve Kuzey Afrika’dır. Dolayısıyla nerede bir ‘La ilahe illallah’ diyen varsa bizim Misak-ı Milli sınırlarımız oraya kadar uzanır ve oradaki bütün Müslümanların dertleri bizim dertlerimizdir. Biz bunu böyle biliriz, böyle bilmek zorundayız.”
‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Olsun Projesi’nden de bahseden Özer, “İngiltere merkez kilisesinin bugün 4 milyon yetimi var. Dünya üzerinde bugün UNICEF kayıtlarına göre kayıtlı 200 milyon yetim çocuk var. Bunların birçoğu nereden bakarsanız misyoner teşkilatların elinde, birçoğu da kiliselerin elinde bulunuyor. Şu an Türkiye’de İHH’nın baktığı yetim sayısı 45 bindir. 4 milyon nere 45 bin nere sevgili kardeşlerim. Bu yetimler bizim yetimlerimiz, İslam dünyasının yetimleridir. Batılılar gidip onların memleketlerini yakıp yıktılar, sonra da itfaiyeci rolüne soyundular. ‘Biz söndürüyoruz yangınınızı’ deyip sonra onların çocuklarını aldılar. Terör örgütleri şu an bu yetimler üzerinde plan yapıyor. Fuhuş mafyası bu yetimler üzerinde plan yapıyor. Organ mafyası yetim çocuklar üzerinde planlar yapıyor. Acaba Müslümanlar olarak bizim planımız nedir? Öyleyse EĞİTİM-BİR-SEN bu davanın içinde vardır. Ben bütün kardeşlerimden ‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Olsun Projesi’ne destek vermesini istirham ediyorum” ifadelerini kullandı.
“KARMA EĞİTİM MECBURİYETİNİN KALDIRILMASINI İSTİYORUZ”
Karma eğitim mecburiyetinin kaldırılmasını istediklerini söyleyen Özer, “Karma eğitimin mecburiyeti, karma eğitimin kalkması değil yanlış anlaşılmasın. Karma eğitim mecburiyeti kalkacak. Yani dayatma olmayacak. İnsanlar çocuklarını istediği yere gönderecek. Bizim talebimiz bu. İsteyen kız, isteyen erkek, isteyen de karma eğitim veren okula çocuğunu göndersin diyoruz. Demokratik bir taleptir, demokratik bir anlayıştır. Aynı zamanda anayasaya ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne de uygundur. Çünkü çocuk 18 yaşına kadar velisinin kontrolündedir” dedi.
Din dersinin okul öncesinden başlatılmasını da istediklerini söyleyen Özer, “Avrupa’da din eğitim okul öncesinde başlar ve papazlar derslere girerler. Bizde 4. sınıfta başlar, neden olduğunu hala anlamış değilim. Gerçekten bu toplumun bir parçası olarak din bir parçamızsa, bunun küçük yaşlarda verilmesi uygundur” diye konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİ BU MİLLETİN PROJESİDİR”
Çözüm sürecinin bu milletin projesi ve bu millete ait olduğunu kaydeden Özer, “Süreç mutlaka devam etmelidir. Ancak çözüm sürecinde süreci birkaç kişinin ya da birkaç kesimin sahiplenmesini ben doğru bulmuyorum. Çözüm süreci milletin süreciyse, bütün millet o sürecin içerisine dahil edilmelidir. Sadece birileriyle görüşülüyormuş algısının ortaya atılmasını ben doğru bulmuyorum. Hangi etkin unsur varsa, bu sürece dahil edilerek kardeşlik sürecinin devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Irkları tokuşturarak kalite arayan bir zihniyete sahip değiliz. Irkçılığı reddediyoruz. Irkçılığı tokuşturarak kalite aranmaz, kalite takvadadır” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmanın ardından Süleyman Şakar’ın tek aday olduğu seçimlerde oy kullanma işlemine geçildi.

Haberleri