GELECEĞİ OLMAYAN MESLEKLER ve ÜNİVERSİTELER

Teknolojinin gelişmesi, sanayii 4.0 süreci, kodlamanın yükselişte olması ve hepsinden önemlisi yapay zekânın durdurulamaz bir hızda “ AKILLI HALE GELEREK”  insanların yapabildiği bir çok işi yapabilmeye başlaması bir çok insanın mesleğini tehdit ediyor.

Görülen o ki, yakın gelecekte “ yapay zekâ ” tabiri yerine yazılım harikası makinelerin birbiri ile iletişim kurduğu  “akıllı üretimleri” konuşuyor olacağız.

Oxford Üniversitesi’ nin 2013 yılında yaptığı bir araştırmaya göre (  linkini cümle sonunda verdim ) 20 – 30 yıl içinde günümüz mesleklerinin %47’ si tamamen robotlaşabilir.

El emeğinin iş piyasasında zorlanacağı bir döneme giriyoruz.                                                                                                                          ( https://www.oxfordmartin.ox.ac.uk/downloads/academic/The_Future_of_Employment.pdf  )    

Kendini ayıramamış, kendini yetiştirememiş genç arkadaşların artık işi yakın gelecekte çok daha zor olacak.

Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 Vizyon belgesini okuduğunuzda sanayii 4.0 kavramının üzerinde çok durulmadan geçiştirildiğini görüyoruz.  Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk, Vizyon Belgesi’nde “sanayileşmede dördüncü büyük kırılma olarak ifade edilen bu yeni tekillik dönemi; biyolojik, dijital ve fiziksel olanı tek vücutta birleştirmek gayesindedir” diyor.

Buna karşın, ulusal eğitim sistemimizin mantık kurgusu olan “ bir üst eğitim grubuna sınavla geçiş yapma ” olgusu yüzünden sürdürüle gelen ezberci-geleneksel eğitim sistemiyle de  “ yapay zekâ ” yı kolay algılayabilmemiz mümkün değil.

“ Yatırım, geliştirme, çekicilik. ”

İsviçre merkezli  IMD World  Competitiveness Center tarafından (International Institute for Management’in bünyesinde hizmet verir) Üç ana başlığa odaklanılarak hazırlanan “Dünyanın önde gelen kaliteli işgücü raporu”,   2014 yılından bu yana 60 kadar ülkeyi  yetenek sıralamasına sokuyor. (1)

Ülkelerin işgüçleri üç kategoride detaylıca incelenip, bu alanlarda nasıl performanslar gösterdikleri tespit edilirken; eğitim harcamalarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı, hükümetin öğrenci başına yaptığı harcama, öğretmen sayısı, işçilerin eğitim alma oranları, kadın işçi oranı, yaşam giderleri, yetenekli insanları ülkede tutabilme oranı, işçi motivasyonu, beyin göçü, eğitim sistemi, üniversite eğitim kalitesi gibi detaylar dikkate alınarak yapılan bu sıralamada Türkiye 63 ülke arasında 51. ci oldu.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD),  yayımladığı “Eğitime Bir Bakış 2018” raporuna göre de Türkiye, eğitime katılımda yüzde 66’lık ortalamayla tüm OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldı. (2)

Ne okuyan ne de iş gücüne katılan 18-34 yaş grubundakilerin oranında Türkiye, 35 ülke arasında ilk sırada yer aldı. Eğitimin dışına çıkan ve herhangi bir işte çalışmayanların oranı ise güzel ve yalnız ülkem Türkiye’de yüzde 31 oldu. Yani rapora göre eğitimin dışına çıkan ve herhangi bir işte çalışmayanların oranı yüzde 31 miş. Bu tipler ne eğitim alıyor ne de çalışıyor!

Daha bitmedi.

Türkiye, Kosta Rika ve Kolombiya ile birlikte 15-19 yaş arası çocukların eğitime ve işgücüne katılımda da OECD ortalamasını tutturamadı. Türkiye’de bu yaş grubundakilerin yüzde 20’ye yakınının ne okuduğu ne de çalıştığı vurgulandı. (3)

Rakamlar ve istatistikler gelecek için maalesef karanlık bir tabloyu önümüze koyuyor.

Bir diğer taraftan mevcut üretim teknolojimiz de durumlar pek iyi sayılmaz.

İSO 500 verilerine göre 2016 yılı itibariyle 474 imalat sanayi firmasından 192’si düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerde faaliyet gösteriyor. Orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerde 149 firma varken, orta- yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerde firma sayısının 12 olduğu görülüyor.  Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerde faaliyet gösteren firma sayısı ise SADECE 12 ÇIKIYOR.  (4)

Bankalar hızla Internet’e dönüyor. Türkiye’nin başlıca ihracat ürünleri olan otomotiv, demir-çelik, tekstil, kimya ürünleri… hepsi “emtialaşıyor” ve 10 yıl için robotlar tarafından üretilmeye aday. (3)

Laboratuvar teknisyenliğinin yakın zamanda tarihe gömüleceğini artık biyopsi sonuçlarının büyük oranda bilgisayar yazılımları vasıtasıyla analiz edileceği öngörülüyor.

Muhasebecilik, daha ürünün satışı esnasında kesilecek bir elektronik fatura ile, bu bilgilerin vergi mevzuatına uyumlu bilgisayar yazılımları sayesinde otomatik olarak düzenlenecek defter- belge ve kayıtlar vasıtasıyla ticari bilanço ve mali tabloların oluşacağı ve buna göre ödenecek verginin hesaplanacağı bir yapıya doğru gidiyor.

Oxford Üniversitesi’ne araştırmalarına göre teknolojinin gelişmesi ile önümüzdeki 20 yıl içinde işsiz kalma olasılığı en yüksek olan 10 meslek grubu ve bunun ne kadar muhtemel oluğunun yüzdesel analizi şu şekildedir. (5)

  1. Tele pazarlamacılar ( %99 ) , 
  2. Muhasebeciler ( %94 ) ,
  3. Tezgâhtarlar / (Perakende satış danışmanları (%92) , 
  4. Teknik gazeteciler( %89 ) ,
  5. Emlakçılar ( %86 ) ,
  6. Sekreterler (%81) ,
  7. Makinistler (%65) ,
  8. Ticari pilotlar (%55)  ,
  9. Ekonomistler, analistler (%43) ,
  10. Aktörler (%37)

Teknoloji geliştikçe insanların işsiz kalması yeni bir şey değil. Üretim hattının ve robotların hızla fabrikalardaki işçilerin yerini aldığı hepimiz tarafından bilinen bir gerçek.

(1) http://www.paraanaliz.com/2018/genel/dunya-yetenek-endeksinde-51ci-siradayiz-28459/

(2) http://t24.com.tr/haber/turkiye-egitime-katilimda-oecd-ulkeleri-arasinda-son-sirada,700791

(3) http://www.paraanaliz.com/2018/yazarlar/atilla-yesilada/bir-nesil-nasil-sefalete-terkedildi-28466/

(4) Atilla Yeşilada, Hormonlu Büyüme Yılları, Parola Yayınları, s.182

(5) "The Future of Employment: How Susceptible are Jobs to Computerization " - C.Frey & M. Osbourne/

Köşe Yazıları Haberleri