Gaziantep H Tipi Kapalı Cezaevi’nde düzenlenen söyleşiye Cumhuriyet Savcısı Tuncay Yılmaz, hakim Orhan Gazi Ertekin, H Tipi Cezaevi Müdürü Hasan Öz, yazar Ahmet Ümit, yazar-oyuncu Ayhan Bozkurt, Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan, personel ve mahkumlar katıldı. Söyleşide mahkumlarla sohbet eden yazar Ahmet Ümit, yazar olmaya karar verdiği süreci anlattı. Kitaplarından bahseden ünlü yazar Ümit, kitabın önemine değinerek, “Buradaki konuşmam benim için çok anmalı ve değerli bir konuşma. Çünkü yazdığımız bütün romanlar, edebiyat biraz daha genişletirsek sanat kaybedenlerin yanında olmaktır. Çünkü insanlarda empati duygusu uyandırmak gerekiyor. Sanatın bir işlevi veya görevi varsa biz buna empati duygusunu uyandırmak diyoruz. Empati duygusu nasıl oluyor? Okuduğumuz romandaki karakterler kişilikler bir süre sonra bizi o kadar etkiliyor ki biz kendimizi o karakterlerin yerine koyuyoruz.
Onlarla birlikte yaşamaya başlıyoruz. Onların çektiği acıları yada yaşadıkları mutluluğu bizde yaşıyoruz. Bu bizi ne yapıyor? Hapishane de olabiliriz, fabrikada işçi olabiliriz, bir siyasi yönetici olabiliriz ve bizi olduğumuz yerden ve yaşamdan kurtararak bizi bütün bir insanlık haline getiriyor. Evrensel insana dönüştürüyor. Nerede olursak olalım. Çünkü sonuçta hepimiz farklı ruh hallerimiz olsa bile evrensel bir insanlığın temsilcisiyiz. Hepimizin ruhunda aynı duygular var, kıskançlıklarımız, öfkelerimiz, iyilik veya fedakarlıklarımız üç aşağı beş yukarı hepsi aynıdır. Dolayısıyla bur romanı okuduğunuz da o romandaki karakterle özdeşleşmemiz çok kolay" diye konuştu.
ANISINI PAYLAŞTI
Kitaplarından bahseden ünlü yazar Ümit, bir cezaevinde katıldığı söyleşideki anısını anlatarak, “Üsküdar’da bir cezaevine yine söyleşi için gitmiştim. Benim Beyoğlu rapsodisi kitabımı okuyan bir kadın mahkum söz alarak konuştu. Bana dedi ki ‘Ahmet bey size çok teşekkür ediyorum’. Neden dedim ben de. O da ’Ben 16 yıldır cezaevinde bulunuyorum. Bu süreçte dışarıyı sadece cezaevi aracının tel örgüleri arasında görüyordum. Sizin kitabınızı okumaya başladım ve 3 gün beni buradan kurtardınız. 3 gün duvarlar yoktu, buradaki hayat bitti ben Beyoğlu’na gittim. 3 gün o kitaptaki kahramanlarınızla birlikte Beyoğlu’nun sokaklarını dolaştım. Oradaki eğlencelere ve oradaki macerayı bire bir yaşadım sanki’ dedi. İşte ben yazarlık hayatım boyunca duyduğum en mükemmel sözlerdi.
Bir mahkuma daha doğrusu mahkum sözünü kaldırıyorum bir insana bu duyguyu veriyor olmak, 3 günlüğüne de olsa ona özgürlüğünü hissettiriyor olmak, bence bir yazarın bundan daha güzel bir mutluluğu olamaz diye düşünüyorum” dedi.Yazar Ümit’in konuşmasının ardından söz alan mahkumlar kitaplar hakkında ünlü yazara sorular sordu. Kitaplar hakkında fikirlerini anlatan mahkumlar ünlü yazara söyleşiye katılarak cezaevine geldiği için teşekkür etti.