Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Türkiye’nin acil bir toplumsal barışa ihtiyacı vardır" dedi
Feyzioğlu, Hatay’da Gazeteciler Cemiyeti’ni (HGC) ziyaretinde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bir toplumsal barışa acilen ihtiyaç duyduğunu, bunu her toplantıda, her yerde söylediklerini ifade ederek, "Bunu bir barış veya çözüm süreciyle adlandırmak yerine dikkat ederseniz toplumsal barış kalıbını ısrarla kullanıyoruz. Yaklaşımımız şu, Türkiye’de hiç kimseye ayrımcılık ne kanunen ne de fiilen uygulanabilir. İster özelde, ister kamusal alanda. Ama hiç kimsenin de kanunsal ayrıcalığı hukuken yoktur, fiilen de olamaz. Ülkenin kanunları her yerde ayrımcılığa, ayrıcalığa izin vermeksizin eşit olarak kullanılmalıdır. Konu Türkiye’deki Kürt sorunu üst başlıkta insan hakları sorunudur. O insan hakları sorununun bir parçası Alevilerdir, bir parçası emekçilerdir, bir parçası öğrencilerdir. Her alanda Türkiye insan hakları ve özgürlükler sorununun ortasındadır. Kendisi demokrat olmayan bir hükümetin sadece demokrasiyle çözülecek olan bir sorunu ben çözebildiğini sanmıyorum. İlgili toplumsal kesimlerin ve siyasi liderlerin ne söylüyorlarsa onu kast etmeleri lazım. Yani satır arasında başka bir şeyi kaydetmek, olmazsa bu seçenekleri de budur diye anlatmak yapılmaması gerekir” diye konuştu.
Kamuoyunda, Türkiye’nin IŞİD’e karşı müsamahalı davrandığı, IŞİD’le PKK’yı birbirine kırdırmak gibi bir tavır içinde olduğu algısı olduğunu ifade eden Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Arada sivillerin katledilmesinin de çok fazla rahatsızlık yaratmadığı şeklinde bir düşünce, azımsanmayacak ölçekte maalesef hakim olmuştur. İktidarın dış politikada mezhepçi, din eksenli okumakla sınırlı sığ yaklaşımı Ortadoğu’yu kavramasına engel teşkil etmiştir. Dünya devletleri Ortadoğu’da politikalarını revize ederken saplantılı dış politika yürüten Türkiye, Esad’ın devrilmesine kilitlenmiş bir şekilde, her türlü politikasını ve eylemini Esad’a karşı belirlemiş ve böylece IŞİD’in güçlenmesine maalesef sebebiyet vermiştir. Ülkemizde ve vatandaşlarımızda huzursuzluk yaratmıştır. Aynı zamanda bu sokaklara da yansımıştır. Şu anda sınırımızın ötesindeki IŞİD’in Türkiye’deki sempatizanı destekleyicisi olarak Hizbullah terör örgütü çok çeşitli çok farklı yapılar adı altında yeniden mantar gibi her yerde çıkmaktadır. Savcılarımıza görev düşmüştür burnumuzun dibinde camilerde IŞİD için asker toplanmaktadır. Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Hani soruşturma, hani açılmış dava, parasal yardım yapmak suçtur, petrolünü almak suçtur, bunlarla ilgili bir tedbir alındığını biz duymadık. Türkiye’nin, Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne mutlak olarak saygı göstereceğini ilan edip sınırını teröristlere karşı mühürlemesi kaçınılmazdır. HDP’nin barış süreci tehlikeye girer, biter açıklamaları da Türkiye Cumhuriyetini tehdit gibi algılanır, bu da barışa hizmet etmez çünkü Türkiye PKK’nın bir kolu olan PYD’ye ağır silah yardımı yapamaz, çünkü kendisine dönecek silahları kendi eliyle herhalde başka bir terör örgütüne vermemelidir. Bunun için öncelikle sınırların teröristlerin geçişine kapatılması gerekir. Esad’ı devirme saplantısı yerine Esad’ın uluslararası hukuka uygun davranmasını sağlama kararlılığı sergilenmelidir."
HSYK SEÇİMLERİ
Bugün yapılan HSYK seçimlerine de değinen Feyzioğlu, "Hükümetin hiç gizlemeden kulis yaptığı bir taraftan da cemaatin çalışmalar yürüttüğü bir seçimden ben yargı bağımsız olacak diye bir sonuç değil yargı kime bağlı olacak diye bir soru işareti çıkartıyorum sadece. Bize ona ya da buna bağlı yargı değil bağımsız, tarafsız, adil yargılama yapabilen ve hesap verebilen bir yargı lazım. Bunu sağlamaya elverişli bir sistem olmadığı sürece yargı üzerine yargı dışı güçler çatışır durur" dedi.