Günlük Yaşantımızda bizleri mutlu veya mutsuz eden detaylar, hepimize şu basit soruyu sormamıza neden
olmuştur. Neden burası beni mutlu etmiyor ? Amacım meslektaşlarımı eleştirmek değil, pozitif yaklaşımla
daha doğru iletişim kurulması açısından öncülük sağlamaktır. Sizi mutlu eden, kullanışlı ve daha sıcak
ortamlar yaratmanız için aşağıda birkaç küçük sırrımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eski Sabun Deposu New York | Andrew Franz
ilk bakışta karışık, ama kendi içerisinde çok uyumlu bir iç mekan. renkli, dokulu, sıcaklık
Nasıl Başlamalı
Tabiki ihtiyaç programı oluşturarak. Birçoğunuza çok ilginç belki basit
gelecek, ama işin özünde ne istediğimiz bilmek geçiyor. Bunun içinde her
bilgiyi eksiksiz önce kendiniz bulmanız, sonrasında mimarınıza aktarmanız
gerekiyor. Salonunuzun kaç metrekare olacağını değil, orada nasıl
yaşayacağınızı irdeleyerek başlamanız gerekiyor bu işe. Böyle yaptığınızda
aslında belki şuan oturduğunuz dairenizin, evinizin veya iş yerinizin sizin
taleplerinize cevap vermediğini göreceksiniz. Diğer avantajı ise yapılan işin
niteliğinin ölçülmesi ve takibinin yapılması açısından size bir iskelet
oluşturmasıdır. Yukarıdaki resimde açık bir mutfak, açık bir yemek alanı ve oturma alanı düşünülmüş.
Oturma alanından üst kat ve başka bölümler görülecek şekilde tasarlanmış. Sadece anlatılan dağılım ve
organizasyon şekli oturacak olanın kişiliği ve yaşam tarzı hakkında bize bilgiler veriyor. Mekanın dağılımı ile birlikte kullanılan tuğla, ahşap ve beyaz duvar karışımı sıcak, yalın ama kendine öz karakteri olan bir yaşam alanı sunmuş. yukarıda belirttiğim gibi ihtiyaç programı oluşturmak, kendinizi daha rahat hissetmeniz için atılacak bir adımdır. doğru bir ihtiyaç analizinden sonra beklentileriniz doğrultusunda bir tasarım meydana çıkacaktır ve siz o mekandan keyif alacaksınız. sebebi ise çok basit bu ev sizin için özel tasarlandı ve bir eşi yok.
Bir insanın evi, kişiliğinin ve dünya görüşünün aynasıdır
(C.Kersey)
Hayal etmek
Unutmamamız gereken belki de en önemli konu ise rahat hissedeceğiniz bir iç mekan oluşturmanızdır. Bu konuda en büyük iş size düşmektedir. Çünkü sizi, sizden daha iyi tanıyan birisi yok. Bu doğrultuda ister kendiniz tasarlayın, isterse bir Mimar ile çalışın, önce
‚ben nasıl bir evde yaşamak istiyorum ?‘ sorusunu kendinize sorun ve yanıtını kendiniz bulmadan kesinlikle hiçbir işe başlamayın. Ufak bir önerim, 3-5 adet Ev Dekorasyonu ile ilgili dergi alıp, inceleyin.
Hangi tasarımlar sizi heyecanlandırıyorsa, o doğrultuda bir çalışmaya yönelin. Mekanınızı düşünürken, oraları kullanırken nasıl keyif alacağınız hayal edin. Bu düşünceler en değerli veriniz olacaktır. Sağdaki resimde şömine önünde oturup ısınmanın vereceği hazzı, veya böyle aydınlık bir ortamda sabah kahvaltısı yapmanın güzelliğini. Şimdi ilk iki madde arasındaki farkı soracaksınız, ihtiyaç programı teknik ve fonksiyonel isteklerinizi belirler. Vereceğiniz tasarım yönelimi sayesinde Mimarınızın
elinde artık bir
çerçeve olacaktır. Bunun üzerine size daha hızlı ve özel tasarımlar çizebilecektir. Gelsin tasarımlar artık, sırada Malzeme seçimi, Aydınlatma gibi konular hakkında önerilerim olacaktır. Bu tavsiyeler asla her mekan için geçerli olmayacaktır, sadece iç mekan tasarımında önemli yer edinmiş tüyolar.
Taş Ev | Portekiz
Taş dokusunun verdiği harmoniye doğal ve dağınık
şekilde asılmış şapka ve çantalar, ayrı bir ‚bu eve
hoşgeldiniz‘ resmi oluşturmaktadır.
Güzel Aydınlanmak
Büyük Aydınlatmalar yerine daha küçük ışık
kaynakları düşünmek farklılık yaratacaktır. Bu şekilde
değişik kullanım ve ihtiyaç senaryolarına daha iyi
çözümler bulabilirsiniz. Işığın yansıttığı gölgeler daha
romantik bir ortam oluşturacaktır. Onun dışında
nerede kullanacağınıza bağlı olarak ev ortamında
sıcak renklerde ışığın kullanılması kendinizi daha iyi
hissetmenizi sağlayacaktır. İşyeri, Ofis ve buna benzer
mekanlarda gerekli olan ışık kalitesi ve rengi sizin
tarafınızdan belirlenemez, ancak orada da özellikle
ortak alanlarda bu önerileri kullanarak kendinize geri
çekilme noktaları yaratabilirsiniz.
Heyecan yaratın
Bunları nasıl yaratabilirsiniz, örneğin kitap okumayı
seven bir çift için, güzel bir kitaplığın yanı sıra cam
kenarında çok keyifli bir okuma yeri düşünerek. Ama
burada tabiki kombinasyonları siz yaratıyorsunuz.
örneğin burası aynı zamanda ormana bakan bir
pencere de olabilir, yada yatak odasında. Burada
önemli olan konu neler sizi heyecanlandırıyor.
Bazen keyif alacağınız şeyler sizin bütçenizi
zorlayabilir, ama cesaretli olun ve bu lüksü kendinize
harcayın. Bahsettiğim detaylar kişiye özeldir, kimine
göre bir şömine, şarap mahzeni, özel bir fırın veya havuz olabilir. Unutmayın ki eviniz sizin bu dünyada
geriye çekilip tekrar şarj olabileceğiniz günlük mekanınız. Yani orası
sizi mutlu etmek zorunda. Aksi takdirde kısa süre içerisinde tatminsizlik, huzursuzluk sizin hayatınıza hakim olacaktır. Bu tarz
alanlar düşünürken mutlaka ufak deneylere cesaret edin. Belki sonucu tatmin edici olmayacaktır, unutmamalıyız ki, biz hepimiz
farklıyız, ne kadar birbirimize benzesekte, farklarımız olacaktır. O yüzden neden yaşam tarzlarımız, renklerimiz, yaşam şeklimiz
birebir aynı olsun. Bu tarz deneyler sizi daha çok heyecanlandırmasının yanı sıra sizin evinizi daha çok benimsemenizi sağlayacaktır.
Bir insanın mutluluğu odasının duvarları arasındadır.
(Pascal)
Özel Mekanlarla İlgilenmek
Banyo, Mutfak gibi size özel olan yerlerin tasarımlarına ve detaylarına daha fazla vakit ayırın. Düşündüğünüzde sabah kalktığınızda muhtemelen gittiğiniz ilk oda banyodur. Güne güzel
Malzemelerinizi ve Renklerinizi seçin
Geldik birçok Mimarı dahi zorlayan bölüme. Bunun böyle düşünülmesinin sebebi ise insan psikolojisine
daha doğrusu algısına bağlı olmasından kaynaklanıyor. Tabiki bölgesel, iklimsel ve tarihsel faktörleride
içinde barındırıyor. Birçoğumuz İtalya’daki üzüm bağlarının ortasındaki küçük taş evlerin, o kaba rustik
görünüşüne iç geçiririz. Veya Yunanistan’a özgü beyazı, maviyle adeta çerçeveleyen o güzel yapıların,
içimizde uyandırdığını güzel hayalleri. Aslında Malzeme ve Renk seçiminde genel olarak yaşadığımız
ortamın ve koşulların bizi çok etkilediğini söylemek durumundayım. Tercihlerimizin gerçek sebebi birşeyi
istememizden dolayı değil, içimizde
geçmişe dair önemli anıların kalıntısı olmasından kaynaklanıyor. Bunun böyle olmasında bir sakınca yoktur. Bu
etkiden kurtulmanız için Mimarınızın önerilerine ve tasarımlarına açık olun. Böylelikle kendi içerisinde uyumlu bir
konsept meydana çıkacaktır. Sadece bir renkten oluşan bir İç mekan sıkıcı, birçok renkten oluşan tasarımlar ise
yorucu olacaktır. Bunun dozunu ayarlamak ise Mimarınızın sanatıdır. Genel olarak evlerinizde Malzemeleri incelerken ve değerlendirirken onları sadece, renk olarak algılamamalıyız. Malzemenin dokusunu hissetmeli, uyandırdığı hissiyatı algılayarak, tümüyle değerlendirmemiz gerekiyor. Örneğin seramik ıslak hacimlerde sorunsuz bir şekilde kullanılabilir, ancak salonda, birçoğumuz yadırgayabilir. Mekanlarınızı ferah tutmak istiyorsanız mutlaka pastel tonlarında, heyecanlı ortamlar olsun isterseniz de kontrast yaratan kombinasyonlar tercih edilmeli. Sağdaki resimde
göreceğiniz gibi ikisinin karışımı en doğru çözümü oluşturuyor. Mutfak bölümü kırmızı tuğla ile vurgulanmış, aynı zamanda mobilyaları siyah tutulmuş. Mekanın diğer kısımları ise, açık mint yeşili ile adeta ferahlatılmış, beyaz, açık ahşap tonlarıyla tamamlanmış. Bir alan içerisinde iki farklı malzeme konsepti uygulayarak, aynı zamanda farklı kullanımları da önplana çıkarmış Böylelikle sıcak ve hareketli olan mutfak kısmını koyu ve dokulu malzemelerle düşünen tasarımcı, yemek odası kısmında ise sakin harmoni içerisinde düşünmüş.
Tatsız bir ev, ruhsuz bir beden gibidir.
(Cicero)
Yukarıda paylaştıklarım sadece kaba hatlarıyla bir iç mekan tasarımına nasıl başlayacağınızı ve hangi
konulara odaklamanız gerektiğini içermektedir. Bir Mimar bu konuda sizi çok iyi yönlendirecektir. Tabiki
Mimari Tasarım sadece evimizin içerisinde olması gereken bir konu değil. Aynı yöntem ile iş yerinizi
tasarlayın ve prestij kazanın, kurumsal kimlik oluşturun veya çalışanlarınızı motive edin. Özellikle kamusal
alanlarda sadece fonksiyona dayalı Mimari yaklaşım, Kentlerimizdeki yaşam alanlarını eksik düşünmemize
neden olacaktır. Şimdi gelelim asıl konuya, evet ben size mekanınızı şu veya bu renk yapın demiyorum,
çünkü doğru olan bu değil. gelip geçici akımları değil içinizden geçen, size heyecan veren düşüncelere
öncelik tanıyın. daha mutlu olcaksınız, kesin…
Akla uygun düzenlenmiş bir toplumda evleri bizler yaparız. Çok akılsızca düzenlenmiş bizim
toplumumuzda evler bizi ne yapıyorsa O oluruz.
(Bernard Shaw)
organizasyon şekli oturacak olanın kişiliği ve yaşam tarzı hakkında bize bilgiler veriyor. Mekanın dağılımı ile birlikte kullanılan tuğla, ahşap ve beyaz duvar karışımı sıcak, yalın ama kendine öz karakteri olan bir yaşam alanı sunmuş. yukarıda belirttiğim gibi ihtiyaç programı oluşturmak, kendinizi daha rahat hissetmeniz için atılacak bir adımdır. doğru bir ihtiyaç analizinden sonra beklentileriniz doğrultusunda bir tasarım meydana çıkacaktır ve siz o mekandan keyif alacaksınız. sebebi ise çok basit bu ev sizin için özel tasarlandı ve bir eşi yok.
Bir insanın evi, kişiliğinin ve dünya görüşünün aynasıdır
(C.Kersey)
Hayal etmek
Unutmamamız gereken belki de en önemli konu ise rahat hissedeceğiniz bir iç mekan oluşturmanızdır. Bu konuda en büyük iş size düşmektedir. Çünkü sizi, sizden daha iyi tanıyan birisi yok. Bu doğrultuda ister kendiniz tasarlayın, isterse bir Mimar ile çalışın, önce
‚ben nasıl bir evde yaşamak istiyorum ?‘ sorusunu kendinize sorun ve yanıtını kendiniz bulmadan kesinlikle hiçbir işe başlamayın. Ufak bir önerim, 3-5 adet Ev Dekorasyonu ile ilgili dergi alıp, inceleyin.
Hangi tasarımlar sizi heyecanlandırıyorsa, o doğrultuda bir çalışmaya yönelin. Mekanınızı düşünürken, oraları kullanırken nasıl keyif alacağınız hayal edin. Bu düşünceler en değerli veriniz olacaktır. Sağdaki resimde şömine önünde oturup ısınmanın vereceği hazzı, veya böyle aydınlık bir ortamda sabah kahvaltısı yapmanın güzelliğini. Şimdi ilk iki madde arasındaki farkı soracaksınız, ihtiyaç programı teknik ve fonksiyonel isteklerinizi belirler. Vereceğiniz tasarım yönelimi sayesinde Mimarınızın
elinde artık bir
Taş Ev | Portekiz
Taş dokusunun verdiği harmoniye doğal ve dağınık
şekilde asılmış şapka ve çantalar, ayrı bir ‚bu eve
hoşgeldiniz‘ resmi oluşturmaktadır.
Büyük Aydınlatmalar yerine daha küçük ışık
kaynakları düşünmek farklılık yaratacaktır. Bu şekilde
değişik kullanım ve ihtiyaç senaryolarına daha iyi
çözümler bulabilirsiniz. Işığın yansıttığı gölgeler daha
romantik bir ortam oluşturacaktır. Onun dışında
nerede kullanacağınıza bağlı olarak ev ortamında
sıcak renklerde ışığın kullanılması kendinizi daha iyi
hissetmenizi sağlayacaktır. İşyeri, Ofis ve buna benzer
mekanlarda gerekli olan ışık kalitesi ve rengi sizin
tarafınızdan belirlenemez, ancak orada da özellikle
ortak alanlarda bu önerileri kullanarak kendinize geri
çekilme noktaları yaratabilirsiniz.
Heyecan yaratın
Bunları nasıl yaratabilirsiniz, örneğin kitap okumayı
seven bir çift için, güzel bir kitaplığın yanı sıra cam
kenarında çok keyifli bir okuma yeri düşünerek. Ama
burada tabiki kombinasyonları siz yaratıyorsunuz.
örneğin burası aynı zamanda ormana bakan bir
pencere de olabilir, yada yatak odasında. Burada
önemli olan konu neler sizi heyecanlandırıyor.
Bazen keyif alacağınız şeyler sizin bütçenizi
zorlayabilir, ama cesaretli olun ve bu lüksü kendinize
harcayın. Bahsettiğim detaylar kişiye özeldir, kimine
göre bir şömine, şarap mahzeni, özel bir fırın veya havuz olabilir. Unutmayın ki eviniz sizin bu dünyada
geriye çekilip tekrar şarj olabileceğiniz günlük mekanınız. Yani orası
sizi mutlu etmek zorunda. Aksi takdirde kısa süre içerisinde tatminsizlik, huzursuzluk sizin hayatınıza hakim olacaktır. Bu tarz
alanlar düşünürken mutlaka ufak deneylere cesaret edin. Belki sonucu tatmin edici olmayacaktır, unutmamalıyız ki, biz hepimiz
farklıyız, ne kadar birbirimize benzesekte, farklarımız olacaktır. O yüzden neden yaşam tarzlarımız, renklerimiz, yaşam şeklimiz
birebir aynı olsun. Bu tarz deneyler sizi daha çok heyecanlandırmasının yanı sıra sizin evinizi daha çok benimsemenizi sağlayacaktır.
Bir insanın mutluluğu odasının duvarları arasındadır.
(Pascal)
Özel Mekanlarla İlgilenmek
Banyo, Mutfak gibi size özel olan yerlerin tasarımlarına ve detaylarına daha fazla vakit ayırın. Düşündüğünüzde sabah kalktığınızda muhtemelen gittiğiniz ilk oda banyodur. Güne güzel
başlamanın yerini de burası olarak belirleyebilirsiniz. Bu mekanları önce kullanışlı ve ferah tutmakta fayda var. Güne başlarken eğer mümkünse gözünüz güneş görsün. Kişiye göre değişmesi olası bir ihtimal olsada, bu mekanlarda renkli alanlar oluşturmakta fayda var. özellikle lavabo, ayna ve duş üçlüsünün etrafındaki alanların yeterli ölçüde tutulması önemli. insani geçiş alanı 60cm olarak kabul edilebilir. Ancak rahat dolaşım alanı 90cm gibi düşünülmesi gerekir. Küçük alanda çözümler için tavsiyem çok fonksiyonlu mobilyalar olacaktır.
Evler, gösteriş ve seyir için değil,
yaşamak için yapılmıştır.
(Bacon)
Evler, gösteriş ve seyir için değil,
yaşamak için yapılmıştır.
(Bacon)
Malzemelerinizi ve Renklerinizi seçin
Geldik birçok Mimarı dahi zorlayan bölüme. Bunun böyle düşünülmesinin sebebi ise insan psikolojisine
daha doğrusu algısına bağlı olmasından kaynaklanıyor. Tabiki bölgesel, iklimsel ve tarihsel faktörleride
içinde barındırıyor. Birçoğumuz İtalya’daki üzüm bağlarının ortasındaki küçük taş evlerin, o kaba rustik
görünüşüne iç geçiririz. Veya Yunanistan’a özgü beyazı, maviyle adeta çerçeveleyen o güzel yapıların,
içimizde uyandırdığını güzel hayalleri. Aslında Malzeme ve Renk seçiminde genel olarak yaşadığımız
ortamın ve koşulların bizi çok etkilediğini söylemek durumundayım. Tercihlerimizin gerçek sebebi birşeyi
istememizden dolayı değil, içimizde
geçmişe dair önemli anıların kalıntısı olmasından kaynaklanıyor. Bunun böyle olmasında bir sakınca yoktur. Bu
etkiden kurtulmanız için Mimarınızın önerilerine ve tasarımlarına açık olun. Böylelikle kendi içerisinde uyumlu bir
konsept meydana çıkacaktır. Sadece bir renkten oluşan bir İç mekan sıkıcı, birçok renkten oluşan tasarımlar ise
yorucu olacaktır. Bunun dozunu ayarlamak ise Mimarınızın sanatıdır. Genel olarak evlerinizde Malzemeleri incelerken ve değerlendirirken onları sadece, renk olarak algılamamalıyız. Malzemenin dokusunu hissetmeli, uyandırdığı hissiyatı algılayarak, tümüyle değerlendirmemiz gerekiyor. Örneğin seramik ıslak hacimlerde sorunsuz bir şekilde kullanılabilir, ancak salonda, birçoğumuz yadırgayabilir. Mekanlarınızı ferah tutmak istiyorsanız mutlaka pastel tonlarında, heyecanlı ortamlar olsun isterseniz de kontrast yaratan kombinasyonlar tercih edilmeli. Sağdaki resimde
Tatsız bir ev, ruhsuz bir beden gibidir.
(Cicero)
Yukarıda paylaştıklarım sadece kaba hatlarıyla bir iç mekan tasarımına nasıl başlayacağınızı ve hangi
konulara odaklamanız gerektiğini içermektedir. Bir Mimar bu konuda sizi çok iyi yönlendirecektir. Tabiki
Mimari Tasarım sadece evimizin içerisinde olması gereken bir konu değil. Aynı yöntem ile iş yerinizi
tasarlayın ve prestij kazanın, kurumsal kimlik oluşturun veya çalışanlarınızı motive edin. Özellikle kamusal
alanlarda sadece fonksiyona dayalı Mimari yaklaşım, Kentlerimizdeki yaşam alanlarını eksik düşünmemize
neden olacaktır. Şimdi gelelim asıl konuya, evet ben size mekanınızı şu veya bu renk yapın demiyorum,
çünkü doğru olan bu değil. gelip geçici akımları değil içinizden geçen, size heyecan veren düşüncelere
öncelik tanıyın. daha mutlu olcaksınız, kesin…
Akla uygun düzenlenmiş bir toplumda evleri bizler yaparız. Çok akılsızca düzenlenmiş bizim
toplumumuzda evler bizi ne yapıyorsa O oluruz.
(Bernard Shaw)