2014 yılında restorasyonuna başlanan Eyüpsultan’daki Rami Kışlası’ndaki çalışmalarda sona gelindi. Çalışmaların ardından Rami Kütüphanesi olarak yeniden hayat bulan, tarihi 250 yılı aşkın kışla, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise sayılı kütüphanelerinden biri olacak. 220 dönümlük alan içinde, 36 bin metrekarelik kapalı alana sahip olan Rami Kütüphanesi, 51 bin metrekarelik peyzaj alanıyla Avrupa’nın en büyük kapalı peyzaj alanına sahip kütüphanesi olma özelliği taşıyor.
Yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yapacağı, Türkiye’de Sürdürülebilir Müze Sertifikası alan ilk kompleks olma özelliği taşıyan kütüphanedeki son çalışmalar havadan da görüntülendi. Açılışa 1 gün kala Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da, alana gelerek incelemelerde bulundu. Rami Kütüphanesi Genel Koordinatörü Osman Zorlu ve yöneticiler, kütüphaneyi tanıtarak bilgi verdi.
4 bin 200 kişilik oturma kapasitesi olan komplekste, 0-3 yaş ve 3-6 yaş gruplara hizmet veren Bebek ve Çocuk Kütüphanesi, ortaokul ve lise öğrencileri için tasarlanmış Gençlik Kütüphanesi, lisans ve lisansüstü (yüksek lisans-doktora) öğrencilerinin, akademisyenlerin ve araştırmacılar başta olmak üzere tüm yetişkin kullanıcıların kaynak ihtiyaçlarına yanıt veren Yetişkin Kütüphanesi, Genel Eserler, Felsefe-Psikoloji, İlahiyat, Sosyal Bilimler, Dil Bilimleri, Bilim ve Teknoloji, Güzel Sanatlar-Eğlence ve Spor, Edebiyat, Tarih ve Coğrafya kütüphanelerinden oluşan toplam 10 adet ihtisas kütüphanesinin yanı sıra Atatürk İhtisas Kütüphanesi ve Yazma Eserler Kütüphanesi de bulunuyor.
4 bin 200 kişilik oturma kapasitesi olan komplekste, 0-3 yaş ve 3-6 yaş gruplara hizmet veren Bebek ve Çocuk Kütüphanesi, ortaokul ve lise öğrencileri için tasarlanmış Gençlik Kütüphanesi, lisans ve lisansüstü (yüksek lisans-doktora) öğrencilerinin, akademisyenlerin ve araştırmacılar başta olmak üzere tüm yetişkin kullanıcıların kaynak ihtiyaçlarına yanıt veren Yetişkin Kütüphanesi, Genel Eserler, Felsefe-Psikoloji, İlahiyat, Sosyal Bilimler, Dil Bilimleri, Bilim ve Teknoloji, Güzel Sanatlar-Eğlence ve Spor, Edebiyat, Tarih ve Coğrafya kütüphanelerinden oluşan toplam 10 adet ihtisas kütüphanesinin yanı sıra Atatürk İhtisas Kütüphanesi ve Yazma Eserler Kütüphanesi de bulunuyor.
Yazma Eserler Kütüphanesi bünyesinde bulunan Şifahane’de ise, kitap restorasyon çalışmaları sürdürülüyor. Sergi salonu da bulunan kütüphane, Fatih Sultan Mehmet’in şahsi kitaplığında bulunan eserlere de ev sahipliği yapıyor.
"ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE ÜCRETSİZ TEST KİTAPLARI TEMİN EDİLECEK"
Kütüphanenin dünyada ilk 3 sırada yer aldığını belirten Rami Kışlası Kütüphanesi Genel Koordinatörü Osman Zorlu, "İnsanların 7/24 kullanabileceği, internete sınırsız erişim sağlayacağı, kafelerinde vakit geçirebileceği, bahçesinde müzik dinletileri, şiir dinletileri, her türlü sanatsal etkinliklerinin olacağı, bir kütüphane mantığıyla Rami inşa edildi. Rami Kütüphanesi bir yaşam döngüsü şeklinde inşa edildi. 0-3 yaş çocuk bebek grubundan çocukları burada ağırlamaya başlıyoruz.
Ortaokul, lise ve üniversitelerin ihtisas kütüphaneleri, Yazma Eserler Şifahanesi, en büyük Atatürk İhtisas Kütüphanesi bünyemizde olacak. 7-24 açık kütüphane mantığıyla, misafirlerimizi burada ağırlayacağız. Günde 2 defa çorba ikram edeceğiz, çay ve kek ikramlarımız da gün içerisinde olacak.
Üniversiteye hazırlanan öğrencilerimize kütüphanemiz ücretsiz test kitapları temin edecek ki üniversite hayallerini gerçekleştirme noktasında bizim de ufak bir katkımız olsun istiyoruz. Kütüphanemiz sergi salonlarıyla ulusal ve uluslararası sergilere, konferanslara, etkinliklere ev sahipliği yapacak" diye konuştu.
"SERTİFİKALI KÜTÜPHANE; UNESCO KÜLTÜR MİRASI LİSTESİNE ALINACAK"
Zorlu, "Restorasyon aşamalarını aslına uygun inşa ettiği için ve bulunduğu mahalleye büyük bir katkıda bulunduğu için Türkiye’nin ilk sertifikalı kütüphanesi oldu. Biosphere Sürdürülebilir Müze Sertifikalı kütüphanemiz geçen hafta bu sertifikasını aldı ve Türkiye’de ilk kütüphane oldu. Kütüphanemiz nadide bir eser ve İstanbulumuza ve Türkiyemize uzun yıllar hizmet edecek. Bu eseri korumak adına UNESCO Kültür Mirası listesine alınması için gerekli çalışmaları başlattık. Kütüphanemizi hem milletimize emanet etmek, hem de insanlığa emanet etmek adına UNESCO Kültür Mirası listesine de alacağımızı ifade etmek istiyorum" dedi.
"OKUMA KÜLTÜRÜ ANLAMINDA ÇOCUKLAR İÇİN İLK ADIM OLACAK"
Kütüphane Yayımlar Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Aldemir, "Biz kütüphaneleri her yaş gruba hitaben planlıyoruz. Özellikle de çocuk bölümüne, bebek bölümüne çok önem veriyoruz. 0-3 yaş gruplarından sonra diğer yaş gruplarına geçiyoruz. Buraya sadece eğitim, araştırma, bilgi edinmek amaçlı değil boş vaktini geçirmek anlamında da kütüphanelere gelmelerini bekliyoruz. Çocuklarımız buraya geldiğinde buradan ödünç kitap alabilecekler.
Burada, oynayacak, uzmanlar çerçevesinde duyu testleri yapılacak, burada edinmiş oldukları tecrübelerle ebeveynlerine bilgi verilecek. Okuma alışkanlığı, okuma kültürü anlamında burasını ilk adım olarak düşünüyoruz. Almış olduğu kitaplar e-devlet üzerinde okuma geçmişi olarak duracak. Hem kütüphaneden aldığı kitaplar hem de hariçten aldığı kitapları arşivine ekleyerek okuma geçmişini oluşturmuş olacak" diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ATATÜRK İHTİSAS KÜTÜPHANESİ; 20 BİNE YAKIN ESER VAR"
Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumundan Bilimsel Çalışmalar Dairesi Başkanı Ömer Orhan da, "Türkiye’nin en büyük Atatürk İhtisas Kütüphanesi olarak hizmet vermeye başlayacaktır. İçerisinde Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun yayınlarıyla birlikte, başta Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti tarihi, Türk kültürü, Türk dili ve buna bağlı konularda Türkiye’de ve dünyada yayınlanan birçok esere ev sahipliği yapmakta olan kütüphanedeyiz.
Sosyal ve beşeri alanlarda araştırma yapmak isteyen araştırmacılarımıza burada hizmet vermek ve koleksiyonumuzun da yıllarla birlikte gelişeceğini söylemekten gurur duyuyorum. Şu an 20 bine yakın eserimiz var. Bu bir başlangıç koleksiyonu. Dünyanın 40 farklı dilinde esere ev sahipliği yapmaktayız" ifadelerini kullandı.
"YAZMA ESERLERİN ONARIMI YAPILIYOR"
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanı Nil Baydar, "Burada 3 tane büyük konservasyon atölyemiz var. Onun yanında yazma eserlere bağlı okuma salonumuz var. Fotoğraf stüdyomuz var. Hat levha konservasyon birimimiz var. Bir de sergi salonumuz var. Hepsi için çok heyecanlıyız. Restoratör olarak 74 kişiyle çalışacağız. Mikro biyoloji ve kimya uzmanlarımız olacak. Nadir matbuların okuma salonu var. Kitap şifahanesinde yazma eserlerin onarımını yapıyoruz.
Nasıl yapıldıklarını anlamaya çalışıyoruz. Dünya standartlarında bir iş yapıyoruz. Yaptığımız işleri dünyanın her yerinde anlatıyoruz. Eserlerin ihtiyaçlarına göre durum tespitini yaptıktan sonra kağıt, cilt, dikiş, pigment, boya, her ne gerekiyorsa onları gidermeye çalışıyoruz" dedi.
"DÜNYADA BAŞKA BİR EŞİ OLMAYAN ESERLER VAR"
Baydar, "Bu bir klişe değil. Hepsi elde hazırlanıyor. Her birinin başka başka özelliği. Tek nüshalar var. Dünyada başka bir eşi olmayan eserler var. Hayvan ansiklopedisini bitirdik. Erken dönemlere ait İncil konservasyonunu yaptık. Kur’an-ı Kerimlerin çok erken dönem olup önemli hattatlar tarafından yazılanların konservasyonunu yaptık." dedi.
"PROJEYİ DEVRALDIĞIMIZDA YAPI ÇOK HARAP BİR DURUMDAYDI"
Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü’nden restorasyon uzmanı yüksek mimar Sonay Şakar, "Bakanlık olarak 2014 yılında bu projeye başladık. Projeyi devraldığımızda yapı çok harap bir durumdaydı.
Kısım kısım görünür yüzeyde olan yapı kalıntılarına askıya alarak bilimsel araştırmayla birlikte projelendirme sürecine başladık. Görünür yüzeyin dışında jeoradar yaptık. Eski haritalarda tam bir kışla olduğu ve kışlanın müştemilat bölümleri olduğu yer alıyordu.
Jeoradarda tespit edilen yapı kalıntılarının bulunduğu alanda arkeoloji kazıları yaptık. Bu arkeolojik kazılarını Arkeoloji Müzemiz ile beraber yürüttük. Onaylı projeler eşliğinde yapı bütünlüğünü tamamladıktan sonra fonksiyon verme süreci başladı.
Kütüphane olarak fonksiyon verildi. Tescilli yapıyı onarım yapılırken kültür mirasının sürdürülebilirliği açısından geleneksel malzeme ve geleneksel detayları kullanarak yapının restorasyon ve konservasyonunu gerçekleştirdik" dedi.