Kısırlığın çiftler arasında gittikçe yaygınlaşan bir problem olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Safiye Genç, çiftlerde kısırlığın biyolojik, psikososyal, ekonomik, etik ve kültürel olarak önemli sorunlar oluşturduğunu söyledi.
Medical Park Ordu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Safiye Genç, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kısırlık tanısında yapılan temel üç test vardır. Bu testlerden birincisi kadında yumurtlama olup olmadığına bakılmasıdır. İkincisi kadının tüplerinin değerlendirilmesi, tüplerin açık olup olmadığının gözlenmesidir. Bu da rahim filmi ile yapılır. Üçüncü test ise erkek sperminin normal olup olmadığını anlamak için spermiyorgram adı verilen tetkikin yapılmasıdır. Belki son zamanlarda bu üç tetkike ilave olarak yumurtalık rezervinin incelenmesi de eklenebilir. Kadının yumurtalık rezervi ultrasonla yada bir takım kan testleriyle tespit edilebilir" dedi.
Özellikle açıklanamayan kısırlık tedavisine başlamadan önce çiftlerin bir yıl içerisinde kendi kendilerine çocuk sahibi olma ihtimalleri olduğu için bir sure beklediklerini belirten Opr. Dr. Safiye Genç, "Bir kadının yüzde kırk kendi kendine gebe kalma ihtimali varsa tedaviye başlamadan önce en az altı ay veya bir yıl bekleyebiliriz. Ama bu sürede kadının yaşı ve yumurtalık rezervi oldukça önemlidir. Bazı durumlarda ise hekim kararı ile yapılan tetkikler sonucunda çiftin beklemesine gerek görülmeden tedaviye aşılama yöntemi ile başlanabilir. Birkaç kez gerçekleştirilen aşılama yönteminden sonra gebe kalınmazsa tüp bebek yapılabilir. Tüp bebekten önce elimizdeki tüm tedavi imkanları kullanılmalı, eğer başarılı sonuç alınamazsa tüp bebek tedavisi uygulanmalıdır" diye konuştu.
ÇOCUK SAHİBİ OLMADA KADININ YAŞI ÖNEMLİ BİR FAKTÖR
Tüp bebek başarısını etkileyen faktörlerin başında kadının yaşının geldiğini dile getiren Opr. Dr. Safiye Genç, "Özellikle 35 yaşından sonra kadının doğurganlığı giderek azalmakta, 37 yaşından sonra aşağı doğru inmekte, 40 yaşından sonra ise belirgin olarak azalmaktadır. Bunun sebebininde yaşlanmış yumurta olduğunu biliyoruz. Kadın yaşı tüp bebek başarısında da en önemli faktördür. İkinci önemli faktör ise kilo olarak düşünülebilir. Kadının kilolu olması gebeliği engelleyebildiği ve düşük riskini arttırdığı için tedavilerde iyi bir diyetle kilo vermek her zaman başarıyı arttırır. Üçüncü önemli faktör ise sigaradır. Bugün sigara içen kadınlarda tüp bebek gebeliklerinde düşük riskinin yüksek olduğunu biliyoruz. Bu nedenle tedavi öncesinden ve tedavi süresince sigara kesinlikle içilmemelidir ve sigara içilen ortamlardan uzak durulmalıdır” ifadelerini kullandı.
KISIRLIKTA ERKEN TEŞHİS, TEDAVİDE BAŞARI ORANINI ARTTIRIR
Eski yıllarda kısırlık tedavilerinin çok uzun zaman aldığını ve hastalar için hem psikolojik hem de fiziksel yönden oldukça zorlayıcı olduğunu ifade eden Dr. Safiye Genç, "Artık günümüzde teknolojinin gelişmesiyle bu süreler oldukça kısalmıştır. Kullanılan ilaçların dozlarının daha hafif olması, laboratuvar imkanlarının çok daha iyi hale getirilmesi ile hasta memnuniyeti açısından çok daha başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Özellikle erken teşhis ile tanı koyulan çiftlerde başarı oranı oldukça yüksektir” şeklinde konuştu.