SEVGİLİ ADAY ADAYLARI..

Denizin Dibinden Merhabalar Sevgili Okuyucularımız,
Toprağı tarlada çiftçi eker, harman zamanı gelir biçer de biçer, son söz tarlanın sahibinindir ister satar ister yer, sonra da gönül rahatlığıyla hayatına devam eder. Çünkü izi vardır tarlada, çapalamıştır, karık yapmıştır, ilaçlamıştır, ekmiştir, sulamıştır, diplerini temizlemiştir, yabanileri toplamıştır, meyvesini ya da sebzesini hasat etmiştir, sökülecekleri sökmüştür, depolanacakları depolamıştır yani yapmışta yapmıştır eli hiç tarlasından eksik olmamıştır. Peki şöyle olsaydı eğer bu çiftçi bunları yapıp hasadını kahvede pişpirik oynayan başka bir insana verir miydi? Elbette ki vermezdi, ‘sen kimsin ne faydan oldu da bana benim hasadımı istiyorsun’ derdi ve aralarında büyük bir husumet oluşurdu.
 Anlattığım örneklemede yanlış olan herhangi bir durum yok sanırım, çiftçi konusunda sonuna kadar haklı, peki bu durum siyasi partilerde neden tam olarak doğru düzgün işlemiyor. Her seçim dönemi binlerce adını sanını bilmediğimiz insanlar çıkıyor, seçim zamanının dışında ne bir etkinliğe katılmış, ne bir broşür dağıtmış, ne halka dokunmuş, ne kapı kapı gezmiş, ne bir yaraya merhem olmuş, ne bayrak asmış, kalkmış seçim döneminde sadece parası olduğu için ve gaza geldiği için bir yerlere aday olmaya çalışıyor. Bu ne özgüven, bu ne kendini bilmezlik, bu ne aymazlıktır.
SEN DOSTUM! Neredeydin seçim dönemlerinin dışında?
SEN KIYMETLİ ADAY ADAYIM! Neredeydin tarlada ekinler ekilirken?
SEN HAK SAVUNUCUSU OLACAK HAKSIZ! Neredeydin boza pişerken?
 Sokakların savunuculuğunu sokaklarda ter dökenlere bırakın, paranız var diye her şeyiniz var zannetmeyin, siyasi partilerin içinde emek veren insanların emeklerini çalmayın, kalitesiz siyasi ortamlar yaratmaktan vazgeçin, halkın sorunlarından bi haber olarak olmak istediğiniz şeyi olmadan evvel lüks arabalarınızdan inip toplu taşıma araçları kullanmayı öğrenin, kısacası emek verin emek!
 Bu emeği verememişseniz eğer, gidin önce emek verilen yerden başlayın, tepeden inip emekçi insanların sinirlerini bozmayın, sizin gibi sınırlarını bilmeyen insanlar yüzünden ülke siyaseti liyakatten yoksun, halkından uzak ve kalitesiz bir yapıya bürünüyor, sonra ne oluyor meclise gönderilen milletin vekillerinden şu geride bırakacağımız dönem boyunca mikrafona çıkıp bir kelam etmemiş 184 vekil oluşuyor. Oturduğu konforlu koltuklarından ve yararlandığı ayrıcalıklardan faydalanıp ömrü boyunca emekli olacak şekilde çekip gidiyor. Buradan söz sahibi olan ve bu adaylıkları değerlendirmeye alacak sevgili yöneticilere çağrımdır, lütfen kriterlerinizin başında EMEK olsun(gönül ister ki her yapıda, her seçimde ön seçim olsun demokrasi demokrasi dalgalanalım), yoksa gerisi Yazıktır, Ayıptır, Günahtır…
Tarlada iziniz yoksa, Harmanda da sözünüzün olmaması ve bu sözü kendinize yakıştırmamanız dileğiyle…
Saygılarımla…

Sercan AKDERİN

Köşe Yazıları Haberleri