Engelli Kadın Derneği’nin yürüttüğü ’Engelli Kadınların Hak Temelli Mücadele Adımları’ projesi Mersin ve Çanakkale’de engelli kadınlara yönelik ’Farkındalık Atölyeleri’ ile devam ediyor.
Sabancı Vakfı Hibe Programları tarafından desteklenen projenin Mersin ayağı bugün HiltonSA Oteli’nde başladı. Engelli kadınları bir araya getiren ve 3 gün sürecek atölyede ’toplumsal cinsiyet, ayrımcılık, şiddet ve engelli hakları” başta olmak üzere engelli kadınların maruz kaldıkları çoklu ayrımcılık konuları ele alınacak. Mersin’den 25 kişilik engelli kadın grubuna yönelik gerçekleştirilen proje kapsamında, atölyelerde gerçekleştirilen örgütlenme-savunuculuk çalışmalarıyla birlikte engelli kadınların çözümün parçası olmaları hedefleniyor. Atölye çalışmalarının ardından engelli kadınlar, deneyimlerini yereldeki diğer kadınlarla paylaşabilecekleri, içeriğini kendilerinin belirleyeceği bir yerel etkinlik gerçekleştirecekler. Projenin bir diğer çıktısı da ’2013-2014 Engelli Kadına Yönelik Şiddet’ izlemesi yapılarak sonuçların raporlanması olacak ve bu çalışma Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek.
Ankara Engelli Kadın Derneği üyesi ve il kolaylaştırıcısı Özlem Kara, Proje Koordinatörü Nilgün Karacaoğlu İlgün, Engelli Kadın Derneği üyeleri ve kolaylaştırıcıları Nurcihan Temur, Esra Uz ile Mine Egbatan’dan oluşan proje yürütücüleri, Mersin’de 3 gün boyunca engelli kadınlarla birçok çalışma gerçekleştirecek. Engelli Kadın Derneği üyesi ve il kolaylaştırıcısı görme engelli hukukçu Özlem Kara, atölye çalışması öncesinde İHA muhabirine projeyle ilgili bilgi verdi. Proje’nin 3. yılında olduğunu belirten Kara, projeyle engelli kadınların hem toplumsal cinsiyet farkındalığını arttırmayı hem de Türkiye’de engelli kadınları bir araya getirmeyi, birlikte örgütlenmelerine katkı sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Bunu yaparken de hem toplumsal cinsiyet farkındalığını anlatmak hem de engelli haklarıyla ilgili bilgi ve deneyim paylaşmayı amaçladıklarını dile getiren Kara, bu yıl diğer proje kentinin de Çanakkale olduğu bilgisini vererek, Çanakkale’deki engelli kadınlarla Mersin’deki engelli kadınların Haziran ayında Ankara’da bir araya geleceklerini kaydetti.
“KADIN VE ENGELLİLİK BİRLEŞTİĞİNDE DAHA FARKLI PROBLEMLER YAŞIYORUZ”
Engelliler söz konusu olduğunda çok fazla cinsiyet meselelerinin gündeme gelmediğine dikkat çeken Kara, toplumda engellilerin hepsinin aynı sorunları yaşadıkları yönünde genel bir yaklaşım olduğunu ifade etti. Ancak, kadın ve engellilik kesiştiğinde daha farklı problemler yaşandığının altını çizen Kara, “Dolayısıyla bu bilgiyi biraz daha ortaklaştırmak ve böylece görünürlük sağlamak gibi bir derdimiz oldu bu proje sayesinde. Mesela bedensel engelli tekerlekli sandalyedeki bir kadının Türkiye’de jinekolojik muayenesi neredeyse imkansız. Çünkü hastanelerde bedensel engelli kadınların jinekolojik muayenelerinin sağlıklı yapılabilmesi için gerekli donanım yok ya da görme engelli bir kadın olarak benim sokakta güvenle yürümem, engeli olmayan bir kadına göre daha zor. Taciz ve benzeri bir durumla karşılaştığımda sanığın teşhis edilmesi, ona bağlı bir takım problemlerin daha kolay çözülmesi benim açımdan daha problemli. O yüzden kadınlık ve engellilik meseleleri birleştiğinde farklı problemler yaşıyoruz. Bunu görünür hale getirmek adına birlikte çözüm aramaya çalışıyoruz” dedi.
“TÜRKİYE’DE İLK KEZ ENGELLİ KADINA YÖNELİK ŞİDDET İZLEMESİ YAPACAĞIZ”
Proje kapsamında bu yıl Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek bir çalışmayla engelli kadına yönelik şiddet izlemesi yapacaklarını da aktaran Kara, medya izlemesiyle engelli kadına yönelik şiddet vakaları üzerinden verileri toplayıp kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti. Kara, “Çünkü özellikle zihnisel engelli kadınların ciddi anlamda şiddet mağduru olduklarını, istismar ve tacize uğradıklarını biliyoruz. Bunun diğer engelli kadın gruplarında ne şekilde gerçekleştiği, adli vaka olarak resmi mercilere yansıyıp yansımadığı, şikayet olarak yansımışsa nasıl sonuçlar ortaya çıkmış gibi bir takım verileri de bu şiddet izlemesi sonucunda değerlendirip raporlama şansımız olacak” diye konuştu.
Toplumsal cinsiyet algıları açısından hep mükemmel bir kadın arayışı olduğuna işaret eden Kara, “Kadın güzel olacaktır, eksiksiz olacaktır, çok iyi yemek yapacaktır, çocuk büyütecektir. Bunu artırabiliriz ama eğer bir kadın engelliyse toplum algısında yetersizdir, eksiktir. O yüzden kadınlık için atfedilen olumlu değerler vardır ya anne olmak, eş olmak gibi bir takım kriterleri sağlamak için yetersizdir, eksiktir ve o konumda görülmez. İkincilleştirilir, ideal bir eş olamaz, ideal bir anne olamaz. Çünkü engellidir, yapamaz, onu yapacak yetiye sahip değildir. Her gruptan engelli kadın için bunu söylemek mümkün. Genel algı bu. Çok fazla korundukları için normalde tırnak içinde kadınlar ve kız çocukları toplumsal cinsiyet algısına bağlı olarak özgür değillerdir zaten ama engellilik de işin içine girdiğinde o özgürlük alanı daha da daralır. Mesela eğitim olanaklarından yararlanan engelli kız çocuk sayısı düşüktür, istihdam edilen engelli kadın sayısı düşüktür” ifadelerini kullandı.
Engelli kadının şiddete uğramasıyla engeli olmayan kadının şiddete uğraması açısından çok belirgin bir fark olmadığına da dikkat çeken Kara, engelli kadınların büyük kısmının sosyokültürel olarak daha alt gruplara mensup olduklarını belirterek, şunları söyledi:
“Dolayısıyla şiddet gören engelli kadın nereye gideceğini bile belki bilmiyor ya da tırnak içinde zaten engelli ve o hak sahibi bir birey değil toplum algısında. Dolayısıyla öyle bir şey yaşanmış geçmiş ya da üstü kapatılır bir problem haline de getirilmiş olabiliyor. Sonuçta her iki tarafta da aslında temel olan kadınlık paydasında birleşiyor olması her iki grubun da. Fakat bazen engelliliğe dayalı bir nefret ya da ayrımcılık hissiyle de hareket edebiliyor insanlar. Yani engelli olmak o insan için kötü bir şey, o insanların yaşamaya dahi hakkı yok, aynı zamanda kadınlık durumuyla birleşmişse bu, o şiddetin başka bir boyutu olabilir. Fakat her zaman böyledir diyemeyiz.”
“PROJEYLE KADINLAR YALNIZ OLMADIKLARINI HİSSEDİYOR”
Bu projeyle engelli kadınlarda bir farkındalık oluştuğunu dile getiren Kara, “Bir kere kadınlar yalnız olmadıklarını hissediyorlar bu toplantılarda, özgüvenleri perçinleniyor. Çünkü genelde kadınlar nereye gideceklerini, kimden destek alacaklarını, kiminle ilişkileneceklerini de bilmiyorlar ve bir problemi yalnızca kendilerinin yaşadığını düşünüyorlar. Destek alabilecekleri bir grubun olduğundan da haberleri yok. Biz aslında bu birlikteliklerle ‘Bu sorunu sadece sen yaşamıyorsun. Aslında hepimiz benzer sorunlar yaşıyoruz. Bir araya gelmeliyiz ki, bu sorunlara nasıl çözümler bulduk onu konuşalımı anlatıyoruz. Bu bilgi ve deneyimi paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.