Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kayınvalidesi Fatma Özdağ’ın cenazesinin defnedilmesinin ardından Tunceli merkezde vatandaşlarla bir araya gelerek sohbet etti.
CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi ve partililerle Moğultay Mahallesi’nde bulunan kahvehaneye uğrayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, burada çay içerek hemşehrileriyle sohbet etti. Bazı hemşehrilerinin Başbakan Davutoğlu’nun kenti ziyareti sırasında abartılı güvenlik önlemi alındığı yönündeki konuşmaları üzerine Kılıçdaroğlu, "Demokrasinin olduğu ülkelerde başbakanlar gider vatandaşlarıyla oturur konuşur, dertleşir, ülkenin sorunlarını tartışırlar. Bu demokrasinin geliştiği ülkelerde olur. Demokrasinin gelişmediği ülkelerde de başbakandan önce polisler, korumalar gider. Terörize eder. Potansiyel eylem yapacaklar önceden gözaltına alınır, hapse atılır. Başbakan gittikten sonra her şey serbest bırakılır ve süt liman olur. Bizim asıl mücadelemiz herkesin her yere rahatça gidebildiği, vatandaşıyla huzur içinde konuşup tartışabildiği bir Türkiye yaratmak. Bu hedefi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Bunun kolay gerçekleşecek bir hedef olmadığını da biliyoruz. Bunun gerçekleşmesi için iktidarda olan siyasi partinin demokrasiyi içselleştirmiş olması lazım. Demokrasiyi sorun olarak görüyorsa o zaman bizim anladığımız anlamda demokrasi gelmez" dedi.
Başbakan Davutoğlu’nun kente gelmesinin ve cemevine gitmesinin önemli olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "Her ile, ilçeye, köye gitmeli. Vatandaşla konuşmalı. Derdini dinlemedi. Ama gittiği yere gitmeden önce devletin güvenlik güçleriyle orada terör estirmesi doğru değildir" diye konuştu.
Bazı vatandaşların kentte baraj istemediklerini söylemesi üzerine Kılıçdaroğlu, barajların doğayı tahrip etmeyecek şekilde planlanması gerektiğini dile getirdi.
"BAŞBAKAN, DERSİM OLAYLARI ÜZERİNDEN BENİ SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR"
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Dersim katliamıyla ilgili söylediklerinin anımsatılması üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Biz bu konuda parlamentoda bir araştırma önergesini destekledik. Tunceli, Dersim olaylarıyla ilgili bir araştırma komisyonu kurulsun, bu komisyon bütün bu olayları araştırsın ve parlamentoda grubu bulunan siyasi partiler de üye versinler dedik. Bu görüşüldü ama AKP’nin oylarıyla reddedildi. Hem reddedecek hem de Dersim üzerinden Dersimlileri sorgulamaya kalkacaksın. Bu işin temel nedeni benim Tuncelili olmam. Genel başkanı nasıl sıkıştırırım diye düşünüyor, beni sıkıştıramaz. Ben onun bildiğinden daha çok şey biliyorum Dersim tarihiyle ilgili. Üstelik sadece Cumhuriyet dönemi değil Cumhuriyet öncesi tarihini de çok iyi biliyorum. Çünkü yerel tarihe de meraklıyım. Davutoğlu, özel bir tartışma açmak istiyorsa kendisinin arzu ettiği bir televizyon kanalında oturup bunu ayrıca tartışabiliriz. Madem kendisi bir akademisyen bu olayları çok iyi bildiğini söylüyor. Ben de iyi bildiğimi sanıyorum. Akademisyen de değilim oturup konuşabilir, tartışabiliriz. Biz tarihimizle yüzleşmekten korkmayız. Her ülkenin tarihinde yanlış, eksik acı olaylar vardır. Ama önemli olan ülkelerin kendi tarihleriyle yüzleşmesidir. Gerçeklerin ortaya çıkmasıdır. Dönemin başbakanı, genelkurmay başkanı kimdir bunlar araştırılıp belgeleriyle ortaya konsun. Biz CHP olarak bunu istiyoruz."
Kent merkezinde vatandaşlarla da sohbet eden Kılıçdaroğlu, daha sonra karayoluyla Elazığ’a geçti.