Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer, Helal gıda sertifikasını ve Helal sertifika veren kurumları kasıtlı ve ısrarlı bir şekilde tahkir etmeye, halkın gözünde küçültmeye çalışan bazı firma yöneticilerini eleştirdi.
GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer, Helal gıda sertifikasını ve Helal sertifika veren kurumları kasıtlı ve ısrarlı bir şekilde tahkir etmeye, halkın gözünde küçültmeye çalışan bazı firma yöneticilerini eleştirdi. Büyüközer, “Helal Sertifika veren kurumları hiçbir ayırıma tabi tutmadan “Firmalar ihracat yapabilmek için sertifika istiyor. Helal sertifikalama kurumları da adrese teslim Helal gıda sertifikası gönderiyorlar” diyerek eleştirenler, vebal altına giriyorlar” dedi,
Büyüközer eleştirilerine şöyle devam etti: “Helal gıda sertifikası veren firmaların güvenilirliğini tartışmaya açtığını ilan edenler daha ilk cümlelerinde gerçek dışı ifadelere yer vererek kendi güvenilirliklerini kaybediyorlar. Ülkemizde 80’e yakın Helal gıda sertifikası veren firma olduğunu söyleyenlere bu firmaları sayın bakalım dediğiniz zaman 3 tane ismi arka arkaya sayamayacaklardır. Halkın gözünde Helal Sertifikalamayı kötü gösterebilmek için bu yalanlara tevessül ediyorlar.
Helal gıda sertifikası alan firmaların yeteri kadar kontrol edilmediğini iddia ediyorlar. “Hayvanı keserken Helal kesim yapıyoruz diyorlar: Ancak bu kesimi yapan kişinin sarhoş olup olmadığına, besmele çekip çekmediğine ve nerede kesildiğine bakan yok. Adrese teslim Helal sertifikası veriyorlar. Sertifika veren firmalar gerekli kontrolü yapmıyor" diyerek gerçekleri katlediyorlar. Bugün ülkemizde kesim yapılan tesislerin yüzde 65’ni gece gündüz kamera sistemi ile yıl içinde habersiz ani denetimlerle, laboratuvar testleri ile sıkı bir takip içinde olan bir sertifikalama kurumunun başkanı olarak bu iddiaları yapanları halkımın önünde ispata davet ediyorum. İftira atmak bazı insanlara kolay gelebilir mesuliyetini düşünmüyorsa. Ama insan için asıl olan, fazilet ve erdemli olmak, gerçeği görmek ve hakikatlere teslim olmaktır.
Biz de diyoruz; Helal gıda konusunun, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan, Türkiye için de çok önemli bir konu olduğunu , “Yediklerimiz önce kanımıza, sonra genlerimize, oradan da ruhumuza geçiyor. Toplumun kavgası belki de bu yediklerimizle ilgili çünkü yediklerimiz davranışlarımızı etkiliyor” ifadelerini biz yıllardır anlatmaya çalışıyoruz. Ve biz de ekliyoruz “denetimin öncelikle üretim yapan firmaların vicdanında başlaması gerektiğini , “Firmalar ne kadar Helal üretim yapıyorum diye öncelikle kendine sormalı. Bu işler ahlaki değerlere uygun yapılmalı. “Kendi çocuğuna yediremediği şeyi başkasına yediren Müslüman olabilir mi?" diye kendisine sormalı.
Müslüman ülkelerin Helal gıda sertifikasına büyük önem verdiğini, bu nedenle ihracat yapacak firmalar için bu belgenin çok önemli olduğunu yıllardır anlatmaya çalışıyoruz. Bundan böyle uyduruk belgelerle dışarıya ürünlerimizi satamayacağımızı delilleri ile belirtmeye çalışıyoruz. Bunun için ciddi çalışan ve uluslararası akreditasyonuna sahip olan sertifika kurumunu aramak zorunda kalacaklarını bilmeleri gerekir. Çünkü dışarıdaki kurum ve şahıslar artık yutmuyor. Gerçekten Helal ve tayyib şartlarda üretildiğini, ticari kaygı gütmeden kontrol eden kurumun belgesini arıyor. Bu patronlar, bir yandan TSE’nin yetersizliğini ifade ederlerken, resmi ve uluslararası akreditasyona sahip olan ve ülkemizde en çok geçerli sertifika vermiş GİMDES’in ismini nedense söylemekten kaçıyorlar. Helal gıda konusunda toplumun çok duyarlı olmadığı gerçeği karşısında yurt sathında yüzlerce STK kuruluşları ile işbirliği yaparak yılda binlerce konferans ve seminerler yapan her yıl uluslararası fuarlar ve konferanslar organize eden GİMDES’in bu etkinliklerini destekleyen nedense çok az özel sektör kurum ve patronlarını görebiliyoruz. Bir de bu konuda laf yapıp sanki yokmuş gibi GİMDES’i dilinin ucuna dahi getirmemeye çalışan patronlar var”.