VİCDAN!

Bugün Denizin Dibi Köşesinden Değil, Betonun Dibinden Merhabalar Sevgili Okuyucular,
Günlerdir elim gitmiyor yazmaya acının tarifini en iyi şekilde yapamayacağımın verdiği rahatsızlıktan dolayı ve ne yazsam eksik kalacak, ne söylesem tesiri olmayacak diye erteledim kendimi ama bugün bir cesaretle geçtim klavyemin başına..
Nereden başlamak lazım böyle bir felaketi tanımlamaya, zaten her şeyin kıt kanaat gittiği bir dönemin içinde olacak iş miydi şimdi bu, kime isyan edelim, kimi sorumlu tutalım, inançlarımızın ışığında Yaratanın kudretini mi sorgulayalım göğsümüze yumruğumuzu vura vura, ne yapsak ne etsek boğazımızda düğümlenecek kelimeler ve kader böyleymiş diyeceğiz binlerce insanımızı şanslıysak bir bir toprağın altına koyarken..
Ama bilimin ışığını da hayatımıza katmışsak eğer hiçbir şeyi değiştirmeyecek bile olsa içimizin soğuması adına bazı hesaplar sorabiliriz elbette, milyon milyon liralara rezidanslar alıyoruz en kalitelisinden ama onlar da çöküyor tepemize, hani iyiydi hani kaliteliydi ne oldu şimdi, ahh ülkem ahh kaliteyi hep pahalılıkla ölçtürdüler sana bana, pahalıysa iyidir…
Deprem yönetmeliğine göre yapılan da çöktü, zaten felaket olacağı dünden belli olan deprem yönetmeliği öncesindekiler de çöktü, neden çöktü hem eskisi hem yenisi aslında bir sebebi var VİCDAN! Ne yazık ki vicdan bu topraklarda çok alaturka bir kelime olarak kaldı…
O binaların demirinden, çimentosundan, tuğlasından çalan AÇ GÖZLÜ müteahhitler, o projeleri onaylayan yapılana göz yuman  mimarlar, o demiri, çimentoyu, tuğlayı oraya işleyen sözüm ona ustalar, o yapıyı denetleyen karot alan ona onay veren denetimciler, o yapılardan rüşvet alan, karşılığında belediyesine daire alan, kendi şahsına indiren, bu işlere ne kadar göz yuman varsa kurun dar ağacını sokun sıraya aynı ipte sallandırın hepsini fazla masraf etmeden, kalem utandı, kağıt utandı, mürekkep utandı, çekiç utandı, mala utandı, mikser utandı, kepçe utandı, vinç utandı, size de elini kimse sürmezse, o bire üç kazandığınız haksız kazançlarınızı sizinde elinizden kimse almazsa, bugünün işi mahşere kalırsa, yıkılalım hepimiz kalalım enkaz altında…
Söylenecek daha çok fazla şey var ama ne yeri ne zamanı, hele biraz yaralarımızı saralım hele biraz güzel haberler alalım enkaz altlarından çıkan umutlarımızdan, herkese birkaç çift sözüm olacak elbet, her şeye rağmen biz çok güzel bir ülkeyiz, üç beş kanı bozuğa bakıp koca bir milleti tanımlamak yanlış olur. Canla başla çalışan arama kurtarma ekipleri, tır tır yardımlar gönderen milyonlar, yastığının altından kötü gün parasıyla yardım yapanlar, elinden bu kadar geliyor diye ekranlardan ayrılmadan sabahlara kadar hayır haber almayı bekleyen yurttaşlar, ateş düştüğü yeri yakar belki ama inanın bu ateş hepimizi yaktı, günlerdir beklediğimiz kar yağışına bu sene sevinemeyişimizin altında hüzün yatıyor, sokaklarda çocuk sesleri yok çünkü her aile biraz betonların altında kaldı…
En Derin Üzüntülerimle…

Sercan AKDERİN
 

Köşe Yazıları Haberleri