Mersin Büyükşehir Belediyesince yapımı tamamlanan ‘Toplu Taşıma Yerleşkesi’nin açılış töreni için Mersin'e gelen Kılıçdaroğlu, Yenişehir Atatürk Kültür Merkezinde 'Muhtarlar Buluşması' programına katıldı. Toplantıda muhtarlarının sorun ve taleplerini dinleyen Kılıçdaroğlu, CHP'ye üye olan bazı muhtarlara rozet taktı.
"Bir siyasetçi görev yaparken mal varlığından neden büyük artışlar olur?"
"Bir siyasetçi iktidar olduğunda mal varlığında artış varsa, bilin ki o malı götürüyor" şeklinde konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Dolayısıyla ne yapar bu siyasetçi, vatandaşın hakkını hukukunu değil kendi mal varlığını korumaya başlar. Bunu 2 bin 400 yıl önce bir bilim insanı söylemiş. Bir siyasetçi görev yaparken mal varlığından neden büyük artışlar olur? Siz inançlı insanlarısınız. Yüce Yaradan ne diyor, 'Kul hakkı ile karşıma gelme, günahları affedebilirim' diyor. Bir siyasetçi devleti yönetirken kimin parasını kullanır? 85 milyonun parasını kullanır. 85 milyonun parasını doğru kullanmaz ve kendisine özel mal varlığı edinirse, kul hakkı yemektir bu. Muhtarlık kurumu sıradan bir kurum değildir. Dolayısıyla bulunduğunuz makamda aynı zamanda adaleti de temsil ediyorsunuz. Herkese eşit davranmak zorundasınız. Böyle yapmazsanız görevinizi yapmamış olursunuz."
"Bu ülkede huzuru getireceksek, önce adaleti getirmek zorundayız
"Devletin dini adalettir" diyen Kılıçdaroğlu, adaletin olmadığı bir yerde devlette de çürüme başlayacağını kaydederek, "Sizler yönetirken de muhtar olarak adil olmak zorundasınız. Devleti yönetenler de adil davranmak zorundadırlar. Adaletin olmadığı bir yerde huzur olmaz, adaletin olmadığı bir yerde bereket olmaz. Bana söyler misiniz bu ülkede adalet var mıdır? Adaletin olmadığını ben değil, Yargıtay Başkanı söylüyor zaten. 'Adalete olan güven yüzde 30'a düştü' diyor. Yani vatandaşın yüzde 70'i 'Adalet yoktur' diyor. O zaman bu ülkede huzuru getireceksek, önce adalet için mücadele etmek zorundayız, adaleti getirmek zorundayız. Adaletin olmadığı yerde açlık olur, sefalet olur. Bunun için bana görev düşüyor, ben bunları dillendiriyorum. Ama size de görev düşüyor, eski alışkanlıklarınızı bırakmak zorundasınız. Türkiye bir çürümenin içine süratle gidiyor. Kimin ne yaptığı belli değil. Onların tamamını Allah nasip ederse tamamını çözeceğim" diye konuştu.
"Bu memleketin namuslu insanlar tarafından yönetilmesi gerekmiyor mu artık?
Tarım ve hayvancılığın, et üreticisinin, süt üreticisinin zarar ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Doğru yapılmazsa eder. Formülü nedir bunun? Formülü şu; maliyet artı makul kar, eşittir taban fiyat. Maliyeti belli mi bunun belli. Dönümü belli mi belli. Gübre, ilaç, su, elektrik belli mi belli. Maliyeti bulup, üstüne kar vereceksin, çiftçinin zarar etmemesi lazım. Onun üstünde vatandaş satıyorsa satsın, ama taban fiyatın altına asla düşmeyecek fiyat. Hollanda, Konya'dan küçük arazi olarak. Yıllık tarım ürünü ihracatı 180 milyar doların üzerinde. Devasa Türkiye'ye bakın, tütün ihraç ederdik, şimdi ithal ediyoruz. Mercimeği, fasulyeyi, pamuğu, eti, canlı hayvanı ithal ediyoruz. Bu Türkiye'yi iyi yönetmek midir? El aleme avuç mu açmak gerekiyor. Allah aşkına bu memleketin namuslu insanlar tarafından yönetilmesi gerekmiyor mu artık?" dedi.