Tarihi kaynaklara göre MÖ 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulan ve tarihe ışık tutuna Harput Kalesi'nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Valilik, Belediye ile Fırat Üniversitesi işbirliğinde 5 yıl önce yeniden başlatılan kazı çalışmaları aralıksız devam ediyor. Kazı çalışmalarında son 5 yıl içerisinde her döneme ait 110 bin tarihi eser gün yüzüne çıkartıldı. Bu yıl 800 metrekarelik alanda başlayan kazı çalışmalarında FÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aytaç'ın kazı başkanlığında 45 kişilik ekip görev alıyor.
2018 yılı Harput iç kale kazılarının devam ettiğini belirten Prof. Dr. İsmail Aytaç, "Bu sene saray önü dediğimiz bölgede Urartu Dönemine ait bazı temel yataklarına ve su oluklarına rastladık. Hemen üstünden bazı buluntulardan Selçuklu dönemi olduğunu düşündüğümüz katmanlara ulaştık. Devamında Osmanlı dönemine ait yapılar elde ediyoruz. Bunlar içerisinde at yemliği ve kemerli mekan var. Küçük buluntular içerisinde Selçuklu döneminde kullanılan çini panolar ortaya çıktı. Harput iç kalesinde topoğrafyaya uygun yerleşim devam etmiş. Özellikle Artuklular öncesi Urartulara giden bir yerleşim olduğunu biliyoruz. Selçuklu dönemine ait çok sayıda sırlı seramik örnekleri bulduk. Bu seneki kazılarımızda taşınabilir kültür varlıkları dediğimiz eserlerin restorasyonlarına da devam ediyoruz. Daha önce az sayıda örnekle bazı değerlendirmeler yaparken artık daha fazla buluntu ile bu değerlendirmeler netlik kazanmaya başladı" dedi.
"Turizm patlaması yaşandı"
Mayıs ayında Harput'un UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Yedek Listesine girdiğini hatırlatan Prof. Dr. Aytaç, "Bu asıl listeye girme süresinde kalede ve Harput içinde yapılan çalışmalarla beraber bu yolda hızlı bir şekilde yürümüş oluyoruz. Bu sene iç turizm bakımdan Harput'ta bir turizm patlaması yaşandı. Çok fazla yoğunluk vardı. Bizlerde tüm kurumlar olarak Harput'u bu yoğunluğu karşılayacak hale getirmeye çalışıyoruz. Koruma amaçlı imar planı yeniden düzenleniyor. Böylece özel mülklerin ve işletmelerin açılmasında da yol açılmış olacaktır" diye konuştu.
"Her döneme ait eser mevcut"
5 sezon boyunca 110 bin civarından obje elde edildiğini vurgulayan Atyaç, " Bunların çoğu kırık dökük ürünler. Bütünlenebilir ve müzeye teslim edilen ürünler daha az. Biz bu çıkan parçaları bir araya getirerek bütünlemeye çalışıyoruz. Her döneme ait, insanın kullandığı her aletlere ait eserlerimiz mevcut. Bu çıkan buluntu küçük parçasından çok bunların ne anlam ifade ettiği bizim için daha fazla önem kazanıyor. Güney surlarının restorasyonu öncesi kazı yaptık ve Bizans katmanı net olarak ortaya çıktı. Her döneme ait bu verilerde katmanlarda bulmaya başladık. Buradaki amaçlar ileriye dönük turizm çalışmalarında zemin hazırlamaktır. Yakın zamanda buradaki çalışmalarımızla ilgili bir fotoğraf sergisi açacağız. Harput restorasyon sempozyumunu seneye tekrarlayacağız. Yine Harput'la ilgili çalıştay düzenlemeyi düşünüyoruz. Böylece bu kültür varlıkları alanına yakın disiplinlerle beraber Harput'u yeniden değerlendirip, görüşleri almaya çalışacağız" diyerek sözlerini tamamladı.