Hakkari’nin Geçitli köyünde 16 Eylül 2010 günü yola döşenen mayının patlaması sonucu hayatını kaybeden 9 kişi için anma töreni düzenlendi.
Geçitli köyünden Hakkari’ye giden Aydın Erol yönetimindeki 65 EN 341 plakalı minibüsün geçişi sırasında yola döşenen mayının patlatılması sonucu hayatını kaybeden Cane Dayan, Semiha Dayan, Eşref Gür, Şirin Kurt, Raife Çiftçi, Aydın Erol, Enes Erol, Abuzeyt İdem ve Nurullah Umut Çiftçi için anma programı düzenlendi. Anma programına patlamada 9 yakınını kaybeden Cahit Erol ve eşi Behice Erol, davanın avukatlarından Rojbin Tuğan Kalkan ve patlamada yakınlarını kaybeden çok sayıda kişi katıldı.
Patlamada hayatını kaybedenlerin resimlerinin yer aldığı bez afiş ile ortasına güller konulan ve yas anlamına gelen siyah bezlerin bulunduğu afiş mezarlık girişine asıldı.
Patlamada oğlu Aydın Erol ile birlikte 9 yakınını kaybeden Cahit Erol, Kürtçe yaptığı konuşmada, olayın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen hala faillerin bulunmadığını belirtti. Erol, “4 defadır burada olayın yıl dönümü için bir araya geliyoruz. 4 yıldır bu olayın aydınlatılması için çalmadığım kapı kalmadı. Herkes bir şey söylüyor. Bu söylentiler olayı çözmüyor. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni Başbakan oldu. Davutoğlu’na seslenmek istiyorum. 4 yıldır ağlıyorum. Dertliyim, yaralıyım, artık bu olayın faillerini bulun. 4 yıldır ağlıyorum, sesimi duyan yok. Bu olayda hurdaya dönenen araca 30 bin TL değer biçen devlet, olayda ölenler için 2 bin TL değer biçiyor” dedi
Davanın avukatlarından Rojbin Tuğan Kalkan, Geçitli patlamasının mağdurlarının acılarıyla baş başa bırakıldığını ifade ederek, evlat acısı yaşadığını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu’na bu acıya sahip çıkması çağrısı yaptı. Kimsenin ailelerin yaşadığı acıyı paylaşmadığını belirten Tuğan Kalkan, “Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, 6 aylık evladını kaybettiğini ve evlat acısının nasıl bir acı olduğunu basın kuruluşları aracılığı ile açıkladı. Burada bulunan insanlar da evlatlarını kaybettiler ve 4 yıldır tırnaklarıyla kazmadıkları yer, çalmadıkları kapı kalmadı. Ne yazık ki, acılarına sahip çıkan ve acılarını, ’Sizi anlıyoruz, size yardımcı olacağız. İçinizdeki yangını söndürmek için bu olayın neden meydana geldiğini, kimler tarafından yapıldığını ortaya çıkaracağız’ diyen hiç kimse olmadı” dedi.
Davada bir arpa boyu yol alınmadığını kaydeden Avukat Tuğan Kalkan, Van Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan bu dava dosyasında belirsizliklerin bulunduğu bir iddianamenin Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildiğini, 4 yıl geçmesine rağmen dosyada bir netlik, bir şeffaflık olmadığını söyledi. Bu insanların hukuka ve adalete olan güvenlerini çocuklarıyla birlikte mezarlığa gömdüğünü ifade eden Tuğan Kalkan, “Ailenin tazminat alma gibi bir talebi yok ama devletin yeterli güvenlik önlemleri almaması nedeniyle meydana gelen patlamada evlatlarını yitiren aile, bu konuda devletin ve güvenlik güçlerinin ihmali olduğunu düşünüyor. Bu nedenle açtığımız davada araca 30 bin TL bedel biçen bir devlet; ne yazık ki iki evladını kaybeden bir aileye 25 bin TL tazminat ödemeyi uygun gördü. Bu hangi vicdana, hangi adalete sığar, soruyoruz. Devredilen mahkeme dosyasını takip ediyoruz” diye konuştu.
Olayda oğlunu kaybeden anne Behice Erol ise, 4 yıldır yaşadıkları acıların dinmediğini, hiç kimsenin bu olayın aydınlatılması için bir şey yapmadığını söyledi. Canlarının yandığını ve canı yanmayanın ise kendilerini anlamayacağını kaydeden anne Behice Erol, 4 yıldır her gün acı ve hüzün içinde olduklarını belirtti.
Acılı aile, anmanın ardında köy mezarlığına toplanan çocuklara kek, şeker, gofret ikramında bulundu.