Mersin Gönüllüleri Sözcüsü Serkan Arıcı, Mersin’in kalkınmasının lobicilik ile mümkün olacağını söyledi.
Arıcı, yaptığı açıklamada, lobi kavramının dünyada Ermeni, Yahudi veya Rum kimliğiyle popüler olduğunu kaydetti. Lobiciliğin güncel anlamıyla büyük parlamentolarda alınan kararları etkileyen güç olarak algılandığını belirten Arıcı, "Ancak kavram bu kadar sığ ve acımasız bir içerik taşımıyor. Lobisi olan ülkeler, bölgeler kentler dünyada sessiz sedasız savaşlar yapıyorlar. Tabii ki bu savaşın ana sebebi, menfaat kazanımıdır. Ülkemizde ise iller bazında, hemen aklınıza geliverecek örneklerde olduğu gibi müthiş lobicilik çalışmaları yapılır. Bu savaşın da tek bir sebebi vardır: o da kent dinamiklerinin memnuniyeti. Daha da somutlaştırmak gerekirse kısaca bir örnekle açıklayalım. Diyelim ki bir şehir uluslar arası bir organizasyona ev sahipliği yapacak. Bu organizasyonun yapılma kararı bir lobicilik gerektirmeyebilir. Ancak bu organizasyonun nimetlerinin o kente kalması ise bir lobiciliktir. Mersin için aklınıza hemen gelen ilk örnek doğrudur. Çünkü Mersin sınıfta kalmıştır. Bunun sebebi ne siyasi ne de ticari başarısızlıktır. Topyekun bir lobi eksikliğinden kaynaklıdır. Örnekler saymakla bitmez. Bildiğiniz gibi 2 yıl önce Afyonkarasihar-Kütahya Bölgesel Havaalanı, Zafer Havaalanı olarak hizmete girdi. Planlanması, bizim Çukurova Havaalanı ile hemen hemen aynı tarihe rastlıyor. İkisini de Hükümetimiz gündeme aldı, planlamalar yapıldı. Sonuç olarak Zafer Havaalanı işletmeye açıldı. Burası sadece turistik ve zayıf iç hat uçuşları beklentisi ile planlanmış bir havaalanı idi. Oysa Çukurova Havaalanı Türkiye’nin en önemli lojistik ve turistik hedeflerine hizmet edecekti. Rakamlar yalan söylemez, Çukurova bölgesinin lojistik ve turistik potansiyeli Zafer Havaalanı ile kıyaslama götüremez. Ama sonuç? Bizim havaalanımız temel donatılarını ziyaretçilerine sergiler vaziyette duruyor. Hemen hatırlatalım, Zafer havaalanı yıllık 850 bin yolcu kapasite iddiasıyla yapıldı. Ama ilk 2 yıl ortalama 100 bin yolcu kullandı sadece. Yani lobicilik siyasi kararların ve rakamların ötesinde bir anlam taşıyor. Yani süreklilik, yani takipçilik" ifadelerini kullandı.
Papa’nın ziyaretiyle ilgili olarak da Arıcı, "Geçtiğimiz günlerde Papa Türkiye’ye geldi ve ziyaretlerde bulundu. Yine bildiğiniz gibi Papa’nın çok kutsal saydığı Aziz Paulus Tarsus doğumludur ve doğduğu ev kabul edilen mekan Tarsus’tadır. Şimdi sormak istiyorum. Aziz Paulus Gaziantep’te veya Konya’da veya Kayseri’de veya Antalya’da doğmuş olsaydı, Papa’nın ziyaret edeceği noktalardan biri Gaziantep, Konya, Kayseri, veya Antalya olur muydu olmaz mıydı? Papa’nın buradaki kuyudan su içmesi dünya basınında yer alır mıydı almaz mıydı? Bu yörelerin turistik değeri 10 kat artar mıydı artmaz mıydı? Peki biz? Biz Tarsus-Papa- Paulus konusunu yerel gündeme bile taşıyamadık. İşte biz buna lobisizlik, takipsizlik diyoruz. Gaziantep demişken bir konuda hatırlatma yapmak istiyoruz. Mersin kamuoyunda gündeme gelmese de kentimizi direkt ilgilendiren Hassa Tüneli Projesi var Gaziantep’in. Bu proje ile Hassa-İskenderun arasına yapılacak tünel ile Gaziantep-İskenderun arası yaklaşık 1 saate düşüyor. Hesaplara göre mesafe olarak Mersin limanına göre en az 150 kilometre daha kısa mesafede bir limanı olacak Güneydoğu’nun. Dolayısıyla Mersin Limanına güneydoğudan gelen yüklerin çoğu yakın bir gelecekte İskenderun Limanı’na inmeye başlayacak. Bu konuda Gaziantep lobisinin neler yaptığını sanırım anlatmaya gerek yok. Biz Mersin-Silifke-Karaman-Konya raylı sistem projesini daha tartışa duralım, öte taraftan Amanoslar Delinmeye başlamak üzere" dedi.
Nükleer santralle ilgili düşünceleri de açıklayan Arıcı, "Bildiğiniz gibi 3. nükleer santralimiz için yer seçimi yapılmaya çalışılıyor. Söylentilere göre alternatifler arasında Antalya’nın Gazipaşa ilçesi de gündeme gelmiş. Akkuyu ile hemen hemen aynı coğrafi ve iklim yapısına sahip olan Gazipaşa uygun görülürse sizce Antalya Lobisi ne yapar? Cevap olarak ’yaptırmazlar’ diyen bir çok kişi çıkacaktır. Sebep olarak da turizm diyeceklerini tahmin ediyoruz. Burası karışık tabii ki, nükleer santraller turizme zarar mı veriyor? sorusu çok tartışıldı. İster zarar versin isterse zarar vermesin, ama sonuçta bu konuda son sözü Antalya lobisi söyler bu da böyle biline" ifadelerine yer verdi.