İş Mahkemesi'ne başvuran genç kız, kasiyer olarak çalıştığı marketten haksız şekilde çıkarıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etti. Mahkemede savunma yapan işveren ise davacı kasiyerin, tüm uyarılara rağmen müşterilere hakaretvari davranışlarını sürdürdüğünü öne sürdü. Mahkeme, davanın kabulüne hükmetti. Kararı davalı işveren temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk dairesi girdi. Daire, iş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusu olduğuna dikkat çekti. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin sıralandığı dile getirildi. İşverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği hatırlatıldı.
Yargıtay kararında şöyle denildi:
“Yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Somut uyuşmazlıkta; dosyadaki bilgi ve belgelerden kasiyer olarak çalışan davacının müşterilere kaba ve agresif davrandığı, müşterilerin davacı hakkında yazılı şikayetlerinin bulunduğu, bu hususun davacı tanıkları tarafından dahi doğrulandığı ortadadır. İşverence davacıya 4 kez yazılı uyarı yapıldığı ve davacının 2 kez müşteri iletişim eğitimine tabi tutulduğu, feshe esas olayda davacının fazla poşet istemesi sebebiyle yine bir müşteri ile tartıştığı ve müşteriye cevaben ‘salak' dediği anlaşılmaktadır. Bunun üzerine davacı, işverence işten çıkarılmıştır. Bu deliller ve oluş karşısında yazılı uyarılar ve eğitimlere rağmen işverenin itibar ve müşteri kaybına sebep olacak türden davranışlarını düzeltmeyerek sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davacının iş akdinin işverence haklı sebeple feshedildiği kabul edilerek reddi gereken kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin hüküm altına alınması hatalıdır. Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten bozulmasına oy birliğiyle karar verildi.”