Denizin Dibi Köşesinden Merhabalar Sevgili Okuyucular,
Siyaset kurumlarında adaylık süreçleri bir tuhaf işler bizim ülkemizde, kimileri her yere aday olmaya kalkar, kimileri kaybetmeye doymaz ama aday olmaya da doymaz, kimileri konunun çok farkında olduğundan aday olmaktan çekinir, kimileri zorla aday gösterilir, kimileri ördek aday olur, kimileri stratejik aday olur, olur da olur yani dediğim gibi süreç bir çok sefer enteresan işler.
Aslında kanaatimce makbulü bilimin türlü dallarının harmanlanmasıyla birlikte, bulunduğun oluşumda çevreni saran dalkavuklar ordusunun dışına çıkıp kendini gözlemleyebilmek ve seni bir yerlere getirmeye çalışanların samimiyetini genel ortamda da bulabiliyorsan eğer, Ateşten Gömleği giydiğinde hakkını verebileceğine de inanmışsan, artık sen potansiyel bir adaysın demektir.
İyi olduğunda etrafında herkes pervane olur, istemesen bile her yere onlarca kişi ile gitmek zorunda kalırsın, bundandır Gazi paşanın köşklerden kaçıp kaçıp gitmeleri, sonuç kötü olduğunda ise yalnızlaşırsın siyaset kurumunda, çünkü Ateşten Gömlek bir tek seni yakar gerçek anlamda, sense sana inanan insanların ya da sana inanmayıp senin etkin olabilecek herkesin hayallerini ve geleceğini yakarsın aslında, o yüzden daha hafifletici bir yöntem olan sistem tercih edilir ve genelde ‘aday olunmaz aday gösterilir' bir yerlere ki kötü olduğunda komple yalnızlaşmanın önüne geçip, bahane arkasına sığınıp, küskünleşmeden yeniden bulunduğun ortamda bir sonraki dönemlere tekrar potansiyel adaylığını sürdürmek hedeflenir. Ha sen bütün bu psikolojik ve bilimsel durumları hiçe sayar ille de ben olacağım ille de ben olacağım dersen, kendin için sonun başlangıcı olabilecek fitili ateşlemiş olursun...
Umarım her şey çemberin içindekilerin gördükleri kadar güzel gelişir herkese temennisini edip, bir yerlere tüm aday olacak olan ve olmayı düşünenler için başarılar diliyorum...
Saygılarımla...
Sercan AKDERİN