Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Borusan Asım Kocabıyık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi konferans salonunda düzenlenen 'Lisede Ne Yaptık?/Ortaöğretim Tasarım Tanıtım Toplantısı'nda liselerdeki eğitim sistemiyle ilgili yeni açıklamalar yaptı.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk'tan sözlerinden satır başları:
Böyle bir sistemi ortaya koyabilmek öğretmene bağlıdır. Öğretmen eğitimi hakkıyla yapılmazsa böyle bir sistemi sürdürebilmek mümkün değil. Sınıfta öğretmen arkadaşlarımızı güçlendirmeden bu tasarımın hayata geçmesi mümkün değil.
Neden böyle bir şey yapıyoruz? Çünkü zamanın ruhu, başka bir şey yapmamızı istiyoruz. Bugün ilkokula başlayan çocuklarımız 2040'ta iş hayatına atılacaklar. Çocuklarımızı o günün dünyasına hazırlamak için bunu yapmak zorundayız. Tüm bunları bir milli benlik kavramı altında ele almak zorundayız. Biz çocuklarımıza bir özgeçmişten söz etmiyoruz, biz çocuklarımız için öz gelecek yazmaktan söz ediyoruz.
Biz 5 milyon liseli gencimizin sorusunu defalarca duyduk. Siz bizi neye hazırlıyorsunuz diye soruyolar. Bu sorunun cevabını vermek elzem. Bu sorunun cevabını vermezsek, neyle karşılacağımız son derece kritik. Öğretmenler, öğrenciller bu kadar çok ders alarak öğrendiklerini içselleştiremiyor diyor. Önümüzde inanılmaz bir çağ var. Tekillik çağı dediğimiz bir çağ geliyor. Biyolojik olanla fiziksel olanı teknolojiyla birleştirdiğimiz bir çağ geliyor. Türkiye, eğitimi sadece sınıflarda sınırlandırılmış bir şekilde ele alamaz.
Atölye ve labarotuvarların gerçekten kullanılması çok çok önemli. Derslerde disiplinler arası bir anlayışın elde edilmesi çok önemli. Disiplinler üstü bir yaklaşıma gitmemiz şart. Çok başarılı dediğimiz ülke eğitim sistemlerinde bunun sıradan bir anlayış olduğunu görüyoruz. Bütün bunların hepsi çocuklarda bir derinleşmeye yol açacak. Küçük bir çukur kazan bir çocuğun, birçok çukuru olur ama kuyusu olmaz. Kuyu olmazsa da su çıkartamaz.
9. sınıfta ders sayısı sekize, 10. ve 11. sınıfta dokuza, 12. sınıfta ise yediye düşecek. Ders sayılarını niye azaltıyoruz? Bir çocuğun 15-16 dersi anlaması ve bunu içselleştirmesi mümkün olmuyor. Böyle baktığımızda anne babalar da soruyor. Çocuklar akşama kadar soru çözüyorlar, günlük yaşamda niye afallıyorlar? Soru çözmek başka bir şey, sorun çözmek başka bir şey. Bu çocuklar bu soruları çözerken, ne şekilde yol aldıklarını anlamakta zorlanabilirler.
Şunu söylemek mümkün. Çocuğun yetenek ve kişiliğini ölçeceğiz. Çocuğa sosyal rehberlik ve kariyer yönetimi yapacağız. Çocuğun kendisinin neye yatkın olduğunu görmesi bir fırsat olacak onun için. Eğitimle ilgili toplumda beklentilere baktığımda, birkaç ayda değişmesi isteniyor. Bu bir kalem veya kağıt üretmek gibi bir şey değil. Bizim 300 yıllık bir maarif davamız var. Önemli olan değiştirmek değil, ne yaptığını bilmek. Bizim 2023 vizyonuyla yapmak istediğimiz şey, bütünsel bir fotoğraf vermek. Attığımız her adımı stratejik olarak atıyoruz. Bunun için biraz zamana ihtiyacımız var. 3 yıllık bir takvim yayınladık. Toplum istese bile hemen yapmayız. Öğretmen eğitimine yatırım yapmadan, sistem değiştirmek doğru değil.
Bizim en temelde, bilgiyle ilişkimizde bir problem var. Çocukların sistem kavramıyla ilgilenmesini çok çok istiyoruz. Sistem kavramı çocuğun olaylara bir bütün olarak bakmasında çok önem olduğunu düşünüyoruz.
Lisede sertifika programlarını öne çıkarmamızın bir anlamı var. Bir genç, akredite bir kurum tarafından sertifikalandırılırsa liseyi bitirdiği zaman değer üretme ve çalışma imkanı olur. Bunu yapmak tabiki kolay değil. Ama pilot çalışmalarımız devam ediyor.
Biz akademik gelişimi çok önemsiyoruz. Akademik gelişimin başladığı bir dönem var.