YUMAK ile TOPAK

Kızım eskiden geceleri masal okunurken uyumayı çok severdi. Bazen uykuya dalarken masallarını ben okurdum. Bir keresinde masal kitaplarından birisinden seçtiğimiz masalı okumaya başladım. Kızım mışıl mışıl uykuya dalarken benim zihnim uyanmaya başladı.  İşte dedim, işte bu masal tam da bugün yaşadıklarımızı anlatıyor. “Masal” kelimesi “misal” kökünden türer. Boş anlatımlar değildir hiçbirisi. “Misal” olsun, örnek olsun diye anlatılırlar. İşte size kızımın masal kitabından hepimize “misal” olacak bir “masal”.
 
Yumak ile Topak ikiz yavru köpeklermiş. Gün boyu birbirleri ile oynar ama pek de iyi geçinemezlermiş. Geçinemediklerinden sık sık da kavga eder didişirlermiş. Günün birinde sokakta oynarken kocaman bir pasta bulmuşlar. Oynamaktan karınları acıkmış olsa gerek, pastayı ben yiyeceğim sen yiyeceksin kavgasına girişmişler. Bakmışlar ki kavga ederek pastaya sahip olmak mümkün değil pastayı paylaşmaya karar vermişler. Bu sefer de pastayı ben böleceğim sen eşit bölemezsin tartışmasına başlamışlar. O sırada oradan geçen Tilki kavgaya tanık olmuş. Yumak ile Topak’a “isterseniz pastayı aranızda ben paylaştırayım” demiş. İki kardeş köpek kavgalarının sonu gelmeyince bu öneriyi kabul etmişler. Tilki pastayı eşit olmayacak şekilde ikiye bölmüş ve bir parçayı Yumak’a diğerini Topak’a vermiş. İkiz kardeşler hemen itiraza başlamışlar parçalar eşit olmadı diye. Tilki, “üzülmeyin, ben şimdi hallederim” demiş. Büyük parçadan kocaman bir ısırık almış. Büyük parça bu sefer küçük parçadan daha küçük hale gelmiş. Bu şekilde parçaları tekrar kardeşlere vermiş. Tabii köpek yavruları parçalar eşit olmadı diye yine itiraz etmişler. Tilki yine “üzülmeyin” demiş ve bu sefer de büyük kalan parçadan bir ısırık almış ve bu parçayı küçük parçadan daha küçük hale getirmiş. Bu böyle birkaç sefer daha tekrar etmiş ve geriye kala kala biri biraz büyükçe iki minik parça pasta kalmış. Yumak ile Topak Tilki’nin kurnazlığını sonunda anlamışlar ve artık seslerini çıkarmamış ve paylarına düşen parçacıklar ile karınlarını doyurmaya çalışmışlar. Tilki ise şişkin karnını ovuştura ovuştura oradan uzaklaşmış. Yumak ile Topak o günden sonra kavga etmeden paylaşarak oynamayı acı bir tecrübe ile öğrenmişler.
 
Bu masalı çok değişik durumlara uyarlayabilirsiniz. Ama masal bugün ülkemizde yaşadığımız iç huzursuzluklarına uymuyor mu? Kürdü Türkü, sağcısı solcusu, alevisi sünnisi ülkeyi ve iktidarı paylaşamazken bu ülkenin çıkarlarını gözetmeyen tilkiler karnını doyurmuyor mu? Bugüne kadar bu ülkeyi koruyamadık, geliştiremedik, yaşam kalitesini artıramadık ve paylaşma kavgasına giriştik. Böyle olunca da sık sık tilkiler karşımıza çıkıp bu pastayı bize paylaştırdı. Biz de kalan parçacıklar ile karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Bakalım Yumak ile Topak kadar akıllı olabilecek, bundan sonra kavga etmemeyi ve bir tüm renklerin cümbüşü ile yaşayabilmeyi öğrenebilecek miyiz?

Köşe Yazıları Haberleri