Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Elmalı Meslek Yüksekokulu ve İlçe Emniyet Müdürlüğü işbirliği ile öğrencilere yönelik olarak “Madde Bağımlılığı, Zararları, Korunma Yolları, Tedavi ve Hukuksal Süreç” konulu panel düzenlendi.
Panele Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi (AMBAUM) Müdürü Prof.Dr. Murat Kuloğlu, Türkiye Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nden (TUBİM) Polis Memuru Gülşah Dinçer ve Antalya Barosu avukatlarından Necla Bilgili katıldı.
Panelin ilk konuşmacısı AMBAUM Müdürü Prof. Kuloğlu uyuşturucu maddelerin kullanımının insanlık tarihi kadar eskiye dayandığını, yüksek getirisi nedeniyle 19.yüzyılda Çin ve İngiltere arasında savaşlara neden olduğunu hatırlattı. Kuloğlu bağımlılık oluşturan maddeleri, “Kullanıldığında merkezi sinir sistemini etkilemesi ile kişinin ruhsal ve fiziksel dengesini bozan, bağımlılığa neden olan, kişisel, sosyal, ekonomik ve toplumsal çöküntü oluşturan maddelerdir” şeklinde tanımladı.
Türkiye’de bağımlılık oluşturan madde kullanımının giderek arttığını belirten Kuloğlu, “Bağımlılık, merak ile ’Bir kereden bir şey olmaz’ diyerek başlar. Bağımlıların büyük çoğunluğu madde kullanımını kontrol edebileceğini ama hiçbir zaman bağımlı olabileceğini düşünmez. Bu bağımlılık konusu, tıbbi, hukuki, sosyal ve güvenlik boyutları olan bir konudur. Bağımlılığın nedenleri, arkadaş grubuna bağlı etkenler, ebeveyne bağlı etkenler, kişiye bağlı etkenler, biyolojik etkenler, toplumsal, kültürel ve sosyal etkenler olarak sınıflandırılabilir” dedi.
Madde bağımlılarının yüzde 90’nında hepatit hastalığı bulunduğunu, son zamanlara AİDS’e de rastlanıldığını ifade eden Kuloğlu, mücadelenin bireysel değil, önleyici tedbirlerle topyekün organizasyonla mümkün olduğunu söyledi.
TUBİM temsilcisi Gülşah Dinçer ise bağımlı olan kişinin kullandığı maddeye esir olmuş kişi olduğunun altını çizerek başladığı konuşmasında uyuşturucu maddelerin, uyuşturucular (depresanlar), uyarıcılar (Stimulanlar) ve halüsinojenler olarak sınıflandırılabileceğini ve bunların da doğal ve sentetik olarak piyasada bulunduğunu kaydetti. Uyuşturucu maddelerin sağlık açısından sakıncalarını örneklendiren Dinçer, “Son zamanlarda en çok duyulan ve halk arasında bonzai olarak bilinen cannabinoidler aslında 2007 yılından beri bilinmektedir. Özellikle 2010 yılından sonra bilinçsiz şekilde basına yansıması reklam niteliği taşımış, bu da yaygınlaşmasına neden olmuştur. Bonzai sentetik bir maddedir ve esrardan 10 kat daha tehlikelidir. Bunu kullanan kişi öleceğini düşünür ve buna bağlı kalp kriziyle ölür. Tütün ile birlikte alınan esrar akciğer kanseri riskini arttırır. Beynin fonksiyonlarını zayıflatır. Eroin bir iki deneme ile kişinin ölümüne neden olabilir. AİDS ve Hepatit bulaşmasına neden olur. Kokain ise tek kullanımda bağımlı yapar. Burun kemiğini eritir. Extacy beyinde büyük hasarlara yol açar” ifadelerini kullandı.
Uyuşturucu maddelerin 8-10 yılda ölüme götürdüğüne dikkat çeken Dinçer’den sonra Avukat Necla Bilgili de öğrencilere madde bağımlılığında hukuksal süreci anlattı.