Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklaması şu şekilde;
Ülkemizde uzunca bir süre kanayan yaramız olan kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi konusunda epeyce bir mesafe kaydettiğimiz gerçektir. Bu mücadelenin çıtasını sürekli yükseltmek mecburiyetindeyiz. Kadın, insanın yarısıdır.
Hiçbir hak ve sorumluluk, sadece gerçeğe veya sadece kadına mahsus kılınmamıştır. Toplumsal hayatın temel direği de kadındır.Kadınlarımızı insan onuruna uygun bir hayat sürebilmeleri temini ötesinde hak, fırsat adaleti esasına dayalı olarak hayatın her alanında kendilerine ve ülkelerine katrkı sağlayan bireyler haline getirmek istiyoruz.
Ülkemizi, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri ile kadın konukevlerimizle, eğitim çalışmalarımızla dünyada örnek gösterilen bir seviyeye getirdik. Emniyetimizi, sağlık çalışanlarımızı, yargı mensuplarımızı, öğretmenlerimizi, din görevlilerimizi çalışmalarımızın içine katıyoruz. Bu faaliyetlerin hepsini de aile kurumunu güçlendirme anlayışla yürüttüğümüzün altını tekrar çizmek istiyorum.
Cinsel şiddet ve bağımlılık gibi bu alanlardaki mücadelenin teknik altyapısını güçlendiriyoruz. Budan sonra da Cumhurbaşkanı olarak şahsi, Cumhurbaşkanlığı olarak kurumsal himayemiz altında milletimizi kuşatan seferberlik ruhuyla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kadın, iyi bir öğretmendir. Öğretmenlerin yüzde 60'ının, akademistyenlerin yarıya yakınının kadınlardan oluşması bu hakikatin bir ifadesidir.
Terör örgütlerinin son dönemde yaptığı saldırılarda hayatını kaybedenlerden ikisi kadın öğretmenlerimizdir: Dünyanın başka yerinde terör örgütü kadın ve çocukları böyle alçakça katletmiş olsa aylarca gündem olur, tepkilerin ardı arkası kesilmezdi. Sözkonusu Türkiye olunca timsah gözyaşları kabilindeki kınama mesajları dışında kayda değer bir ses çıkmıyor. Dünyadaki insan hakları örgütleri nerede? Bunları Diyarbakır Anneleri'nin yanında gördünüz mü? Terör örgütü olunca Kandil'e kadar çıkan Batı'nın STK'Ları Türkiye'de Diyarbakır Anneleri'ni ziyaret etme özelliğini göstermemiştir.
Genç kızlarımızı dağlarda ölüme sürükleyen terör örgütünü görmezden gelemeyiz, bu örgütün parlamentomuzdaki uzantılarını görmezden gelemeyiz. TBMM'ye öyle veya böyle girip ondan sonra teröristlerle dağlarda kol kola dolaşanlar bu milletin temsilcisi olamaz.
Kadın ve çocuk katili terör örgütünün arkasında duranlar dökülen kana, işlenen insanlık suçuna ortaktır. Kadın ve çocuk katillerinin yakasına yapışmazsak, bırakınız ülkeyi yönetme sorumluluğumuzu, en temel insani vazifeyi yerine getirmiş olamayız. Terör örgütü ile dirsek dirseğe dolaşanlara 2023 bir ders yılı olacaktır.