Kadınların, vücuttaki östrojen hormonlarının seviyesinin düştüğü menopoz döneminde, ciltlerine çok daha fazla önem vermesi gerektiği bildirildi.
Medical Park Samsun Hastanesi Dermatoloji Kliniğinden Uzm. Dr. Yüksel Oltulu “menopoz döneminde cilt bakımı” hakkında bilgi verdi. Dr. Oltulu, “Menopoz döneminde cilt bakımı daha fazla özen istemektedir. Cildimiz, başta östrojen olmak üzere birçok hormon için hedef organdır. Östrojen ve progesteron hormonu; cildimizin kalınlığından, nem dengesinden ve kolajen salgılanmasından sorumlu hormonlardır. Menopoz döneminde östrojen üretiminin düşmesi ile birlikte cildin yaşlanması hızlanır. Hormonların azalması cilt yüzeyindeki lipidlerin yüzde 25’inin, suyun yüzde 25’inin ve kolajenlerin yüzde 30’unun kaybına neden olur. Ciltte, kaslarda ve kemiklerde bulunan, yeni hücrelerin oluşmasını sağlayan doğal bir protein olan kolajenin, menopoz döneminde azalmaya başlaması ile birlikte cilt incelir. Özellikle menopoz sonrası erken dönemde hızlı bir şekilde gerçekleşen kolajen azalması sonucu, ciltte yaşlanma başlar” dedi.
Dr. Yüksel Oltulu şu bilgileri verdi: “Cilt tipine uygun nemlendiriciler ve temizleyicilerle cildinizin kurumasına izin vermeyin. Yaşlanmayı hızlandıran güneşten yaz-kış cildinizi koruyun. A, C ve E vitamini içeren ürünleri ve yiyecekleri yaşamınızdan eksik etmeyin. Östrojenli kremler kullanarak derinizin elastikiyetini koruyun. Botoks, peeling, dolgu ve lazer gibi neştersiz yöntemlerden destek alın.”
Güneş koruyucu kullanımına menopoz döneminde önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Oltulu, “Güneş koruyucular; hem ciltteki renk değişikliklerinin önlenmesi, hem de yaşlanmanın engellenmesi açısından çok faydalıdır. Cilt yapısına ve tipine uygun olan koruyucular sık aralıklarla sürülmeli, dışarı çıkmadan 20 dakika önce uygulanmalıdır. Yüzme ve efor sonrası tekrar sürülmelidir. Son zamanlarda güneş koruyuculara serbest radikalleri yakalama özelliği olan vitamin E ve beta karoten gibi antioksidanlar da eklenmektedir” diye konuştu.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Yüksel Oltulu, “Harici östrojenler ve bitkisel kökenli östrojen içeren kremlerin menopoz döneminde ayrı bir yeri vardır. Bu ürünlerin derinin elastikiyetinde, kalınlığında, nemlendirici özelliğinde artmaya neden olduğu gösterilmiştir. Hormon tedavisi alamayan kadınlara östrojen içeren kremler önerilmektedir. Bitkisel kökenli, vücutta östrojen benzeri etki gösteren fitoöstrojen olarak adlandırılan maddeler kozmetik sektöründe yer almaktadır. Bitkisel östrojenler içinde en sık soya isoflavonoidleri ve resveratrol kozmetik sektöründe yer bulur. Deride bulunan östrojen reseptörlerine bağlanarak, östrojen eksikliğinden kaynaklanan deri yaşlanması belirtilerini azaltırlar. Yan etkileri, harici östrojenlere göre daha azdır” şeklinde konuştu.
Uzm. Dr. Yüksel Oltulu açıklamasını şöyle tamamladı: “Kadın doğum hekimleri hormon replasman tedavisi yani hormon takviyesi kullanımında sakınca görmüyorsa bunun cilt üzerine de olumlu etkisi görülür. Bu tedavinin uygun dozda ve sürede kullanımı olası yan etki riski açısından önem arz etmektedir. Menopoz sonrası cildi gençleştirmek amacıyla sadece beslenme tarzı, alışkanlıkların değiştirilmesi, kozmetik ürün kullanımı, güneşten kaçınma yeterli olmayabilir. Botoks, dolgu maddesi enjeksiyonları, peeling, lazer uygulamaları ileri durumlarda başvurulan yöntemlerdir. Bu yöntemler daha uzun süreli yanıt elde edilmesini sağlarlar.”