Bahçeli, yazılı açıklamasında, "Tahran Zirvesi’nden bir gün sonra Irak’ın Dohuk Vilayeti’nin Zaho ilçesinde bir dere kenarına yapılan hunhar terör saldırısıyla, tahıl koridoru açılmasının ertesi günü Ukrayna’nın Odessa kentindeki tahıl silolarının vurulması vahim bir tertip olarak karşımıza çıkmıştır. Zaho’da masumların canına kast eden saldırı bir terör eylemidir. Tertipçileri ve tetikçileri; Türkiye’nin hem terörle mücadelesinden hem de bölgesel güç ve küresel aktör olarak sivrilmesinden keyfi kaçan terör, silah ve savaş baronlarıdır." dedi.
Bahçeli, “Esasen bu karanlık emellerin hüviyetleri bellidir. Zaho’da sivil insanların kanını döküp hemen ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’ni suçlama yarışına girenler Türkiye’miz üzerinde hesap yapan, bölücülüğe refakat eden, teröre gelecek bağlayan, dahası her alanda önümüzü kesmek için pusu kuran alçalmış ve alçaklaşmış çevrelerdir. Terörle mücadelemizi engellemek maksadıyla her yola müracaat edenlerin kimler olduğu bilinmektedir. Zaho’daki kanlı eylemin sorumluluğunu Türkiye’ye ihale etme yanlışına düşenler bizatihi suçludur, bu suretle cinayetlerine yenilerini eklemişlerdir.” değerlendirmesi yaptı.
“Türkiye’yi töhmet altında bırakmaya kimsenin hakkı yok”
Irak Merkezi Hükümeti’nin iş birliği kanallarını açık tutarak, diyalog zemininden kaçmadan Zaho katliamının saklanmış faillerini Türkiye’yle eşgüdüm halinde ortaya çıkarmak mecburiyetinde olduğunu kaydeden Bahçeli şunları kaydetti:
“Bilinmelidir ki, şiddetle lanetlediğimiz 27 Temmuz 2022 tarihinde Musul Başkonsolosluğumuza füzeli saldırıyı kim ya da kimler yapmışsa Zaho’ya saldıran da aynı mihraklardır. Irak’ın içine gömüldüğü siyasi istikrarsızlık tablosu, dokuz ayı bulan hükümet krizi, yayılan sokak gösterileri, mezhep temelli cepheleşmeler, birden alev alan parlamento baskınları gerçeklerin tecellisine mani olamayacaktır. Türkiye’yi töhmet altında bırakmaya hiç kimsenin, hiçbir ülkenin hakkı yoktur.
Irak’ın sarsak yönetimi şayet Zaho ve Musul’daki terör saldırılarının sorumlularını bulamayacaksa, buna da yanaşmayacaksa; Türkiye bu hain ve haşaratları araya araya tespit edip cezalandırmaya muktedirdir. Ve mezkûr hesap mutlaka sorulacaktır. Türkiye’yi Irak’ta meşgul etme, tuzağa çekme, yargılama sinsiliği kolektif bir tezgâhtır. Bu tezgâhı kuranlar, Akdeniz ve Ege’deki mevcudiyetimizi, Rusya ve Ukrayna arasında barışçıl çabalarımızı, Tel Rıfat ve Münbiç’e muhtemel askeri harekatımızı engellemek isteyen namertlerdir. Bunlara taşeronluk yapanlar da iç işgal cephesinde buluşan siyasi partiler, köhne bildirilere imza atan sözde aydınlar, satılmış sivil toplum kuruluşları, kiralık gazeteciler, kurşun askere dönüşmüş televizyon yorumcularıdır.”
ABD’ye tepki
ABD’nin Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın sosyal medya aracılığıyla teröristler için yayımladığı taziye mesajı ile bir kez daha terörizmle aynı kareye girdiğini belirten Bahçeli, “Bu durum kabul edilemez bir iş birlikçilik ve iradesizlik örneğidir. ABD’nin yaptığı ancak bir düşman unsurun teşebbüs edeceği bir utanmazlıktır. Bu ülkenin Ankara Büyükelçiliğinin şehitlerimizle ilgili taziye mesajı paylaşması da hiçbir şeyi değiştirmeye, suçu örtmeye yetmeyecektir.” dedi.
"CHP yönetimi HDP’nin maske takan kripto damarıdır"
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Demirtaş ve Kavala’nın serbest kalmasına ilişkin açıklamasını ise, “Bir teröristin serbest kalmasını istemek vatana ihanet, şehitlerimize hakaret, gazilerimize küfürdür. Kılıçdaroğlu’nun HDP avukatlığına soyunması, terörist hayranlığıyla soluklanması üstlendiği siyasi sorumluluk dikkate alındığında milli güvenlik sorunudur. CHP yönetimi HDP’nin maske takan kripto damarıdır.” sözleriyle eleştirdi.