İstanbul Sancaktepe’de 19 Eylül tarihinde meydana gelen olayda iddiaya göre eski futbolcu Sezer Öztürk ve arkadaşı Ömer Genç, aracını yolun kenarına park eden 24 yaşındaki Halil İbrahim Scholten ile tartışmaya başladı. Kısa sürede tartışma kavgaya dönüşünce Sezer Öztürk silahını çıkararak peş peşe ateşledi. Kurşun isabet eden 5 kişi yaralanırken Halil İbrahim Scholten hayatını kaybetti. Olayın ardından tutuklanan Sezer Öztürk ve Ömer Genç hakkında dava açıldı.
“ESKİ MİLLİ FUTBOLCU OLARAK BURADA OLMAKTAN ÜZÜNTÜ DUYUYORUM”
Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Sezer Öztürk, ve Ömer Genç hazır edildi. İddianamenin okunmasının ve kimlik tespitlerinin ardından tutuklu sanık Sezer Öztürk ilk savunmasını yaptı. Savunmasına, “Eski milli bir futbolcu olarak burada olmaktan duyduğum üzüntüyü dile getirmek istiyorum” diyerek başlayan Öztürk, “Psikolojim iyi olmadığı için aldığım ağır ilaçlar yüzünden emniyette ve savcılıkta söylemek istediklerimi anlatamadım. Bugün burada her şeyi anlatmak istiyorum” dedi.
“ARABANIN İÇİNE KAFASINI UZATIP KÜFÜR ETTİLER”
Olay günü arkadaşı Ömer Genç ve ailesiyle birlikte ailecek hayvanat bahçesinden döndüklerini anlatan Öztürk, “Arabada benim 3 çocuğum, eşim ve çocuklarımızın bakıcısı vardı. Arka arabada da Ömer’in 2 çocuğu ve eşi vardı. Tatil için kiraladığımız eve doğru gidiyorduk. Eve 100-200 metre kalmıştı ki 2-3 arabanın yolu kapattıklarını gördük. Arabaların kapıları açıktı. Yol isteyince bana, ‘bekle lan’ dediler. 5-10 dakika bekledikten sonra tekrar yol istedim bu sefer bana, ‘Bekle lan Almancı p.., burası Almanya mı?’ diye küfürler ettiler. Ben yanımda ailem olduğu için hep alttan aldım ama arabada 1,5 yaşındaki çocuğum ağlıyor artık eve gitmem lazım. Geçecek başka yol yok. En son biri eşimin olduğu tarafın camından kafasını içeri sokarak küfür etti” dedi.
“SORUMLUSU BEN DEĞİLİM BEN BAŞLATMADIM”
Almanya’da büyüdüğünü söyleyen Sezer Öztürk, “Ama ben Türküm hakim bey, bizde eşin ve çocuğun olduğu yerde küfür edilmez. Biz şerefimiz için yaşarız. Ben söylediklerini hep hazmettim. Çünkü alkollü olduklarını anladım. Biz arabada durdukça üstümüze geldiler. İçlerinden biri arka kapıyı açmaya çalışınca ben arabadan indim. İner inmez biri bana yumruk attı. Bijon anahtarıyla kafama vurdular. Demir çubuklar ve taşlarla vurmaya devam ettiler. Biri üstüme sandalye attı. Çok kalabalıklardı. Ben bunları yaşarken hep çocuklarımı ve eşimi düşündüm. Ölenin de 2 çocuğu varmış. Ama bunu ben başlatmadım sorumlusu ben değilim” dedi.
“O ANA KADAR KİMSEYİ ÖLDÜRMEYİ DÜŞÜNMEDİM”
Sürekli darbe aldığını anlatan Öztürk, “Bitmiyordu. Çocuklarımın yanında bu kadar gözleri dönmüş şiddete meyilli insanların çocuklarıma da bir şey yapacağını düşündüm. Ömer ilk önce havaya ateş etti. Biraz geri çekildiler ama yine gelip daha çok vurmaya başladılar. Ben bir ara kendimden geçer gibi oldum. Çocuklarıma bir şey olmasın diye sürekli dua ediyordum. O ana kadar kimseyi öldürmeyi düşünmedim. Allah hiçbir babayı bu pozisyona düşürmesin. Ömer’in kafasına vurduklarını ve Ömer’i yere düştüğünü gördüm. Ömer’in hanımı Ayşe abla eşini kurtarmaya çalışıyordu. Karşımızda 15-20 kişi var, biz eşlerimizle mücadele ediyoruz” dedi.
“HASTENEYE GİDERKEN YENİDEN ÖNÜMÜZÜ KESTİLER”
Eve gittiklerini ancak çok fazla darbe aldığını söyleyen Öztürk, “Sürekli kusuyordum ve görme kaybım vardı. Eşim kafatasın görünüyor yarılmış hemen hastaneye gidelim dedi. Eşim ve çocuklarımı evde bıraktım. Ömer ile birlikte yeniden yola çıktık. Aynı yoldan geçmek zorundaydık. Aynı yerde 15-20 kişi yeniden yolumuzu kesti. Maktul de oradaydı. Keşke olmasaydı ama niyetleri iyi değildi. Benim hala başım dönüyordu. O kadar çok darbe almıştım ki tek bir darbe daha alsam öleceğimi biliyordum” dedi.
“SADECE YOL İSTEMİŞTİK”
Üstüne doğru gelen kişilerden birinin belinde silah olduğunu zannettiği için ayaklarına ateş ettiğini söyleyen Öztürk, “Maktul üstüme doğru geldi. Ben ayaklarına doğru ateş edince kaçtı. Koşmaya başladı. Benim öldürme kastım yoktu. Olsaydı arkasından koşardım. Hayatımda hiç suç işlemedim. Üzgünüm, sadece yol istemiştik. Ben size her şeyi içtenlikle anlattım. Üzerimden bir yük kalktı” dedi.
“HEPİMİZİ ÖLDÜRECEKLERİNİ DÜŞÜNDÜM”
Sanık Ömer Genç de olay anında kalabalık bir grubun kendilerine saldırdığını anlatarak, “Önce arabadan inmedik. Ben arkadaki arabadaydım. Kalabalıktan birinin Sezer’in eşi ve çocuklarının olduğu arka kapıyı açmaya çalıştığını görünce indim. Başka biri de benim yolumu keserek, ‘Buranın kahramanı sen misin?’ diyerek bana vurmaya başladı. Ben belimden büyük bir ameliyat geçirdiğim için zaten yerden kalkamadım. Eşim beni kurtarmaya çalışıyordu. Çocuklarım yerde ağlıyordu. O an hepimizi öldüreceklerini düşündüm” dedi.
“EZ EZ DİYE BAĞIRIYORLARDI”
Kalabalığın daha sonra kamyonete bindiğini anlatan Genç, “Biri de, ‘ez ez’ diye bağırıyordu. Ben kaçmayı başardım ama Sezer tam kendinde olmadığı için ona çarptı. Kamyonet sonra geri geri gelmeye başladı. Sezer bijon anahtarını alarak kamyonete fırlattı” dedi.
ANNE ŞİKAYETÇİ OLMADI
Sanık savunmalarının ardından maktul Halil İbrahim Sholter’in dini nikahlı eşi Dilek Özdemir ifade verdi. Olay anını görmediğini söyleyen Özdemir, “Benim çocuğum her gece baba diye ağlıyor. En ağır cezayı alsın” dedi. Maktulün annesi Güleser Scholter de olay anını görmediğini söyledi. Hakimin, “Şikayetçi misin?” sorusu üzerine ise Scholter, “Neyinden şikayetçi olacağım. Şikayetçi değilim. Allah’a havale ediyorum” dedi. Olay yerinde bulunan diğer müştekiler de sanıklardan şikayetçi olmadı.
Alınan savunma ve beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.