Ankara'da bir vakıf üniversitesinde öğretim görevlisi olan S.D., ortaokul 8. sınıfa giden iki çocuğuyla birlikte, aynı üniversitede görev yapan arkadaşı A.F.G.'nin Çankaya Seyran'da bulunan evine gitti. Alışveriş yapmak için evden ayrılan S.D. ve A.F.G., aynı okulda arkadaş olan çocukları Ege Ö. ve ikiz kardeşler Arda D. ile Ege D.'yi evde yalnız bıraktı. Oyun oynadıkları sırada Ege Ö. ve evlerine misafirliğe gelen ikizler arasında tartışma başladı.
13 yaşındaki üç çocuk arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Ege Ö., Arda D. ve ikizi Ege D.'ye evde bulduğu çekiçle saldırdı. Yaralı halde evden kaçan Ege D., yan komşuya giderek yardım istedi. Küçük çocuğun yüzünü kanlar içerisinde gören komşular durumu polis ekiplerine bildirdi.
Polis ekiplerinin evin kapısının kilitli olduğunu bildirmesi üzerine kapı, olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından kırılarak açıldı. Sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde, Arda D.'nin bıçak ve çekiç darbeleri sonucunda olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenirken, kardeşi Ege D. ise yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
Bu olay Türkiye'yi sarstı. Ailelerin aklında ise 'Bilgisayar oyunları ne kadar tehlikeli?' sorusu var. İşte konuyla ilgili uzmanların yanıtları...
Psikiyatr Prof. Dr. Aytül Çorapçıoğlu Özdemir: Şiddetin bu kadar erken yaşa inmesi ve böyle hayati sonuçlara sebep olabilmesi herkes için riskli. Çocuğun elinden bir şeyler alırken yerine ne koyduğunuz da önemli. Bilgisayarı, telefonu eskiden ebeveynlerin denetleme şansı varken şimdi işler zorlaştı. Çünkü artık her şey bilgisayardan yapılıyor ve bu da ailenin dikkatini çekmeyecek bir hal aldı. Kontrol etmek çok zor. Ama tabii ki bir şeye kendini kaptırmak sorundur. Çocuğun, onun oyun olduğunu unutmaması lazım. Mesafe koymak da çok önemli. Çocuğa oynadıkları oyunlarla alakalı mutlaka soru sormamız lazım. Eleştirmek yerine gözlemlemek faydalı olacaktır.
ETKİLEŞİM ŞART
Uzman psikolog Esra Ezmeci: Sanal dünya çocuk için gerçeklik oluşturuyor. Çocuklar o yaşlarda mantıklı sorgulama yeteneklerini kaybedebiliyor. Kendi dünyalarını yaratıyorlar ve o sanal dünyadaki saldırganlıklar, zarar verme dürtüleri dış dünyada da devam ediyor. Çocuğun tüm dünyasının oyun olmasına izin vermemeliyiz. Ailenin çocukla daha çok zaman geçirmesi gerek. Birlikte oynayabileceğimiz oyunlar var, kitaplar var. Ne olursa olsun insan etkileşimi şart. Sanal dünya ile iletişimi çok olan çocukların duyguları azalıyor. O yüzden devamlı duyguların ön plana çıktığı sohbetler, etkinlikler yapılmalı.
AKLIM HEP OYUNLARDA
Esad Akkaya (12): Daha çok ‘Brawl Stars’ ve ‘Among Us’ oynuyorum. Among Us katil kim oyunu. Brawl Stars da savaş oyunu. Daha çok böyle oyunları seviyorum. Aslında sürekli oynamak istiyorum ama derslerim olunca bırakıyorum. Yine de aklım oyunlarda kalıyor. Yenilince sinirleniyorum. Telefona falan vuruyorum. Ama ailelerin de etkisi var. Çocuğa bebekken telefon öğretmezsen gelecekte de bunlarla çok uğraşmaz. Ama çocuğa sürekli telefon verince alışkanlık oluyor.
Emirhan Uzun (13): ‘Pubg’ ve ‘Brawl Stars’ oynuyorum. Savaş oyunları bunlar. Gerçek oyuncularla oynuyoruz. Ara sıra yenildiğimde sinirleniyorum. Bir kere telefonu yere atmıştım. Yenilgiyi hazmedemiyorum.
Münevver Eymen (13): Ben de savaş oyunlarını seviyorum. Günde 3-4 saat kadar oynuyorum. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum hatta. Ben kaybedince pek sinirlenmiyorum ama arkadaşlarımdan küfredenler, bilgisayara vuranlar oluyor.
MUHABBETLERİ HEP OYUN ÜZERİNE
Sultan Akkaya (veli): Böyle haberler bizi çok endişelendiriyor. Tüyler ürpertici bir olay. Benim de aynı yaşlarda oğlum var. Bilgisayara yapışık yaşıyor resmen. Etrafındaki tüm arkadaşları aynı oyunları oynuyor. Muhabbetleri de hep bunun üzerine. Çocuk oynamayınca bu kez arkadaşlarının arasında dışlanmış gibi hissediyor. Elinden almak da zor çünkü internet üzerinden oynuyorlar. Uyarınca biraz daha zaman istiyor. Alınca da öfkeleniyor. Hatta internette çok kısa kesinti olunca bile sinirleniyor.
SANAL MUTLULUK
Hürriyet'ten Abdullah Şanlı'nın haberine göre Oxford İnternet Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmada, uzun süre video oyunu oynayan bireylerin daha mutlu olduğu gözlendi. 18 yaş üstü 3 bin 274 oyuncunun katıldığı çalışmada günde 4 saat video oyunu oynayan kişinin oynamayandan çok daha mutlu hissettiği sonucuna varıldı. Ancak uzmanlar bu çalışmanın ortaya koyduğu sonuca ihtiyatlı yaklaşıyor. Esra Ezmeci bu durumu şöyle değerlendirdi: “Bu gerçek mutluluk değil. Sahte mutluluklar ise geçici oluyor. Buna ‘hedonik mutluluk’ deniyor. Ve sonrasında daha derin bir mutsuzluk getiriyor.”