Göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, Türkiye’de Kovid-19’a yakalananlar ilk sağlık çalışanlarından biriydi. Bir hastasından virüsü kapan Prof. Dr. Akkoyunlu, 16 günlük tedavinin ardından taburcu olup işine döndü. Tedavi sürecinde tetkik raporlarına düştüğü günlük notları kitaplaştıran Prof. Dr. Akkoyunlu şunları anlattı:
“Düzenli olmasa da günlük tutardım. Hastalık sürecinde de hastanede günlük defterim yanımda olmadığı için, getirilen tetkik raporlarına belli notlar almıştım. Bir hocamız da günlüklerimi paylaşmamı rica etti. Çünkü insanların hastalık hakkında teknik bilgileri var ancak hastalığın nasıl geçtiği, iyileşenlerin neler yaşadığı bilinmiyor. Bu gerçekten doktorlar tarafından dahi merak ediliyordu. Benim de elimde notlarım hazırdı ve yazdığım günlükleri dernek grubunda paylaştım. İki bin civarında göğüs doktorunun olduğu bir guruptu. Paylaşımım grubun da ötesinde tepkiler aldı. Pegesus yayınları notları kitaplaştırmak istedi. ‘Doktor ve hasta gözüyle bu süreci anlatır mısın, kitaplaştırır mısınız’ dediler. Toplumsal farkındalığı artırmak için ortaya atılan kitap fikri böylece ortaya çıkmış oldu.”
Tedavi sürecini oldukça ağır geçiren Prof. Dr. Akkoyunlu hastalığının 5’inci gününü kitabında şu sözlerle anlatmış: “Geceler geçmek bilmiyor. Bir gece takılıp düşecekmişim gibi. Gündüz de dinlenemiyorum. İyileşiyor muyum acaba? Fakat ateş düşmedi ve uykularımı kaçıracak düzeyde bir halsizlik var. Çok yorgunum. Konuşmak, düşünmek bile yorucu olmaya başladı. Kafamda gelgitler ve ‘Ne olacak?’ sorusu... Sağ kolumdaki kızarıklık, daha genişlemiş. Sabah kan alınırken sol kolumdan denediler. Kolumdaki damarlar, kan almaktan tamamen tıkalı. İğne damara giriyor, görüyorum ama kan gelmiyor. Elimin üstünden ancak alabildiler. İğne fobim ne âlemde? Fobi demek, naz demekmiş. Fobim mi kaldı? Hastalık fobi de naz da bırakmadı.”
‘BUGÜNDE ÖLMEDİM ANNE’
Dr. Akkoyunlu, tedavisinin 7’inci gününde de, “Düne göre daha kötüyüm. Güçten, takatten düştüm iyice. Başımı kaldıramıyorum. Işığa hassasiyetim var. Umut ve umutsuzluk, bir kıskacın iki ucu gibi sıkıştırıyor ruhumu. Acı veriyor bana” notlarını kaleme almış. Tedavisinin 10’uncu gününde ise Dr. Akkoyunlu, şunları aktarıyor: “Gözümde göz bandı var. Güneş doğdu galiba. Göz bandını açmaya mecalim yok. Bir an için, ‘Bugün de ölmedim anne’ diyesim geliyor ama sanki veda günü. Hiç bu kadar kötü olmamıştım. Damarlarım berbat durumda.”