Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nden Uzman Psikolog Meltem Özcüler, yapılan çalışmaların internet ve bilgisayar kullanımının içe dönük ve özgüveni düşük kişilerde daha fazla olduğunu ortaya çıkardığını belirtti.
Açıklamalarda bulunan Özcüler, internetin çocuklar ve gençleri şiddet, öfke, cinsellik, rekabet öğeleri içeren oyunlar ve programlar aracılığıyla bizzat şiddeti uyguladığını ve onları yönettiğini vurguladı. Özcüler, internet kullanım sıklığının her yıl gittikçe arttığının istatistiklerle ortaya konulduğunu ifade ederek, “İnternet kullanımının yüzde 80’i evden yapılmakta ve internet kullanımında erkeklerin sayıca üstün olduğu da belirtilmektedir’’ dedi.
Çağımızın en güçlü iletişim araçlarından biri olan internetin amacı doğrultusunda kullanılması halinde haberleşme, eğitim, eğlence gibi konularda kaçınılmaz durumda hayatımızın merkezinde olduğunu belirten Özcüler, ancak son zamanlarda internet kullanımının ‘ihtiyacı aşan’ bir nitelik kazandığının altını çizdi. Meltem Özcüler, “Bu durum giderek artarak özellikle çocuklar ve gençleri şiddet, öfke, cinsellik, rekabet öğeleri içeren oyunlar ve programlar aracılığıyla bizzat şiddeti uygulayan ve onu yöneten kişi haline getirmiştir. Akıl almaz hızla, merak ettiğimiz her konuya ulaştırabilecek kadar değerli olan internet, kontrol edilemediğinde düşmana dönüşüyor olabilir mi? Çocuğun belirli etkinlikleri çok daha fazla yapması, o konudaki sinir hücrelerini arttırırken diğer farklı becerilerdeki sinir ağları zayıflar, bu da ilgi ve beceri gelişimini sınırlandırır. Beyinde görmeye ayrılan alan, diğer alanlara göre çok daha fazladır. Haliyle bakmak dinlemekten çok daha kolay ve zevklidir. İnternetin renkli dünyası düşünüldüğünde tam da buna uygun bir etkinlik gerçekleşmiş olur. Çalışmalar gösteriyor ki; internet ve bilgisayar kullanımı içe dönük ve özgüveni düşük kişilerde daha fazla. Çocukta da benzer yönde bir eğilim varsa, sanal arkadaşlıklar ve ödüller bu alandaki eksikliğini doldurabilir. Bilinen gerçekse, internetten elde edilen bilgilerin kontrol edilemez hale geldiği, sanal arkadaşlıkların ve grupların ise oldukça güvenilmez ve tehlikeli olabileceğidir” diye konuştu.
“ÇOCUĞUNUZA NASIL YARDIMCI OLABİLİRSİNİZ?”
Çocuk davranışını değiştirmede ilk kuralını da anlatan Özcüler, “Çocuk davranışını değiştirmede ilk kural, ’her zaman önce siz örnek olun’. Kısa sürede, verimli şekilde ve gerektiğinde kapatabildiğiniz bir internet alışkanlığınız varsa, zaten çocuğunuz için en önemli yardımı yapmış olursunuz. Ayrıca ilkokul öncesi çocukların internet kullanımına ihtiyaçları yoktur. Bu nedenle ilkokul öncesi dönemde çocuğunuzun gelişimini destekleyeceğiniz programları bulup, bunları çocuğunuzla ortak kullanabilirsiniz. İlkokul dönemindeki çocuğunuzla bilgisayar ve internet kullanımının yarar ve zararları hakkında sohbet edebilir, ulaştığı bilgilerin her zaman doğru olmayabileceği, her türlü konuyu çekinmeden size sorabileceğini söyleyebilirsiniz. Yaş ilerledikçe, çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda bir internet kullanım kuralları oluşturabilirsiniz. Sınırlı zaman uygulaması, örnek olmak, ayrıca çocuğu motive etmek için ödül-ceza sistemi uygulanabilir. Çocuğun/gencin tüm boş vaktini bilgisayar karşısında geçirmesini engellemek için hem bireysel olarak yapabileceği sportif ve sosyal etkinliklerde bulunmasını desteklenebilir, hem de aile bireyleri ile olan iletişimini de arttırmak için geziler, çeşitli hobiler, aile ortamında verilebilecek belirli sorumluluklar gerçekleştirilebilir. İnternet ortamında değil, gerçek ortamda arkadaşlıklar kurması ve sürdürmesi için gerekli ortamlar yaratılabilir. Eğer ilişki sürdürmekte zorlanıyorsa sebepleri araştırılabilir, aile içinde aşılamıyorsa konuyla ilgili uzmandan yardım alınabilir’’ şeklinde konuştu.