Astımın kelime karşılığı havayollarının daralması, nefes darlığıdır.Bizler hastalarımıza astım dediğimizde anne ve babalar kanser demişiz gibi tepki gösterir, korkar, "Emin misiniz?" diye sorar. Bazen ikinci bir hekime muhakkak danışır. Oysa bronşit dediğimizde tepki o kadar yumuşaktır ki, hasta bunun zaten kolayca tedavi olacak bir hastalık olduğunu zannederek ,kaygı duymadan teşhisi kabullenerek verilen tedaviye hemen başlar. Aslında her ikisi de birbirine yakın mekanizmalarla oluşan astım-bronşitte teşhisin isimlendirilmesi aile açısından önemlidir. Aile bunun geçip geçmeyeceğini kesin tedavinin var olup olmadığını ASTIM deyince sorarken, BRONŞİT dendiğinde ayrıntılandırmadan hemen ilaçlara başlar.Evet tabii ki iki teşhis birbirinin aynı değildir.
Astım hava yollarının tekrarlayan enflamatuar bir hastalığıdır. Ülkemizde çocuklarda görülen en sık kronik hastalıktır ki bu oran %6-8 olarak ifade edilir. Duyarlı kişilerde nöbetler halinde gelen hırıltı, hışıltı, nefes darlığı, öksürük özellikle gece öksürüğü ve sabaha karşı olan öksürük, en önemli belirtilerindendir. Astım oluşturan sebepler alerjik ve non-alerjik (allerjik olmayan) olarak iki başlıkta incelenir. Astım her yaş grubunda olabilmekle beraber genellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda bronşiolit, bronşit, biraz balgamı var, hışıltılı çocuk gibi isimlendirilmelerle tanı söylenmekte olup, bir kısmı tıbbi bir kısmı halk diliyle, aslında çocuğunuzun solunum yolları problemli denmeye çalışılmaktadır. Bazen hastalar öyle geçişkendir ki iki teşhis aynı anda kullanılabilmektedir. Hastalık alerjik ise; ailede astım, alerjik nezle-saman nezlesi, egzema gibi bir hastalığı olan ebeveyn muhakkak sorgulanır. Nasıl ki çocuğumuzun gözleri dayısına benzemişse, ev tozu, polen gibi bronş alerjik duyarlılığı da ona benzeyebilir. Yani alerji genetik geçişli olabilir. Ama diğer taraftan ailede olmasa da, zaman içinde çocuğumuz duyarlanarak, herhangi bir maddeye alerjik tepki geliştirebilir. Bazen 5 yaşında bir hastaya polen alerjisi var dediğimizde "Bugüne kadar yoktu nasıl olur?" diye sorar. Halbuki daha ileri yaşlarda da alerji geliştiği bilinen bir bilimsel gerçekliktir.
Alerjinin olmadığı astım-bronşit vakalarında, özellikle gece beslenen ve bu nedenle reflü hastalığı geliştirdiğimiz çocukları görmekteyiz. Alerjinin olmadığı diğer bir büyük grupta viral üst solunum yolu hastalıklarından dolayı bronş darlığı yaşayan hastalarımızdır. Bu durumda alerji yaratan etmenlerden; kirli havadan koruduğumuz, viral enfeksiyon maruziyetini azaltıp aşılarla ve bazı ilaçlarla, direncini yükselttiğimiz ve gece beslenmesini kesip reflü tedavisi yaptığımız çocukların büyük çoğunluğu, bu hastalığa karşı tedavide başarılı olacaktır.
En sık rastladığımız alerjenler; ev tozu ve akarları, polenler, tüy döken ev hayvanları , küf mantarlarıdır. Bunlarla mücadelede ev içi nemin%50 civarında tutulması, evde çamaşır kurutulmaması, tüylü yünlü oyuncak, giysi, halı gibi tozu çokça barındıran eşyaların çocuktan uzak tutulması önemlidir. Çocuğun sıkça kullandığı odaların, her gün suya çeken veya hepa filtreli elektrik süpürgesi ile temizlenmesini öneriyoruz. Evin hiçbir odasında sigara içilmemesi, hatta sigara kullanan ebeveynin çocuğa dokunmadan önce, el-ağız temizliği yapıp giysilerini bile değiştirmesi, o kokunun öksürüğü tetiklememesi için önemlidir.
Astım-bronşit teşhisi hekimin muayenesi ile konulabilir. Film çekilmesi, tahlil yapılması şart değildir. Muayene sırasında çocuğun dinlenen solunum seslerinin, o anda normal olması da astım-bronşit olmadığı anlamına gelmez. Geçmişte öksüren, balgam kusan, hırıltısı olan ve bu belirtileri birkaç kez yaşayan kişi hekimce takip edilip, semptomların olduğu anda muayene edilerek teşhis konulabilir. Ya bronşit astım değilse? İşte o nedenle ilk görüşmede bazı testler, akciğer grafisi gibi, çocuğun yaşı 5 ten büyük ve uyumluysa solunum fonksiyon testi ve bazı kan tahlilleri yapılabilir. Alerjiden şüphe ediliyorsa, kan tetkiki ve yaşça uygunsa ve uyumluysa ciltte alerji prick test yapılabilir. Hastaların ilaca verdiği cevapta teşhisi kesinleştiren bir diğer faktördür. Tedavide önce belirtiler kontrol altına alınır, sonra ataklar önlenmeye çalışılır, ilaç ihtiyacı en aza indirilir. Çocuğun günlük hayatını tüm çocuklar gibi yerine getirebilmesi amaçlanır. Verilen ilaçların Kullanma eğitimi hastaya bizzat doktorun kendisi vermelidir. Hasta düzenli takip edilmeli, yapması ve yapmaması gerekenler detaylı anlatılmalıdır. Astım yineleyen bronşit hastaları, her yıl Eylül ile Aralık ayı sonuna kadar grip aşılarını olmalıdır.
Ne yedirelim ne yedirmeyelim noktasında, çok soru gelmekte. Özellikle bıldırcın yumurtasından mucize beklememenizi önereceğim.Yapılan bazı çalışmalarda üzüm çekirdeği tozunun faydalı sonuçlar verdiği tespit edilmiştir. Hazır şurupları ülkemizde mevcut. Ayrıca zerdeçalın soğuk verilmesinden fayda gören hastalar olduğu belirtilmiştir. Öğünlerin düzenli yapılması ve karışık her yiyeceğin tüketimi asıl olandır. Öksürüğün çok olduğu dönemde ada çayı, ıhlamur gibi bitki çayları ve bol su içilmesi balgamı incelterek rahatlama sağlayabilir. Astım ve yineleyen bronşit tedavisi bir ekip işidir. Burada ailenin verilen ilaçları düzenli kullanıp, düzenli hekim takibinde olması, çocuğun kullandığı ilaca ve cihaza uyumu; hekimin doğru teşhis ve ilaç kullandırması ile alınan doğru çevresel önlemler tedavide başarıyı getirir.
SORULARINIZ İÇİN curaorhan@hotmail.com SAĞLIKLA KALIN