Türk Eğitim Sen Aydın Şubesi Kadın Komisyonu üyeleri, 5 Aralık 1934’de yürürlüğe giren Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilişinin 80. yıl dönümü nedeniyle bir araya geldi.
Türk Eğitim Sen Aydın Şube Kadın Komisyonu Yönetim Kurulu Başkanı Şenay Caner, yönetim kurulu üyeleri Belgin Varhan ve Handan Dönmez 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesinin yıldönümü ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Kadınların kendi kaderi ile birlikte ülke kaderinde de söz sahibi olabilmelerinin yolunun siyaset yapmaktan geçtiğini savunan Türk Eğitim Sen Aydın Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Şenay Caner, “Türk kadını kendisine tanınan bütün haklara layık olduğunu hem söz konusu haklar tanınmadan önceki asalet ve kahramanlığı ile hem de bu haklar tanındıktan sonra kısa zamanda çeşitli mesleklerde gösterdiği başarılarla kanıtlamıştır. 1924’de Cumhuriyet’in ilk kadın cemiyeti Türk Kadınlar Birliği kurulmuştur. Bu dernek kadınların siyasal hakları için çalışan ilk dernektir. Bu cemiyet kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için çalışmıştır. Türk kadınlar birli daha sonra 1935 yılında kadınların siyasal haklarını kazanmasıyla amacına ulaştığını ileri sürerek kendini feshetmiştir. 30 Nisan 1930 ‘da belediye seçimlerinde seçmen olma hakkı 26 Ekim 1933’te muhtar seçme ve köy ihtiyar heyetine seçilme hakkı 5 Aralık 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. 1935 yılında kadınların seçme ve seçilme hakkını ilk kez kullandığı seçimler yapılmış, TBMM’ne 18 kadın milletvekili seçilmiştir. 1933 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildikten sonra Aydın’ın Karpuzlu köyünde seçimi kazanan Gül Esin ilk kadın muhtarımızdır. Çağdaşlaşma yolunda Türk kadınına iki türlü görev düşmektedir. Biri, kendi haklarını kullanmayı en iyi şekilde bilmesi ve kullanmasıdır. Diğeri ise bunları bilmeyenleri aydınlatmalı, bilgilendirerek haklarını kullanmalarını sağlamaktır” dedi.
Kadınların sosyal hayatta geldikleri durum hakkında da bilgiler veren Caner, “80 yıl önce kazanılmış olan seçme ve seçilme hakkı halen kâğıt üzerinde kalmış uygulamada ise kadın; eşinin seçtiğini seçmiş, kendisi ise seçilememiştir. Bu tüm TÜRK toplumunun acı bir kaybıdır. Türk kadınları, erkeklerinin bulunduğu her yerde uyanık ve etkin olmalıdır.1935’te bile TBMM’de 18 kadın milletvekili bulunurken 2011 yılı seçimlerinde bu sayı ancak 78 olmuştur. Türk kadını kendisine sunulan hakları, Kurtuluş Savaşı’ndaki başarısını ve gücünü unutmuştur. Dikkati başka yönlere çekilerek pasif hale getirilen Türk kadını dikkatini Haklarına, Hürriyetine, Vatanına, Bayrağına, Ülkenin Geleceğine, Dinine, Kültürüne, Temel Değerlerine, Atatürk’e sahip çıkmaya vermelidir. Kadınlarımızın kendi kaderi ile beraber ülke kaderinde de söz sahibi olmaları seçme ve seçilme haklarını layıkıyla kullanmaları ile mümkün olacaktır. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 80. Yılını kutlarken, Mustafa Kemal Atatürk ve fikir arkadaşlarını saygıyla anıyor Kamuda çalışan Türk kadınları olarak temel değerlerimizi korumaya kararlı olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz” diye konuştu.