Bakan Çavuşoğlu ayrıca, Fatih Sultan Mehmet'in vasiyetini ve Ayasofya'nın tapusunu göstererek, "Bakın burada belgesi var. Fatih'in vasiyeti ve vakfiyesi var. Evet, bu yapılar tüm insanlığındır. Ama nasıl değerlendirileceğine biz karar veririz. ABD ve Yunanistan'ın bize akıl verme hakları yok. İnanç özgürlüğünde nerede olduklarını biliyoruz." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, NTV'de katıldığı programda gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Ayasofya'nın ibadete açılmasına ilişkin tartışmalar hakkındaki bir soru üzerine Çavuşoğlu, "Kesinlikle uluslararası bir konu değildir. Bu, ulusal egemenlik konusudur." dedi.
Çavuşoğlu, Ayasofya'nın, İstanbul'un fethiyle, Osmanlı'nın mülkü olduğunu ve Fatih Sultan Mehmet adına kurulmuş olan Fatih Vakfiyesinde 1462'de cami olarak tescil edildiğini belirterek, "Bu, bir egemenlik meselesidir. Kimse Türkiye'deki dini azınlıkların haklarını ya da dini özgürlükleri tartışmaya açmasın. Geçmişte bizde de sorunlar oldu ama son 20 yıldır Türkiye'de farklı dinlere mensup azınlıkların haklarıyla ilgili attığımız adımlar ortada." diye konuştu.
ABD'nin Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu’nda Ayasofya konusuna atıfta bulunulmasına ilişkin ise Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Kimse Türkiye'yi sorgulamasın. Hele hele ABD gibi bir ülkenin bunu sorgulaması gerçekten abesle iştigal, trajikomik. Gerçekten ırkçılık var mı ABD'de, had safhada görüyoruz. İslam düşmanlığı, var. Son zamanlarda yabancı düşmanlığı, var.
ABD'deki Müslümanlara yönelik taciz ve saldırılar, kongre üyesi Müslümanlar da dahil en üst düzeye de geliyor mu, geliyor. Türkiye ise, tam tersini yapıyor. Bunun tam tersini olumlu anlamda yapıyoruz. Böyle bir durumda Ayasofya'nın tartışmaya açılması, fetihten 567 yıl sonra halen Türk milleti karşıtlarının, Ayasofya'nın, hatta İstanbul'un kime ait olduğunu tartışmaya açması manidar. Bunu kabul edememişler."
Çavuşoğlu, 1462 tarihli Fatih Vakfiyesine ait orijinal belgeyi de göstererek, "Ayasofya'nın cami olarak tapusunun bu vakfa devredilmesini, tescil edilmesini gösteriyor. Bunun nesini tartışıyorsunuz?" diye konuştu.
Ayasofya tartışmalarının, "hazmedememe ve kabullenememe" olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Burada önemli olan Türk milleti ne istiyor? Bunun çerçevesini, zaten Cumhurbaşkanımız çizdi. Bir derneğimiz Danıştaya başvurdu. 1934'te Ayasofya'nın müze olmasıyla ilgili karara karşı, bu kararın iptaline yönelik bir başvuru oldu. Zaten 2 Temmuz'da da, öyle görünüyor, Danıştay bunu değerlendirecek. Danıştay karar verecek. Bu doğrultuda, biz (konuyu) kendi egemenlik hakkımız olarak görürüz."
"HAFTER VE MÜTTEFİKLERİNİN LİBYA'DA ATEŞKES ÇAĞRISI ÖLÜ DOĞMUŞTUR"
Mısır'ın ev sahipliğinde yapılan, Libya'nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter ve müttefiklerinin Libya'da ateşkes çağrısına ilişkin bir soruya ise Çavuşoğlu, "Bu ateşkes çağrısı ya da ortak açıklama, bize göre ölü doğmuştur. Gerçekçi de değildir, samimi de değildir." dedi.
Ateşkesin, iki çatışan taraf arasında, hukuki anlamda ise iki meşru taraf arasında olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Burada ateşkes kelimesini kullanmak da doğru değil. Teröristlerle, darbecilerle ateşkes olmaz. Ama burda çatışmaların durdurulması anlamında kullanılıyor." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac'ın olduğu ortamlarda, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in ateşkesi kabul etmediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"BM'nin de onayladığı bir belgeyi Hafter reddetti. Şimdi gelelim bu Hafter'i Mısır'da bir araya getiren ülkelere. Peki, siz Berlin'de yok muydunuz, vardınız. Madem Hafter'i çağırıp bir ateşkes yaptırma gücünüz var, Birleşik Arap Emirlikleri için de söylüyorum, bunu niye Berlin'de yapmadınız? Bunlar da samimi değil. Orada da istemediler, ister gibi göründüler. Hafter'in her şeyi bunlar. Bunlar destek vermese, Hafter sıfır."
Libya'da BM'nin ve dünyanın tanıdığı tek meşru tarafın Serrac tarafı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Hafter'in "korsan darbe girişiminin ardından sahada sürekli kaybettiğini" söyledi.
Çavuşoğlu, "(Hafter) Sahada kaybettiğini göstermemek için o açıklamayı yaptı. O kadar uluslararası toplum buna gayret sarf ediyor, Hafter yanaşmıyor, şimdi kaybetmeye başlayınca, Kahire'den bir açıklama çıkıyor. Burada, herkesin olduğu ortamda, yani BM çatısı altında bağlayıcı bir ateşkese, silahların susturulmasına gidebiliriz. Ondan sonra da siyasi sürece odaklanmamız lazım." diye konuştu.
Hafter'in samimi olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, Hafter'in, Libya'nın geleceğinde yerinin olmadığını bu davranışlarıyla ispat ettiğini belirtti.
Çavuşoğlu, Hafter'in Libya'da olmadığı yönündeki iddialara ilişkin ise "Bilemiyorum, bunu istihbari kaynaklara sormak lazım ama sahada ciddi bir bozulma var bunu görüyoruz. Özellikle de aşiret, kabile liderlerine baktığımız zaman hızlı bir şekilde meşru Ulusal Mutabakat tarafına, Serrac tarafına geçişler var. Daha önce Hafter oraları kontrol ettiği için baskı sebebiyle yapamamışlardır. Serrac, meşru hükümet giderek sahada güçleniyor." dedi.