Ekrem İmamoğlu, bugün eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte TÜYAP 39. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nı ziyaret etti. Stantları gezerek hem yazarlarla hem de fuarı gezen vatandaşla sohbet eden İmamoğlu, yazar Yekta Kopan ile söyleşiye katıldı.
İstanbul'da 50 kütüphanemiz oldu. Yani ben, bir mahalleye giriyorum veya orada coşkulu bir çocuk, genç grup gördüğümde 'Var mı burada çocukların gideceği bir yer’… İstanbul'un 2-3 mahallesi yan yana, 150 bin nüfus var. Yani örneğin böyle mahalleler var. Dolayısıyla İstanbul'da öyle bir mahalle gördüğümde hemen diyorum, 'Burada yer bulacaksınız, kütüphane açacaksınız.' 'Yerimiz yok'. 'Kiralayacaksınız' diyorum. Yani bu kültüre dair hizmetimizde çok coşkuluyuz. Oraya kitap kamyonumu yolluyorum. Ben, ‘kitap kamyonu’ diyorum. Çünkü gerçekten koca bir kamyon kitap dolu. Oraya gidiyor, her yaş grubuna kitap dağıtıyoruz.
"Dünyanın en güzel, bence, sanat merkezlerinden birisi olacak Fesane"
Feshane geliyor mesela. Dünyanın en güzel, bence, sanat merkezlerinden birisi olacak Fesane. Orayı, uluslararası farklı etkinlikleri taşıyacağımız bir alan olarak düşünüyoruz. Yine Türkiye'nin en büyük, Türkiye'nin değil dünyanın en eski aktif tersanesi olan Haliç Tersanesi’nin büyük bir bölümünü sanata, kültüre ve bir kısım müzelere ayırıyoruz. Orada işin sonuna gelmiş durumdayız. 100'ün üzerinde yerde tarihi canlandırıyoruz. Moda İskelesi'ni restore ettik. Hatta ben görür görmez dedim, 'Burası muhteşem bir kütüphane, kitap kafe gibi bir yer olmalı’. Ki İstanbul Kitapçı’sını bu anlamda yaygınlaştırıyoruz. Millet kuyrukla giriyor, kuyrukla çıkıyor böyle.
"15 ciltlik Cumhuriyet yüzyılını anlatan bir kitap geliyor"
Nutuk'a uzun bir süre çalıştık. Yani neticede Nutuk'u okuyoruz ama yani Nutuk'un daha anlaşılır, daha 360 derece… Yani tabii ki Nutuk inanılmaz bir kalem. Yani Atatürk, bütün yaşadıklarını aktarıyor ve bütün bu yaşadıklarını da milletle paylaşmış o dönemde. Bu müthiş bir lider. Ama 360 derece bakabilmek farklı bir şeydi. Orada bir isim geçiyor ama kimdir? Sadece okuyup geçiyorsunuz, eğer onu araştırma şansınız yoksa. Burada haritalar, belgeler yaşanmışlıklar var içinde. Yani o olayla ilgili farklı 6-7 insanın yaşanmışlıkları var. Cumhuriyet’in 100. yılına da çok özel hazırlanıyoruz bu arada. Yani 15 ciltlik muhteşem bir Cumhuriyet yüzyılını anlatan bir kitap geliyor.
-Cumhurbaşkanı adaylığı sorusuna yanıt: Allah bilir
Diğer bir izleyicinin cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soruna İmamoğlu şu yanıtı verdi:
"Ben belediye başkanı seçildikten hemen sonra önemli bir yazar gelmişti, o da sormuştu ‘Böyle böyle gelecekte’ diye. Yani bizde de en güzel laftır, 'Allah bilir' deriz yani, değil mi? Öyle cevap verince 'Bak Allah bilir' dedi, 'demek ki düşünüyor' falan. Ya ‘Allah bilir’ dedim yani. Dolayısıyla sana da ‘Allah bilir kardeşim’ diyeceğim, ne diyeyim?"
"Bu mesele tek başına bir belediye meselesi değil"
İmamoğlu, İstanbul'da beklenen depremle ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:
"Sokak aralarında şantiyeler kuruyoruz. Yani bizi arayan ve uzlaşmayı sağlayabildiğimiz, 20 daire de olsa giriyoruz, yapıyoruz. Bu mesele, tek başına bir belediye meselesi değil. Ben, bunu yalvararak, yani İstanbul'dan 2-3 defa ve ısrarlı bir biçimde bakanlıklarla ve diğer kurumlarla konuşarak... Bakın, bu meselede tarafların, herkesin artık 'evet' demesi lazım. Bakanlık, diğer kurumlar, TOKİ, büyükşehir belediyesi, ilçe belediyeleri, bankalar, yapımcı firmalar, kurumlar, meslek kuruluşları… Ama yetmez. Bakın, vatandaş… İnanın İstanbul'da mesela en ciddi problem ne biliyor musunuz? Milletin uzlaşamaması, milletin bir araya gelip bir konuda bir süreci çözememesi. Yani birçok örneği var. Çok yakınlarım var, içinde yaşıyorlar. 3,5 senedir uzlaşmayla ilgili mücadele veriyor. Yani birisi 50 lira fazla istiyor, birisi 100 lira fazla istiyor gibi meseleler üzerinden. O bakımdan, şeffaf bir biçimde depreme bütüncül bakan, değişime ve dönüşüme bütüncül bakan bir hareketliliği yaşatmamız lazım. Şu anda onun arttığını İstanbul'un her noktasında ortaya koyuyoruz. Tabii mevzu belediye başkanı, İstanbul olunca doğal olarak kültür, sanat, ulaşım, deprem, hepsi mümkün yani."