Bursaspor’un milli kalecisi Harun Tekin, Bursaspor’da uzun yıllar forma giymek istediğini ve tecrübe kazandıktan sonra da Avrupa’da bir takımın kalesini korumak istediğini söyledi.
Yeşil-beyazlı ekipte gösterdiği başarılı performans ile teknik direktör Fatih Terim tarafından A Milli Takım’a dahil edilen genç file bekçisi Harun Tekin, TamSaha dergisine açıklamalarda bulundu.
"IVANKOV, CARSON VE FREY’DEN ÖRNEK ALDIM"
Bursaspor’da Ivankov, Scott Carson ve Sebastian Frey’i izleyerek kendini geliştirmeye çalıştığını belirten Tekin, “Yabancı oldukları için iletişiminiz belli bir düzeyi geçemiyor. Ivankov’la bir sezon çalıştım. Gerçekten de çok iyi bir insan ve çok başarılı bir kaleciydi. Onun pozisyon alışını çok başarılı buluyordum ve bu yönünü örnek almaya çalıştım. Carson’dan bir kalecinin nasıl çabuk davranabileceğini öğrendim. Frey zaten büyük takımlarda oynamış çok tecrübeli bir isimdi ve onun da tecrübelerinden yararlandım” dedi.
“BİRİNCİ KALECİ OLMAK İÇİN HİÇ PES ETMEDEN ÇALIŞTIM”
’Yedek beklediğin sürede oynayabileceğin bir kulübe gitmeyi hiç düşündün mü?’ sorusuna Tekin, “Ertuğrul Hoca döneminde takıma geldiğimde henüz 21 yaşındaydım ve çok eksiğim olduğunu biliyordum. O dönemde üçüncü kaleciydim ve daha çok yol almam, pişmem gerekiyordu. Kaleci antrenörümüz Öztürk Tanrıbilir’in o dönemde bana büyük yardımları oldu. İlk iki sezonumda pek şans bulamasam da üçüncü sezonumda ikinci kaleci pozisyonuna geldim ve kupada, ligde zaman zaman oynamaya başladım. Eğer o dönemde şans bulamasaydım belki gideyim derdim ama iki sezonluk pişme sürecinin ardından yavaş yavaş oynama fırsatı da yakalayınca birinci kaleci olmaya yaklaştığımı hissettim. Birinci kaleci olacağıma inanıyordum ve bunun için hiç pes etmeden çalıştım” şeklinde konuştu.
"OLİMPİYAT STADI’NIN AMBİYANSINDAN HOŞLANMIYORUZ"
2013 yılında yenildikleri Başakşehirspor maçınının kendisi açısından kötü bir tecrübe olduğunu vurgulayan genç kaleci, “O dönemdeki adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor bize ters gelen bir takımdı ve maçı da ambiyansından hiç hoşlanmadığımız Olimpiyat Stadı’nda oynamıştık. Takım olarak da kötü bir günümüzde olunca maçı 4-1 kaybetmiştik. Tabi ilk maçın kötü geçmesi benim açımdan bir talihsizlikti ancak yılmadım. Tam tersine oynama fırsatını ikinci kez elime geçirmek için daha çok çalıştım. Sorumluluğumun daha da arttığını düşünerek kendimi buna göre hazırladım” dedi.
“ŞENOL GÜNEŞ TÜRK FUTBOLCULAR İÇİN BÜYÜK BİR ŞANS"
Teknik direktör Şenol Güneş’in çok iyi hoca ve çok iyi bir insan olduğunu belirten milli kaleci, “Saha içinde ve dışında bize çok yardımcı oluyor. Türk futbolcular için de büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Bana eksiklerimi söylüyor ve gidermem için de çok yardımcı oluyor. Tabi ki herkes dört dörtlük değildir, herkesin bir takım eksiklikleri vardır. Önemli olan bunları bilmektir. Bir kaleci için de hangi noktalarda eksik olduğunu bilmek ve bunun üzerinde çalışmak çok önemlidir. Ben de bu doğrultuda çalışıyorum” diye konuştu.
"İLETİŞİM KONUSUNDA EKSİKLERİM VAR"
"Şenol Hoca sana hangi noktalarda gelişmen gerektiğini söylüyor?" sorusuna ise Tekin, “Özellikle takımla iletişim konusunda daha iyi olmamı istiyor. Bir maçta yan topta hata yaptığımda o hatamı gösteriyor. Her maç değerlendirmesinde mutlaka benimle ilgili noktalara da temas ediyor ve ben de onun söylediklerine dikkat ederek kendimi biraz daha geliştirmeye uğraşıyorum. Diğer yandan siz de öz eleştirinizi yapmak zorundasınız. Ben de iletişim konusunda eksiklerim olduğunu biliyorum. Bu da uzun süre oynamamaktan kaynaklanıyor. Ama düzenli bir biçimde oynadıkça ve arkadaşlarımla saha içinde birlikte oldukça bu eksikliğimi de yavaş yavaş giderdiğimi fark ediyorum” diye cevap verdi.
“BEN BİR KALECİNİN TAKIM İÇİN 1 PUAN ANLAMINA GELDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
"Şenol Güneş’in "Ben arkadaşlarıma asla sırtımı dönmedim" diye bir sözü var. Bu bir kaleci sözü ve aslında kaleciye de ciddi bir sorumluluk yüklüyor. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?" sorusu değerlendiren Tekin, “Ben bir kalecinin takım için 1 puan anlamına geldiğini düşünüyorum. Elbette puanları takım kazanır veya kaybeder ama bir kaleci, takımının kötü oynadığı, gol atamadığı bir günde göstereceği performansla gol yemezse, bu da kazanılmış 1 puan anlamına gelir. Kalecinin takım için çok önemli bir konumda olduğunu ve bazen tek başına bile bir maçı kurtarabileceğini düşünüyor, her maça da bu sorumlulukla çıkıyorum” dedi.
"BENİM 1 NUMARAM MANUEL NEUER"
Örnek aldığı kalecinin Manuel Neuer olduğunu ifade eden Tekin, "Komple bir kaleci. Ayak tekniğiyle, yan toplardaki hakimiyetiyle, karşı karşıya pozisyonlardaki başarısıyla mükemmel bir kaleci. Keza Chelsea’nin genç kalecisi Courtois’yı da çok beğeniyorum. Türkiye’de Volkan Demirel ve Fernando Muslera çok iyi kaleciler. İzleyerek öğrenmenin de bir yöntem olduğunu biliyorum ve fırsat buldukça Avrupa Ligi’nden maçlar izleyerek oradaki kalecileri gözlemliyorum" diye konuştu.
“MAÇ KAZANDIKÇA HEDEFİNİZ BÜYÜYOR”
Her zaman hedeflerinin üst sıralarda yer almak ve Avrupa kupalarına katılabilmek olduğunu vurgulayan Tekin, “Şampiyonluk konusuna gelince, bir defa oldu, neden bir defa daha olmasın? Ama unutulmaması gereken bir şey var. Bursaspor şampiyon olduğu sezonda da yola şampiyonluk hedefiyle çıkmamıştı. Maç kazandıkça hedefiniz büyüyor. Biz de iyi oynamak ve sonunda ulaşabileceğimiz en iyi noktada ligi tamamlamak istiyoruz. Şu anda takımla taraftar arasında geçen sezondan beri devam eden bir iletişim problemi var. Maçlarımızda eskisi kadar fazla taraftar desteği bulamıyoruz. Oysa Bursa büyük bir kent ve bir futbol şehri. Taraftarımızın da desteğini arkamıza alırsak daha iyi noktalara ulaşabileceğimizi düşünüyorum” dedi.
“MİLLİ TAKIM’A GELMEK HER ZAMAN HEDEFİMDİ”
Genç Milli Takım kadrolarında hiç yer almamış bir kaleci olarak direkt A Milli Takım’dan böyle bir davet almayı bekliyor muydun? sorusuna ise genç kaleci, “A Milli Takım’a gelmek her zaman hedefimdi. Düzenli oynadıkça bu hedefime ulaşabileceğimi biliyordum. Verilen şansı iyi kullandım ve milli takım kadrosuna seçildim. Şimdi sorumluluklarımın daha da arttığının bilincindeyim ve burada kalıcı olabilmek için daha fazla çalışmam gerektiğini biliyorum. Kadroda olduğumu öğrendiğimde büyük bir sevinç, gurur ve onur duydum, gözlerim yaşardı. Haberi alır almaz bu mutluluğumu eşimle paylaştım” dedi.
"MİLLİ TAKIMDA YABANCILIK HİSSETMEDİM"
Milli takımda hiç yabancılık hissetmediğini belirten Tekin, “Zaten Bursaspor’dan dört kişi geldiğimiz için bir sorun yoktu. Ama sadece bu da değil, hem hocalarımızdan hem de diğer arkadaşlarımızdan çok sıcak bir yakınlık gördüm” diye konuştu. Türkiye’de çok iyi kalecilerin olduğunu vurgulayan Tekin, “Şans bulan yerli kalecilerin başarılı olduğu görüldükçe kulüpler ellerindeki yerli kalecilere daha fazla şans veriyor. Tabi bu durum Milli Takım’da ki kaleci rekabetini de çok zorlu bir hale getiriyor. Bu rekabetin hepimizi daha iyi olmaya zorlayacağını ve hem Türk kaleciliğine hem de milli takımımıza olumlu yansıyacağını düşünüyorum” diye konuştu.
“UZUN VADEDEKİ HEDEFİM AVRUPA’DA BİR TAKIMIN KALESİNİ KORUMAK”
Her zaman pes etmeden çalıştığını belirten Tekin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bir gün iyi yerlere geleceğimi biliyor, hep bunun hayalini kuruyordum. Çok genç yaşta oynama fırsatı bulmam da işime dört elle sarılmamı sağladı. Bursaspor’da ki ilk yıllarımda yedek kaldığım dönemde de gelecek fırsatı en iyi şekilde kullanmak üzere hep iyi çalıştım ve sonunda verilen fırsatları iyi kullanarak bugünkü noktaya ulaştım. Ama hep daha iyisi olduğunu biliyorum ve hiç rehavete kapılmadan o daha iyiye ulaşmak için çalışmayı sürdürüyorum. Bugün milli takım kadrosundayım ama ben bu formayı giymek ve maça çıkmak istiyorum. Bursa’da mutluyum ve Bursaspor’un kalesini uzun yıllar korumak istiyorum. Uzun vadedeki hedefim ise iyice tecrübe kazandıktan sonra Avrupa’da bir takımın kalesini korumak” dedi.