Sezonun ilk üç maçı, Beşiktaş ve ardından oynanan Sivasspor hazırlık karşılaşması bize anlattı ki; transferde çok geç kalındı…
Fenerbahçe karşısına en azından Diafra Sakho gibi bir forver oyuncusuyla çıkılsaydı, galibiyet işten bile değildi…
Özellikle hücumdaki etkinsizlik, Bursaspor’un 4 haftada 3 puanda kalmasına sebep oldu…
Mücadele güzel, oyun anlayışı başarılı…
Yeni transferlere kısaca bir göz gezdirmek gerekirse;
Sakho, ilk maçın heyecanından mıdır bilinmez ancak Bursaspor’un oyun tarzına çok uyduğunu gösterdi…
Hem baskı kurulan hem de hızlı hücumlarla oynanacak karşılaşmalarda etkili olabilecek bir hücumcu…
Vücudunu çok iyi kullanıyor ve ön alanda Stancu’nun gerçekleştirdiği rakip savunmayı dağıtma görevini yapıp üzerine de fazlasıyla katıyor…
Afrikalı oyuncuların genelde yaşadığı devamlılık ve konsantrasyon sorunlarıyla uğraşılmazsa, hem Sakho Bursaspor’da ikinci baharını yaşar hem de Yeşil Beyazlı camia Fernandao’dan sonra hasret kaldığı forvetine kavuşur…
Gelelim Latovlevici’ye…
Beşiktaş karşılaşmasında yaptığı pas hataları, Bursaspor oyunu daha fazla kendi yarı alanında kabul ettiği için sırıtmadı…
Ancak ilerleyen haftalarda hücuma dönük oynanan karşılaşmalarda bu şekilde oynarsa, hem savunmadaki arkadaşlarını zor duruma sokar hem de takımın psikolojik olarak geride kalmasına sebep olur…
Burada açıkçası Umut Meraş’a dönük umut, Latovlevici’den daha fazla…
Henri Saivet saha içerisinde çok önemli işler yapıyor ve adeta gizli kahraman durumunda…
İyi bir Chedjou için zaten söylenecek bir söz olamaz…
Ancak ilk maçını Sivasspor’a karşı oynayan Vergini açıkçası soru işaretleri bıraktı…
Özellikle Samet Aybaba’nın alan daraltma üzerine kurulu oyununda Vergini’nin ağırlığıyla sırıtacağı besbelli…
Vergini’nin ağırlığı, takımın da dar alanda oyun oynayamamasına etki edecek…
Açıkçası şu andaki Vergini, Ertuğrul’dan formayı kolay kolay kapamaz…
Ertuğrul demişken, gençlerden de yeni transferlermişçesine bahsetmek gerekir…
Furkan Soyalp, bu sezona çok iyi başladı, adeta bir görev adamı haline döndü…
Bunun üzerine koyup, hücumda da etkin hale gelirse, milli takım modern anlamda 10 numarasını da bulmuş olur…
Burak Kapacak’ın da son maçına bakmamak gerekli…
A Takım’a ilk kez sağ açık çıkıp üstelik bunu Adriano’ya karşı oynamak her babayiğidin harcı değil…
Burak bas bas bağırarak geliyor ama arkasında da Muhammed Emin bulunuyor…
Samet Aybaba’nın zannediyorum genç yaşta çok yıpratmak istemediği Ali Akman’ı da unutmamak gerekiyor…
Sonuca gelecek olursak;
Bursaspor son 3 yılın en iyi kadrosunu kurdu…
Hem maddi anlamda hem de kadro mühendisliği anlamında…
Nasıl eleştiriyorsak, bu konu için de tebrik etmemiz gerekiyor yönetimi…
Ancak açıkçası çok geç oldu…
Ertuğrul Sağlam’ın ikinci döneminde de buna benzer bir durum yaşanmış, takımın yıldızları satılmış, yerine kaliteli ayaklar getirilmişti…
Sağlam yönetimindeki o ekip, beklenen ivmeyi yakalayamadı ve bu durum takımın psikolojik anlamda geriye düşmesine sebep olmuştu…
Bir gerçek var ki; tebrik ettiğimiz yönetim, transferde geç kaldı…
Ve takım galibiyet alamaması durumunda oklar yine yönetime çevrilir…
Rizespor karşılaşması büyük bir test…
Ardından oynanacak Başakşehir karşılaşmasını da düşünürsek alınacak 6 puan Bursaspor’u üst sıralara şimdiden tutundurur…
Ancak tersi bir durum sezon arasının kongre telaşıyla geçmesine sebep olur…
Samet Aybaba gibi kurt bir teknik adamın da bu konuda aynı düşündüğünü tahmin ediyorum…
Dağılırsa toparlanması için değişiklik olması gereken bir kadroyla ilk iki haftanın hayati önemi yadsınmamalı…