İstanbul'da olası bir deprem durumunda ulaşımın nasıl yönetilmesi gerektiğine dair önemli açıklamalar yapan Halit Özen, deprem öncesi ve sonrası alınması gereken önlemlere ışık tuttu. Özen,
güvenlik ve
acil yardım kurtarma çalışmaları için ulaşımın hayati önem taşıdığını vurgulayarak, bu süreçlerin iyi yönetilmesi gerektiğinin altını çizdi.Halit Özen'e göre, deprem öncesi, anında ve sonrasında
trafiğin yönetimi üç aşamada ele alınmalı.
Afet kanunlarının aktif hale gelmesiyle birlikte, afete dair bilgilendirmelerin artırılması gerektiğini belirtti.
Taksi ve toplu taşıma sürücüleri gibi kamuya hizmet eden tüm araç sürücülerine deprem anında nasıl hareket etmeleri gerektiğine dair
özel eğitimlerin verilmesi gerektiğinin önemi üzerinde durdu.
Sahil Yolu ve Tsunami Tehlikesi
Özellikle İstanbul'daki
sahil yolunun deprem sırasında
tsunami etkisini artırabileceği konusunda uyarılarda bulunan Özen, doğu batı yönlerinde bulunan
D-100 karayolu, TEM Otoyolu ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi ana koridorlardan en az ikisinin açık tutulmasının kritik olduğunu ifade etti. Deprem anında
denize yakın sahil yolunun kullanılmaması, can ve mal güvenliği açısından büyük önem taşıyor.
Raylı Sistemler ve Deniz Yolu Taşıtları
Depremde
raylı sistem araçları ve
deniz yolu taşıtlarının durumunu da değerlendiren Özen, olası bir depremde deniz yolunun en az iki ya da üç gün kullanılmaması gerektiğini belirtti. Bu durum,
ulaşım sistemlerinin ve
yardım malzemelerinin dağıtımının bu olasılığa göre planlanması gerektiğini gösteriyor.Halit Özen'in önerileri, İstanbul gibi büyük bir metropolde deprem durumunda ulaşımın yönetilmesi konusunda kritik bir yol haritası sunuyor.
Güvenli ulaşımın sağlanması,
acil yardım çalışmalarının etkinliği ve
depremin sosyal ve fiziksel etkilerinin azaltılması açısından büyük önem taşıyor. Bu öneriler, deprem anında hızlı ve güvenli tahliye ile yardım dağıtımının nasıl optimize edilebileceğine dair değerli bilgiler içeriyor.