Beyler Giyinirken...

Günümüzde doğru, düzgün ve zevkli giyinen erkeklerin sayısının çok az olduğunu, kıyafet tercihlerinde birçok yanlış içinde olduklarını gözlemliyorum. Erkekler genellikle güzel giyinmeyi pahalı markalarla doğru orantılı görürüler. Bu yazıda ne kadar yanıldıklarını anlayacaklar. Küçük ipuçları ile tüm erkekler çok şık görünecekler. Yıllar içerisinde topluma yerleşen ve kalıplaşan yanlış alışkanlıklar ya da zevksizlikten veya özensizlikten kaynaklanan yanlışları düzeltmek için şu noktalara dikkat edebiliriz.
  • Bakım: Her gün, hiç değilse iki günde bir duş almalı, asla ve asla ter kokmamalısınız. Saç, sakal ve ense tıraşının temiz ve düzgün olmasına dikkat etmelisiniz. Saç tıraşınız düzgün olmalı; yataktan kalkıp gelmiş gibi dağınık ya da bir kavanoz jöle boca edilerek şekil verilmiş kaplılaşmış ve taş gibi olmamalı. Dağınık saç modelinden hoşlanıyorsanız, bunun bakımsızlıktan değil tarzınızdan kaynaklandığı açıkça belli olmalı. Kulak ve burun kıllarını düzenli olarak temizlemeli, tırnaklarınızı kesmelisiniz. Elleriniz bakımsızlıktan zımparaya dönmüş ise öncelikle ellerinize ara sıra krem sürmenin, bir et makası ile tırnakların etrafında bağımsızlığını ilan etmiş derileri temizlemenin bir zararı olmaz.
  • Tarz ve stil: Bulunulan ortama uygun giyinmek en önemli olgudur. Bu durumun takibinde ise kot pantolon üstüne takım elbise ceketi, kravat gömleği altına kargo pantolon, kumaş pantolon altına spor ayakkabı, spor tişört altına kumaş pantolon,  şeklinde kombinler den uzak durmak gerekir.
  •  Parfüm: İlk hedef  kötü kokmamak, sonra temiz kokmak, en sonra güzel kokmak olmalı. Ucuz parfümlerin birçoğu güzel kokma sınırının altında kalıyor. Kalıcılıkları az olduğu için, insanlar evden çıkmadan önce fazlaca bir miktarı boca ettiklerinde bu daha kötü kokmalarına neden olabiliyor. Bu yüzden ucuz parfüm kullanmak yerine  bir şişe kaliteli parfüm alıp, az kullanımla güzel kokmayı tercih etmek gerek.
  •  Gömlek: Gömlekler de genellikle 1-2 beden büyük tercih ediliyor. Omuz dikişleri omuz hizasının altına düşüyor, haliyle gömlek manşetleri avuç içine kadar iniyor. Beden olarak da büyük olduğu için pantolondan işkembe gibi taşıyor. Yakaları da bol olduğu için kabuğundan kafayı çıkarmış kaplumbağa gibi görünüyor beyler. En üst düğme iliklendikten sonra gömlek yakası ile boyun arasına işaret parmağının girebileceği kadar boşluk yeter de artar bile. Olması gerekenden daha dar gömlek tercih edildiğinde ise düğme patında yüksek gerilim sebebiyle estetik dışı dekolte oluşuyor. Vücudunuza ve baklavalarınıza güveniyorsanız slim fit kalıpları tercih edebilrsiniz.
  • Atlet ya da yarım kollu fanila: Açık renkli gömleklerin altına giyilen iç çamaşırı, dışarıdan bakıldığında bütün ilgiyi kendi üzerine toplar. Gömlek, kravat görünmez olur. Terleme sorununuz yoksa lütfen iç çamaşırı kullanmayınız. Ancak, eğer çok terleyip teriniz gömleğe çıkıyor ise (ter, başka her tür görüntüden daha çirkin ve iticidir), kolsuz bir fanila giyebilirsiniz; çamaşırın kol ağzı ile gömleğin omuz dikişi aynı hizaya geleceği için fanilanız dışarıdan görünür olmayacaktır. Ayrıca sıfır yaka olsun ki, kravat düğümünün altından fanilanın yakası ya da teniniz görünmesin.
  • Renk ve desen: Bu işte risk almanın gerekli olduğunu; aksi durumda sıradanlığın kaçınılmaz olduğunu söyleyebilirim. Ben yine de öncelikle klasik tarzın ve genel doğruların öğrenilmesinin şart olduğunu, sıra dışı tercihler yapılacaksa da bunların bilinçli olarak yapıldığının çok iyi ortaya konması gerektiğini düşünüyorum. Sıra dışı bir tarzı üzerinde taşıyamayacak kişilerin klasik tarzdan şaşmamaları gerektiğini, sıra dışılık ile palyaçoluk arasında çok ince bir çizgi olduğunu hatırlatırım. Kalabalık içerisinde kaybolmak ve fark edilmemek istiyorsanız, kıyafetin her bir parçasının soluk, silik, karaktersiz renklerden ve desenlerden oluşmasına özen gösterin. Saç ve ten rengine göre sıcak ve soğuk renkleri birbirine uygun oranda kullanmalı. Baştan aşağıya ne sıcak ne de soğuk renk kullanılmamalı.
  • Takım elbise gerçeği: Takım elbise seçiminde, olması gerekenden neredeyse 2-3 beden büyük kıyafetler tercih ediliyor. Şalvar gibi duran pantolonun üzerine geçirilmiş kepenek görünümlü ceketler kişiyi olduğundan daha kilolu ve yaşlı göstermeye mecburdur. Ceketin etek boyu (kalça hizasında) ve kol boyu (kol dirsekten kırıldığında bilek hizasında) olması gereken ölçülerde olmalıdır. Ceketlerde omuz dikişi de tam yerinde olmadır. Aksi takdirde düşük omuz ya da dar omuz kazasına uğrayabilirsiniz. En önemli detaylardan biri ise pantolonun paça boyunun olması gerekenden uzun ya da kısa olmasıdır. Pantolonlar da genelde oldukça bol tercih ediliyor (Çok kilolu değilseniz, pilili pantolonlara dönüp bakmayın bile). Yukarılarda şalvara yakın bolluk, paçalarda oldukça daralıyor; gereğinden uzun paça boyu sayesinde akordeon görünümü kaçınılmaz oluyor.
  • Kravat: Kravat boyu olması gerekenden ne çok uzun ne de çok kısa olmalı. Kemer hizasında olan boy makbul olandır. Memlekette düzgün kravat bağlamayı bilen çok az sayıda erkek olduğundan bu konuda sıkıntı büyük.
  • Çoraplar: Beyaz, çizgi film karakterli, üzerinde marka ya da slogan yazan, çizgili, fitilli, giyilen kıyafetle uyumsuz ya da bilek hizasında çoraplar giymek elbiseye ihanettir; kimse affetmez. Takım elbisenin altından kıllı bacakların görünmesi tarifsiz bir acıdır. Takım elbisenin pantolonuna uygun renkte ve dokuda çorap seçilmesi gereklidir. Spor şort ve ayakkabı giyinildiğinde lütfen babet ya da bileksiz çorap tercih edelim. Kahverengi ve tonları çoraplardan mümkün olduğunca uzak durmak gerekir. Her zaman temiz, rengi solmamış, yırtılmamış veya kaçmamış çoraplar kullanmalı beyler.
  • Kocaman markalı kıyafetler: Markalar sponsorluğunuzu yapmıyorsa, reklam panosu gibi dolaşmayın. Ürünleri çok para verdim bu kıyafete diye bağırtmayın. Takım elbiselerin kollarında bulunan marka etiketlerini de sökmeyi unutmayın.
  • Cüzdan ve çanta: Paranızı cüzdanda, cüzdanı da ya ceket ya da paltonuzun cebinde taşıyın. Bir miktar nakit para, ehliyet, bir iki banka/kredi kartı gündelik hayat için yeterlidir; elinize geçen her şeyi cüzdana doldurup somun ekmek kadar bir cüzdan taşımayın. Nadiren ihtiyaç duyulan mağaza ve banka kartlarını, ikinci bir cüzdan içinde çantanızda ya da arabanızda taşıyabilirsiniz. Takım elbise ile birlikte deri bir evrak çantası kullanın, omuzdan çapraz asılan postacı çantası kılıklı aparatlar hiç şık olmuyor. Ceplerinize torba muamelesi yapmayınız. Çok döküntünüz varsa, kıyafetinize uygun bir çanta taşıyın.
  • Ayakkabılar: Bence ayakkabı bir kıyafetin en önemli unsuru. Yalnız düşmanlar değil, işi bilenler de önce ayağa bakar. Takım elbise ile deri, altı kösele ve bağcıklı ayakkabı giyilir. Şu sıralar çokça görüyorum, altı lastik üstü klasik melez ayakkabılar giyiliyor. Kadife ya da tüvit kumaştan yarı resmi bir pantolon ceket giymiyorsanız, takım elbise altına süet ayakkabı da giymeyin. Gece smokinli bir törene gitmiyorsanız, rugan ayakkabı asla giymeyin. Kare burunlu ayakkabılar 90’lı yıllarda kaldı, atmaya kıyamıyorsanız balkonda saksı yapıp, içine çiçek dikin.  Son ve en önemlisi olarak, ayakkabınıza iyi bakın; asla kirli ya da eski görünümlü ayakkabı giymeyin.
  • Deri aksesuarlar:  Giyilen ayakkabılar, kemer, saat kayışı, cüzdan ve deri çanta aynı renk, hatta aynı ton olmalı. Koyu kahverengi ayakkabı ile siyah ya da taba rengi kemer değil, ayakkabı ile aynı tonda bir koyu kahverengi kemer takmalısınız.
    

Köşe Yazıları Haberleri