Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, canlı yayında yeni liseye giriş sistemini açıklıyor. İşte Bakan Yılmaz'ın açıklamaları:
Eğitim bölgelerini oluşturuyoruz. Şu an çalışma sürüyor. Aralık'ta oluşacak. Oluştuktan sonra vatandaşlarımız görecek ki, kaygı duyacak hiçbir şey yok. Bütün müfredatımız öğrencilerimizin genel yeteneğinin ölçüleceğini ifade ettik. Geçmiş yıllara dönerseniz bu dershaneciliği, ilave kaynakları aramaya iter diye bir görüş geldi. Biz bunu haklı gördük. Dolayısıyla bu sistemde sadece 8'inci sınıflardan soru soracağız. Okullarımızın kitabı, müfredatı, kazanımları doğru çıkacak. Biz bir önceki açıklamamızda 60 soru soracağımızı açıklamıştık.
90 SORU 135 DAKİKA
Biz bunu yaparken öğrencilerimiz ortaokula, liseye geçeceklerdi. Bir de liseyi bitirip üniversiteye geçenler vardı. Aynı soruyu sorarsanız bu doğru olmazdı. Üniversite için soru sayısı artınca, biz de artırdık. 20 fen, 20 matematik, 20 Türkçe, 10 inkılap tarihi, 10 din kültürü ve ahlak bilgisi, 10 da yabancı dilden soracağız. TEOG da çıkan sorular da bu dağılıma eşitti. 135 dakika verilecek. Tek oturumda olacak. 90 soru 135 dakikada yanıtlanacak.
YÜZDE 10 SINAVLA YERLEŞECEK
TEOG'a dönüş hiçbir şekilde olmayacak. Biz TEOG'u ortadan kaldırırken sakıncalarını ortaya koymuştuk. Geçmiş uygulamalardan daya iyiydi. Ancak etüt merkezlerinin çoğaldığı, okul dışı kaynaklara öğrencilerin yönlendirildiği şikayetleri gelince sınavın baskısını zorunlu olmaktan çıkaralım dedik. Yüzde 90 öğrencimiz kendi adresine dayalı, bölgesindeki okullara kaydedilecek. İsteyen öğrenci sınava girecek. Ancak öğrenci sayısı yüzde 10'a tekabül eden bir grubu sınavla öğrenci alan okullar statüsüne getireceğiz.
Fen liseleri, proje okulları, ssosyal bilimler liseleri. Bütün vatandaşlarımız bizzat yaşamışlardır genelde lise neden tercih ediliyor. Evlatlarımız daha iyi bir yükseköğretim kurumuna kayıt olabilsinler diye. Her ilde, her ilçede üniversiteyi kazananlar var. İlçemizde fen lisesi, sosyal bilimler, proje okulu yok, ancak ya sizin ya da komşunuzun oğlu mühendisliği kazandı. Her okul bizim için özellikli, her okula daha çok önem vereceğiz. Bir yıl sonunda görülecek ki, sınavla öğrenci alan liseler ne kadar üniversiteye öğrenci taşıyabiliyorsa, sınavla girilmeyen liseler de bu kadar öğrenci sağlamakta. Her öğrenci, her okuldan girebilir. Mevcut sistemde öğrencinin başarısı, biraz daha öne çıkmış öğrencileri okula alıyordunuz.
1 MİLYON 180 BİN ÖĞRENCİ ORTAOKUL 8'DE
Bu yıl 1 milyon 180 bin öğrencimiz var 8'de okuyan. Sanav zamanı kaç kişinin başvuracağını görürüz demek daha doğru. İlk yıl belki biraz fazla olabilir. Hem ilk olduğu için hem de bir denesinler ne sakıncası var diyecekler. Müfredatı uygun hale getirmek, öğretmen başına düşen öğrenci sayısını düşürmek, bunlar kaliteli eğitim için olmazsa olmaz unsurlardan birkaçıdır. Bunları sağladığımızda sınavsız ortaokuldan liselere geçiş mümkün. Şimdi ilkokuldan ortaokula geçişte sınav var mı? Yok. İlkokuldan ortaokula geçişte sınavsız olmasını herkes makul buluyor da, liseye geçişi de sınavsız yapacağız deyince, herkes bir tereddütte kalıyor. Hiç şüpheniz olmasın ki bunu da sağlayacağız.
YÜZDE 12 İMAM HATİPLERDE, YÜZDE 40 MESLEK LİSELERİNDE
Şu anki ve geçmiş yıllardaki öğrencilerin tercihini dikkate alırsak, yüzde 12 gibi bir oran imam hatibe gidiyor. Kimisi ise diyor ki, evladım üniversiteyi bitirir veya bitirmez ayrı ancak iş arayacak, üniversiteye gitmeden önce dahi kolunda altın bilezik olsun diyerek meslek lisesini tercih eden var. Bunun oranı da yüzde 40. Gerisi de diğer okullara gidiyor. Anadolu lisesi, fen lisesi, sosyal bilimler lisesi, güzel sanatlar lisesi, spor lisesi var gerisi dediğimiz okulların arasında.
Öğrenci sayımızın üzerinde kapasitemiz var. 1 milyon 200 bin 8'inci sınıf öğrencimiz var. Toplam lise 1'lerin kapasitesi 1 milyon 360 bin. Böyle bir kapasitenin olduğu yerde kaygı duymaya, açıkta kalmaya gerek var mı? Bir veli evladını imam hatip lisesine göndermiyorsa, biz onun kaydını imam hatibe yapmayacağız. Meslek lisesine göndermiyorsa, ona kaydını yaptırmayacak.
Meslek lisesi isteyen meslek lisesine, imam hatip isteyen oraya, Anadolu lisesi isteyen oraya gidecek. Türkiye'de meslek lisesi oranı yüzde 43. Avrupa Birliği ile hemen hemen aynı.
ÖZEL OKUL ORANI YÜZDE 7
Özel okullar oranı yüzde 7. Toplam özel okullara giden öğrenci sayısı yüzde 7. Ancak OECD ülkelerinde yüzde 15. Bunu da artırmamız lazım. 18'inci Milli Eğitim Şurası'nda özel okula giden öğrencilerin yüzde 25 olması tavsiye edilmiş. Bizim hedefimiz de önce bu oranı yüzde 15'e çıkarmak, mümkünse yüzde 25'e yükseltmek. Dolayısıyla özel okula yönlendirme söz konusu değil. Herkes sanıyor ki, özel okullar kamu okullarından daha iyi. Böyle bir şey yok.
Çocuğumu ilkokula kaydettireceğim de evimi satacağım, şu okula yakın olsun. Ortaokulda bizim şu anda kayıtlarımız adrese dayalı sistem. Ortaokula kaydederken bir aileden taşınacağım, evladımı şu okula kaydettirmek için. Bunu hiç duydunuz mu? İstistanidir. Yer değiştirenler yüzde 1'i bulmaz. Kesinlikle bu iddialar doğru değil. Okula yakın ev satılıktır, kiralıktır. Bunlar sosyal medyada gündem oluşturur. Ancak gerçek hayatın gündemiyle, sosyal medyanınki aynı değildir.
AÇIK UÇLU SORU ÇIKACAK MI?
Açık uçlu soru olmayacak. Daha önce gerek ben gerek Başbakanım açık uçlu sorunun daha doğru olacağını ifade ettik. Ancak toplumda şöyle bir algı var, bunun değerlendirmesini objektif olarak yapabilmek mümkün değil. Dolayısıyla yeni bir tartışmaya yol açmamak için açık uçlu soru olmamasına karar verdik. PISA Direktörü birçok şey söyledi. Bir cümle daha söyledi. "Açık uçlu sorular olmalı, öğrenciler sorulara kendi bakış açısıyla cevap verebilsin diye." Eğitimin ölçme sistemi açık uçluyu gerektirir. Ancak tartışmalara yol açmamak için açık uçlu sormayacağız.
Biz aslında MEB olarak açık uçlu sorulara hazırdık, öğretmenlerimiz ve değerlediricilerimizi bu doğrultuda eğitmiştik.