Mersin açıklarında balıkçılar, ağlarına takılan ve daha önce hiç görmediği balığı Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi’ne teslim etti. Burada yapılan araştırmada balığın zehirli toksinler taşıyan, okyanusların 800 metre derinliğinde bile yaşayabilen, ’yağ balığı’ adı verilen "Ruvettus Pretiosus" olduğu belirlendi.
Mersin’in Gülnar ilçesinin Büyükeceli Mahallesi açıklarında balıkçılar, 110 metre derinliğe dip trolü attı. Daha sonra trolü çekip Silifke ilçesine bağlı Taşucu Mahallesi’ne götüren balıkçılar, ağlardan balıkları alırken, farklı bir cins bir balığa rastladı. Balıkhane sahipleri, daha önce hiç görmedikleri balığı incelenmesi için MEÜ Su Ürünleri Fakültesi’ne ulaştırdı. Yapılan incelemede, 48 santimetre boyunda ve 1 kilo 200 gram ağırlığında olan balığın, okyanuslarda 800 metre derinlikle bile yaşayabilen ruvettus pretiosus olduğu belirlendi.
"BU TÜKETİLDİĞİNDE BİR BESİN ZEHİRLENMESİ TABLOSU OLUŞUYOR"
Konuyla ilgili açıklama yapan Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Deniz Ayas, balıkçılarla ortak çalışmaları olduklarını ifade ederek, "Sürekli işbirliği halindeyiz. Tanımadıkları balıkları getiriyorlar. Taşucu bölgesinde bir ticari balıkhane tarafından bu balık getirildi. Gülnar Büyükeceli açıklarında 110 metrede dip trolü tarafından yakalanmış bu balık. Bu balığın ismini yağ balığı diye çevirdik. Bu balığın özelliği tüm dünya denizlerinde bulunuyor aslında. Türk sularında da daha önce İskenderun ve Antalya’da yakalanmış, Mersin körfezine ilk kez geldi. Bu balık gemfilotoksin içeriyor. Gemfilotoksin aslında bir yağ ancak uzun karbonlu bir yağ. İnsan sindirim sistemi tarafından sindirilemiyor. Bunun üzerine de tüketildiğinde bir besin zehirlenmesi tablosu oluşuyor. Kusma, mide bulantısı, ishal ve benzeri olaylar ortaya çıkıyor. Bu balıkta açıkta çıkan zehirlenme niteritöre göre ’gemfilid balık zehirlenmesi’ ya da ’gemfilotoksizim’ isimlendirilmiş. ABD İlaç Gıda Dairesi bu balığın işlenmiş ürünlerinin ve taze olarak tüketiminin yasaklanmasını istemiş" dedi.
"TÜRKİYE KARASULARINDA ÇOK FAZLA OLMASA DA ARTMASI RİSK OLUŞTURABİLİR"
Türkiye karasularında çok fazla bir yoğunluğu olmasa da artmasının risk oluşturabileceğini belirten Ayas, "Su Ürünleri Fakülteleri olsun ve bu sektör büyük bir sektör. Biz ülke olarak az balık tüketiyoruz. Aslında dünyada ortalamalar kişi başı tüketim 20-22 kilo civarı. Bizim ülkemizde 6,5-7 kilo civarında. Biz daha fazla balık tüketilmesini istiyoruz. Daha fazla balık tüketilsin çünkü balık insan sağlığı için çok faydalı bir besin. Tek tük de olsa balon balıkları, yağ balığı örneğinde olduğu gibi bazı sıkıntılı balık türleri var. Bunları da zaten biz çalışıyoruz. Bu balık 800 metre derinliklere kadar yaşayabiliyor. Tüm okyanuslarda bulunuyor. Yumuşakçılarla besleniyor. Balığın genel olarak tüm yüzeyi kemiksi plakalarla kaplanmış durumda. Derisi pürüzlü ve kemiksi çıkıntılar ile kaplıdır. Karın ve göğüs yüzgeç ışınları siyahtır. Vücut rengi kahverengi ile koyu kahverengi arasında değişim gösterir. 300 santimetre boya ulaşabilir" şeklinde konuştu.