14 yıl önce oyunculuk kariyerini sonlandıran ve heykel sanatına yönelen Arzum Onan’ın, hayatın her alanında daha çok kadın sesine ihtiyaç olduğu düşüncesini vurguladığı heykellerden oluşan ’Kadın’ adını verdiği sergi, Antalyalı sanatseverlerle buluştu. Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde açılışı gerçekleştirilen sergi öncesinde sanatçı Onan, salonu dolduran sanatseverle kısa bir söyleşi yaptı. Söyleşide kadının sanattaki yeri ve sanata bakış açışını anlatan Onan, heykelin kendisi için 16 yıllık bir geçmişe dayandığını aktardı.
'Kendimi bu kadar güzel ve özgürce anlatamazdım'
Kelimelerle arasının çok iyi olmadığını, bu nedenle heykel sanatıyla tanışmasının kendisi için büyük bir şans olduğunu ifade eden Arzum Onan, "Herhalde en büyük şansım, heykel sanatıyla tanışmam oldu. Yoksa kendimi başka türlü bu kadar güzel ve özgürce anlatamazdım" dedi. Arzum Onan söyleşi sonunda sanatseverlerin sorularını da yanıtladı. Bir kadın sanatseverin, kadın olarak korkularının ve yaşadığı zorlukların neler olduğunu sorması üzerine Arzum Onan şunları söyledi:
'Kitapları göğsüme bastırarak koşa koşa eve giderdim'
Kadın olup da bir zorluk yaşamayan sanırım yoktur. Zorlu zamanlarım oldu, hava karardığında kitapları göğsüme bastırarak koşa koşa eve gitmek, minibüsten gideceğim yere varmadan inmek durumunda kaldığım zorlu zamanlarım oldu. Bir sürü örnek sıralayabilirim.
Bunu heykellerimle anlatmaya çalışıyorum. Güçlüyüz ve hak ve özgürlükler kimsenin lütfu değil. Bir araya gelindiğinde her şeyi yapabileceğimize inanıyorum. Çok yol var ve bu nedenle umut çok önemli. Bir şekilde de yaptıklarımla bunu anlatmaya çalışıyorum.
Arzum Onan, ’Cumartesi Anneleri’ heykelini ve şehit anneleri için bir heykel yapmadığı için eleştirenlere ise, "O zaman öyle bir ruh haliyle yapmıştım o heykeli. Şehit annelerini ve başka konuları da elbette sanatımla yansıtmak istiyorum" ifadelerini kullandı.