İşim gereği hemen hemen toplumun her katmanıyla bir araya gelebiliyor ve değişik iş kesimleri ile sohbetler edebiliyorum. Özellikle son bir yıldır Bursa’da terennüm edilen ortak fikir, yakın bir gelecekte Bursa nüfusunun 5 milyon olacağı yönünde. Bu bilgiyi belediyeler, müteahhit işadamları, turizmciler, sokaktaki vatandaş yani konuyla ilgili, ilgisiz pek çok kişi dillendiriyor. Gerekçe olarak da Gebze-Orhangazi-İzmir otoyol projesinin en önemli bölümü olan İzmir Körfez Geçiş Köprüsü’nün 2015’in sonunda tamamlanarak araç trafiğine açılacak olmasını gösteriyorlar. Köprü ile birlikte İstanbul-İzmir arası 3,5 saate düşerken 45 dakika süren Eskihisar-Topçular feribot yolculuğu da otomobil ile 6 dakikaya düşecek.
Bursa büyüyor, fırsatları kaçırma
Köprüden sonra özellikle Yalova ve Bursa’ya sanayi, iş gücü ve ikametgah anlamında bir yığılma bekleniyor. Hali hazırda 2,8 milyon olan Bursa nüfusu için bugün fazla olduğu iddia edilen konutların yetersiz kalacağı ve çok daha fazlasının üretilmesi gerekeceği görünüyor. Bu nedenledir ki Bursa'da önümüzdeki yirmi yılın başta inşaat sektörü olmak üzere hareketli geçeceğini tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Kalabalık nüfusun getireceği olumsuzlukları başka bir yazıya bırakacak olursak ticarete büyük bir ivme kazandıracağı aşikar. İnşaatın yanı sıra perakende ticaret için de son derece olumlu çıktıları olacaktır. Ne kadar çok insan o kadar çok alışveriş demek. Bunu gören vizyoner belediyeler kentsel dönüşüm projelerine, işadamları otel, AVM, konut, zincir market gibi yatırımlarına hız kesmeden devam ediyorlar.
Biz Bursa’da yaşayanlar olarak çoğunlukla ve özellikle de İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlere ziyaret yaptıktan sonra aklımızdan geçirdiğimiz “Bursa'nın hak ettiği değeri görmediği” durumu yakın bir zamanda değişecek gibi görünüyor. İşte dikkatinizi çekmek istediğim asıl noktaya da gelmiş bulunuyoruz.
Maliyetler yükseliyor
Yaklaşık 3 milyonluk bir şehirde tanıtım yapmanın maliyeti ile 5 milyon olan bir şehrin maliyetleri arasında fark olacağını tahmin etmek güç olmasa gerek. Şöyle düşünün, Bursa’da harcayacağınız temsili on birim ile ulaşacağınız kişi sayısını bugün 15 milyona dayanmış İstanbul’da yakalamak mümkün müdür? Ya da diğer taraftan bugün x liraya satın aldığınız reklam alanlarına nüfus patlamasından sonra aynı bedellerle sahip olmanız mümkün olacak mı? Kuşkusuz, kişi başı erişim değerleri yükselen reklam alanlarının sizin açınızdan maliyetleri de artacaktır.
Bursa'nın kralı kim olacak?
İşte bu yüzden özellikle de nihai tüketici ile işi olan şirketlerin marka yatırımına bugün girişmeleri son derece akıllı ve yerinde bir karar olacaktır. Keza nüfus arttıkça başkalarının da iştahı artacak ve Bursa dışından, ulusal ve hatta uluslararası markalar da yatırımlarını Bursa’ya kaydırarak pazardan kendilerine yer edinmeye çalışacaktır. O gün geldiğinde “biz yerel bir işletme olarak bu büyük markalar ile nasıl rekabet edebiliriz?” diye ağlanmak yerine bugün hakim olduğunuz pazardaki yerinizi perçinleyin ve “Bursa'nın kralı benim” demek için marka yatırımınızı bugünden yapın. Zira artık önünüzde az bir zaman kaldı. Gelecek yazılarımda güncel hayattan örnekler ile marka, reklam, halkla ilişkiler, medya seçimi gibi konulardaki tecrübelerimi sizler ile paylaşmaya devam edeceğim. Sağlıcakla kalın.