CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “Türkiye’de Enerji Yoksulluğu” başlıklı bir rapor hazırladı.
Raporda, şu saptama ve değerlendirmelere yer verildi:
“Temel bir insan hakkı olan enerji Türkiye’de özellikle kış aylarında ısınma ihtiyacının artacağı bir dönemde tamamen lüks haline dönüşmüştür. Türkiye’deki enerjiye erişim temel bir hak ekseninden çıkarılarak vatandaşı müşteri olarak gören bir düzene dönüştürülmüştür. AK Parti iktidarının yanlış kararları nedeniyle vatandaşlarımız derin bir enerji yoksulluğu yaşamaya başlamıştır. Enerji yoksulluğu, yanlış özelleştirme politikaları, enerji alanında kamunun elinin zayıflatılması ve alanın tamamen kar-zarar denkleminde bir sektöre dönüşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle kış aylarında Türkiye’de vatandaşlar ya fahiş tutardaki faturalarla karşılayacak ya da kış aylarında ısınma ihtiyacını tam gidermeden geçirmek zorunda kalacaktır.
"Aralık ve ocak aylarında sıkıntı yaşanacak"
Türkiye’de 2022 yılı içinde enerji faturalarına zam üstüne zam yapıldı. Elektrik konut tarifesine yapılan toplam 3 zamla düşük kademe yüzde 89,5; yüksek kademe ise yüzde 185 oranında zamlandı. Doğalgaz konut tarifesi ise yapılan toplam 3 zamla birlikte yüzde 164,1 oranında arttı. Başka bir deyişle kış öncesi elektrik faturaları 2 ile 3 kat, doğalgaz faturaları ise 2,5 kattan daha fazla artmış durumda. Benzer bir şekilde akaryakıt ürünlerine de 2022 yılı boyunca art arda zam yapıldı. İstanbul’da benzinin litre fiyatı 12 lira 91 kuruştan 22 lira 69 kuruşa; motorinin litre fiyatı da 12 lira 76 kuruştan 26 lira 37 kuruşa yükseldi.
Enerjiye yapılan fahiş zamların ardından konutlarda temel ihtiyacı karşılamak için yapılan tüketimler bile artık asgari ücretli ve düşük gelirli gruplar tarafından karşılanamamaktadır. Bu kapsamda asgari tüketim olarak kabul edilen 240 kilovatsaatin faturaya yansıması 417 lira olurken, ısınma amacıyla günlük 10 metreküp doğalgazın bir aylık tüketim faturası ise bin 716 liraya çıkmış durumda. Buna göre yalnızca ısınma ihtiyacını karşılamak ve asgari elektrik tüketiminin bedeli 2 bin 133 lira olarak hesaplanıyor. Başka bir deyişle kış aylarında ısınmak isteyen ve asgari tutarda elektrik harcayan bir vatandaş yalnızca iki faturaya 2 bin liranın üzerinde bir tutar vermek zorunda olacak.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) Avrupa bölgesinde; enerji faturalarının gelirin yüzde 25’ini bulması durumunda enerji yoksulluğu tanımı yapılmaktadır. Bu veriden hareketle Türkiye’de asgari ücretle çalışanların özellikle kış aylarında derin bir enerji yoksulluğu yaşadığı ortaya çıkmaktadır. Buna göre elektrikte asgari tüketimde bulunan ve kış aylarında ısınma amacıyla doğalgaz tüketen bir asgari ücretli çalışanın 5 bin 500 lira olan maaşının yüzde 39’una denk gelmektedir. Bu veriler dikkate alındığında asgari ücretle çalışan vatandaşlarımızın önümüzdeki kış döneminde özellikle aralık ve ocak aylarında sıkıntı yaşayacağı anlaşılmaktadır.
"Derin bir enerji yoksulluğu"
Asgari ücretle çalışanlar; Türkiye’de ücretli çalışanların yüzde 47’sini oluşturmaktadır. Asgari ücretten daha az gelirle çalışanlar da dikkate alındığında Türkiye’de kış aylarında ücretli her iki çalışan vatandaştan birinin derin bir enerji yoksulluğu yaşayacağı anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda iktidarın hiçbir ayrım yapmadan asgari ücret ve daha alt gelir gruplarına kış aylarında doğrudan nakdi yardım yapması gerekmektedir. İktidarın yaptığını iddia ettiği sübvansiyonun vatandaşın kış aylarında ısınma ihtiyacını karşılamadığı ortadadır.
Yeni yılda asgari ücrete yapılacak artış vatandaşın cebine Şubat 2023’te girecek. Dolayısıyla aralık ve ocak aylarında asgari ücretle çalışan vatandaşlarımız ısınma ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamayacaklar. AK Parti iktidarı önümüzdeki iki ay boyunca ücretli çalışan her iki vatandaşımızdan birinin derin bir enerji yoksulluğu yaşatacak. İktidar sözcüleri milletten o kadar kopmuş durumdalar ki, Türkiye’de ortalama ücretin asgari ücretin iki katı olabileceğini söylüyorlar. Türkiye’de ücretli çalışanların yüzde 47’si asgari ücretli. İktidar sözcüleri daha bu gerçekliğin bile farkında değil.”