TİSK Yönetim Kurulunca yapılan açıklamada, asgari ücrete son beş yılda dört kez enflasyonun üzerinde artış yapıldığına dikkat çekilerek, bu dönemde yüzde 74'lük TÜFE artışına karşın asgari ücrete yüzde 113 zam yapıldığı vurgulandı.
Geçen yılki yüzde 26'lık artışta işverenler olarak kendilerinin de katkı verdiği anımsatılan TİSK açıklamasında, şu ifadeler yer aldı: Ülkemizin bugün ulaştığı ekonomik değerde, işçinin de işverenin de çok büyük payı var. Çalışanların yaşam koşullarının da farkındayız. Gönül ister ki tüm ücretler yükselsin. Ancak, gerçekçi ve stratejik bakış açısı ile yeni yatırım çekmemiz için, yanı başımızdaki ülkelere yatırım kaptırmamak için, makul ve dengeli bir asgari ücretin tespit edilmesi elzem.
"ASGARİ ÜCRET YATIRIM KARARLARINI ETKİLEYEN BİR KRİTER"
Asgari ücretin başta istihdam olmak üzere birçok ekonomik göstergeyi etkilediğine dikkati çeken TİSK Yönetim Kurulunca şunlar kaydedildi: Yeni Ekonomik Program'ın hedeflerine ulaşmak, yeni yatırımlar çekmek, rekabet edilen ülkelere yatırım kaptırmamak, zor durumdaki sektörlerin üzerindeki baskıyı rahatlatmak için yeni asgari ücrette dengeler gözetilmeli. Mevcut ekonomik tablo, üretim, istihdam ve rekabet edebilirlik açısından vergisini düzenli ödeyen, çalışanın sigorta primini düzenli yatıran işletmelerin varlığını sürdürebilmesini gerekli kılıyor. Bu işletmeler yüzde 36'ya ulaşan kayıt dışılıkla da mücadele ediyor. Bu sebeple yeni asgari ücret, gerçekçi bir bakış açısıyla mevcut istihdamı koruyacak, 1,5 milyonu genç olmak üzere 4,5 milyon işsize iş sağlayacak düzeyde olmalı.
TİSK, yeni asgari ücretin istihdama katılmayı bekleyen işsizler ve bilhassa gençler için anahtar nitelikte olduğunu ifade ederek, "Asgari ücret sadece bu ücretle çalışanların ücretini değil, aynı zamanda, diğer tüm çalışanların ücretini etkileyen bir gösterge, iş arayışında olan işsizlerimizin potansiyel ücreti, yatırımcıların yeni yatırım kararlarını etkileyen en temel kriterdir." değerlendirmesinde bulundu.
"DESTEK 200 LİRA OLMALI VE TÜM İŞLETMELERİ KAPSAMALI"
Asgari ücret rakamı dışında hükümet ile komisyondan birtakım talep ve beklentilerinin olduğunu vurgulayan TİSK, taleplerini şu şekilde sıraladı: Son dört yıldır işverenlere verilen asgari ücret desteği için hükümetimize tekrar teşekkür ederiz. İşveren olarak yüzde 2 ile en yüksek katkı sağladığımız İşsizlik Sigortası Fonu'ndan bu yıl 150 lira olarak karşılanan bu desteğin, 2020'de 200 lira ve tüm işletmeleri eşit şekilde kapsayıp devam etmesini bekliyoruz. Ayrıca destekten yararlanma koşulları kapsamında toplu iş sözleşmeli iş yerleri için uygulanan prime esas günlük kazançtaki üst limitin artırılarak sürmesini istiyoruz. Yüzde 2 olan İşsizlik Sigortası İşveren Payı'nın 2020 yılı için alınmamasını, SGK İşveren Desteği'nin yüzde 5'ten yüzde 6'ya yükseltilmesini ve bu oranın toplu iş sözleşmeli işyerlerinde yüzde 7 olarak uygulanmasını talep ediyoruz. Rekabette olduğumuz çoğu ülkeden ve OECD ortalamasından oldukça yüksek olan ücret üzerindeki vergi yüklerinin de tekrar gözden geçirilmesini bekliyoruz.
TİSK, topluma fayda odaklı yeni nesil sendikacılık anlayışıyla hareket ettiklerini belirterek, işçi olmadan işverenin, işveren olmadan işçinin başarıya ulaşamayacağına işaret etti. Herkesin ailesinde işçinin de işverenin de bulunduğunu anımsatan TİSK yönetimi, bazı kesimlerin müzmin işveren karşıtlığına anlam vermenin zor olduğunu kaydetti. İşverenleri ötekileştiren bakış açısının, vergisini düzenli ödeyen, çalışanın sigorta primini ve ücretini düzenli yatıran "işçi dostu" işverenlere yapılmış en büyük haksızlık olduğunu ifade eden TİSK Yönetim Kurulu, camia olarak her zaman sendikal örgütlülüğü ve toplu iş sözleşmesini önemsediklerini vurguladı.