Eski Başbakan Yardımcısı ve Türkiye Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler, 6. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’de bir ’Kürt baharı’ yaşanması olasılığını değerlendirdi. İşler, "Türkiye’de bahar sandıklar yoluyla gelir. Arap dünyasında ise bahar sokaklardan geldi. Son 12 yılda attığımız adımlar olmasaydı Türkiye’de bir Kürt baharı olabilirdi. Kürt kardeşlerimizin istediği, dilediği kültürel haklar sağlanmış oldu. O yüzden Türkiye’de ben herhangi bir başka baharın yaşanacağını düşünmüyorum" dedi.
Polis Akademisi ve Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi (UTSAM) tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu "Bölgesel Gelişmeler ve Güvenlik" başlığı altında Antalya’da bir otelde başladı.
"BİRİLERİ GEZİ OLAYLARI İLE TÜRK BAHARININ BAŞLADIĞINI SÖYLEDİ"
Emrullah İşler, sempozyumda ’Arap Baharı’ ve IŞİD terör örgütüne ilişkin güvenlik konusuna kavramsal bir bakış açısı üzerinden bir konuşma yaptı. Orta Doğu’da Arap baharının yaşandığını ve Türkiye’de de bir Kürt baharının yaşanması olasılığının sorulması üzerine İşler, "Birileri Gezi olayları ile Türk baharının başladığını söyledi. Türk baharı 3 Kasım 2002’de başladı. Türkiye’de bahar sandıklar yoluyla gelir. Arap dünyasında ise bahar sokaklardan geldi. Çünkü orada sandık yoktu. Sandıkların olduğu yerlerde ben baharın sandıklardan geleceğini düşünüyorum. Son 12 yılda attığımız adımlar olmasaydı Türkiye’de bir ’Kürt baharı’ olabilirdi. Türk baharı yaşandı ve demokrasinin çıtası çok yükseldi. Kürt kardeşlerimizin istediği, dilediği kültürel haklar sağlanmış oldu. O yüzden Türkiye’de ben herhangi bir başka baharın yaşanacağını düşünmüyorum. Çözüm süreci de ülkede bir Kürt meselesi yerine bir PKK ve terör meselesi haline gelmiştir" dedi.
"ARAP BAHARI BİR BAŞKALDIRIYI TEMSİL ETMEKTEDİR"
Arap baharının sosyal ve ekonomik nedenleri bulunan bir süreç olduğunu söyleyen İşler, "Elbette bu süreç bölgede bazı taşların yerinden oynamasına neden olmuştur. Yıllardır iktidarda bulunan bazı kişiler iktidardan uzaklaştırılmıştır. Libya, bu süreçte en büyük rejim değişikliği yaşayan önemli aktörlerinden biridir. Arap baharı süreci, bölge halklarının inisiyatifi dışında çizilen sınırlara ve başta 1. Dünya Savaşı olmak üzere geçtiğimiz yüzyılın tüm projelerine bir başkaldırıyı temsil etmektedir" diye konuştu.
"IŞİD’E BATILI ÜLKELERDEN OLAN KATILIM SORGULANMALIDIR"
Orta Doğu’nun tarih boyunca büyük güçlerin ilgisini çektiğini belirten İşler, bugün Libya’nın yaşadığı sorunların da bu durumla alakalı olduğunun altını çizdi. İşler, Türkiye ile Libya arasında tarihi ve kültürel bağ bulunduğunu, o yüzden Türkiye’nin Libya halkının yanında olduğunu söyledi. Batılı ülkelerde İslamofobik faaliyetlerin artmasını ve IŞİD’e batılı ülkelerden daha çok katılımın olmasının sorgulanması gerektiğini de vurgulayan İşler sözlerini şöyle sürdürdü:
"Orta Doğu tarih boyunca büyük güçlerin ilgisini çekmiştir. Libya’ya yönelik ilgi de bununla alakalıdır. Türkiye ile Libya arasındaki kültürel ve tarihi bağlantıların olması Türkiye’nin Libya’da var olmasını gerekli kılmaktadır. Türkiye söylemlerinde Libya halkının çıkarlarını göz önünde bulundurup ona göre davranmakta ve batılı ülkelerin de bu şekilde davranması konusunda telkin etmektedir. Batı dünyasında giderek artan İslamofobik hadiseler kin ve nefret gibi duyguların artmasına neden olmuştur. Nitekim IŞİD’e batılı ülkelerden bu kadar katılımın da olması sorgulanmalıdır."
"MARGARET THATCHER’İN İFADESİNDEN SONRA İSLAM’IN TERÖRLE EŞ DEĞER TUTULMASI BAŞLADI"
Doğu bloğunun çökmesinin ardından zamanın İngiltere Başbakanı Thatcher’in bir ifadesini hatırlatan Başbakan eski Yardımcısı ve Türkiye Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler, "Doğu bloğu çökünce o zamanın İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’in bir ifadesi vardı. Bu ifade sanırım son 20 yılda bölgede yaşanan olayları izah etme anlamında son derece önemli. Thatcher ’Hiçbir ideoloji düşmansız yaşayamaz. Yeni düşman aramaya gerek yok, yeni düşman İslam’dır’ demiştir. O zamandan sonra İslam’ın terörle eş değer tutulması başladı. Bu sözden sonra Kaide örgütünü duymaya başladık" ifadelerini kullandı.
"ARAP BAHARI YAŞAYAN BÖLGELER BİR KAOS VE TERÖRİZME SÜRÜKLENMEKTE"
Türkiye olarak terör örgütünün dininin olmayacağını defalarca söylediklerini belirten İşler, barış dini İslam’ın terörizmle ilişkilendirilmesini istemediklerini söyledi. Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) İslam’a at gözlüğüyle baktığını belirterek şöyle konuştu:
"Maalesef bu olgu bir proje olarak düşünüldüğünden dolayı İslam’ın, bazı olaylara at gözlüğüyle bakanlar nedeniyle dünyada bazı grupların var olduğunu gördük. IŞİD bunlardan birisi ve yeni yeni isimler de duyuyoruz. Arap baharı da bir yerde terör sorunu haline getirilmesine dönüştürülmeye çalışılıyor. Arap baharı yaşayan bölgeler bir kaos ve terörizme sürüklenmekte."
İşler, Orta Doğu’da Arap baharı olgusundan korkan bazı ülkelerin olduğunu ve sıranın kendilerine gelmemesi için bölgeyi ateşten bir çember haline getirdiklerini belirterek, "Arap baharı sırasının kendisine gelmesini istemeyen bazı bölge güçleri bu olayı manipüle etmeye çalışıyorlar. O nedenle bölge ateşten bir çember haline geldi. Şimdi bölgedeki bazı bölgesel ve ulusal güçler ateşle oynar hale geldi. Bu oyun ateşle oynayanların elini ve gövdesini yakacak hale gelebilir. Halkların iradesiyle oynanmayacağını düşünüyorum. Halkın iradesi her zaman galip gelmiştir. Suriye’de çok büyük acılar yaşandı. Orada rejim zamanında değişmiş olsaydı ve batı ülkeleri halkın demokratik taleplerinin yanında olsaydı IŞİD terörüyle karşı karşıya kalınmayacaktı" dedi.