Medical Park Antalya Kalp Hastanesi Direktörü Prof. Dr. Hüseyin Okutan, koltuk altından bir kesiyle kas ve kemik kesmeden yapılan kalp ameliyatında enfeksiyon riskinin düştüğünü, hastanın iyileşme süresinin de kısaldığını belirtti.
Açık kalp ameliyatlarının normalde göğüs ön duvarında, halk arasında iman tahtası adı verilen sternum kemiğinin kesilmesiyle yapıldığını belirten Medical Park Antalya Kalp Hastanesi Direktörü Prof. Dr. Hüseyin Okutan, “Buradan kalbe rahatça ulaşılır ve birçok kalp ameliyatı yapılabilir. Ameliyat sonunda iman tahtası çelik tellerle kapatılır. Kemik kırığının iyileşme sürecindekine benzer şekilde 6 haftalık kemik kaynama periyodunda bu bölgeye ağır yük binmemesi gerekir. Hastalar bu sürede sırtüstü yatar ve normal hayatlarına dönmeleri zaman alır” diye konuştu.
“AMELİYAT KEMİK KESİLMEDEN YAPILIYOR”
Koltuk altı tekniğinde herhangi bir kemik kesilmediği için, hastaların ameliyat sonrası dönemlerinin daha rahat geçirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Okutan, “Hastalar normal hayatlarına kısa sürede döner. Klasik kalp ameliyatıyla koltuk altından yapılan ameliyat arasındaki en önemli fark giriş yeridir. İçeride yapılan işlem her iki yöntemde de standart kalp ameliyatıdır. Koltuk altından yapılan kalp ameliyatları kesilip açılmadan yapılmış olur. Bu teknikte herhangi bir kemik kesilmez, ameliyat kaburgaların arasından girilerek yapılır” dedi.
“ENFEKSİYON RİSKİ DÜŞÜK”
Kalp karıncık ve kulakçık deliklerinin kapatılması, kalp kapaklarının değiştirilmesi ve onarılması ve bazı baypas ameliyatlarında bu ve benzer yöntemler kullanılabildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Okutan, şunları söyledi:
“Yara yeri koltuk altında olduğu için kolay görünmez ve estetik açıdan klasik yönteme göre daha avantajlıdır. Enfeksiyon riski düşüktür. Yara iyileşme süresi daha hızlıdır. Ameliyat sonrası klasik yöntemde 6 hafta yan yatmak yasakken bu yöntem de hasta istediği pozisyonda yatabilir. Hasta, bir hafta sonrasında araba kullanabilir, emniyet kemerini takabilir.”
“KİLOLU OLANLARIN VE ŞEKER HASTALARININ TERCİHİ OLABİLİR”
Bu ameliyat tekniğinin kadın ya da erkek cinsiyet ayırt etmeksizin geniş bir hasta grubuna uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Okutan, “Hasta gençse, estetik kaygıları yüksekse, yarasının görünmesini istemiyorsa tercih nedeni olabilir. Özellikle bayanlar için ameliyat izi sutyen altında kalacağı için çok tercih edilmektedir. Yine, şişman, şeker hastalığı gibi risk faktörleri olanlarda avantajlı olduğu durumlar vardır. Yaşlı hastalarda da kullanılabilir ancak kronik akciğer hastalığı olanlarda ve daha önceden sağ göğüsten akciğer ameliyatı geçirmiş hastalarda uygun bir yöntem olmayabilir” ifadelerini kullandı.
“DİĞER KALP AMELİYATLARINA GÖRE RİSKLİ DEĞİL”
Hastalara bu yöntemle ilgili önerilerde bulunan Prof. Dr. Okutan şöyle devam etti:
“Öncelikle olacakları ameliyat bu yöntemle güvenli bir şekilde yapılabiliyor mu, bunu öğrenmeleri gerekir. Çok damar baypas ameliyatları için bu yöntem uygun olmayabilir. Eğer olacakları ameliyat uygun ise bu yöntem tercih edilmeli. Eğer deneyimli bir ekip tarafından, uygun hastalar ve hastalıklarda tercih edilmiş ise güvenli bir yöntemdir. Diğer kalp ameliyatlarına göre daha riskli değildir.”