Müezzinoğlu, Aile Hekimlerinin İş Bırakma Eylemiyle İlgili Konuştu

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, aile hekimlerinin yarın yapacağı iş bırakma eylemiyle ilgili konuştu. Bu eylemin güçlü bir desteği olduğuna inanmadığını söyleyen Müezzinoğlu, “İşi provoke etmek isteyen, işe sıkıntı sokmak isteyen bazı öncü arkadaşlarımız var” dedi.
Bakan Müezzinoğlu, CNR Expo’da katıldığı “İstanbul Health Expo-Sağlık Turizmi, Medikal Teknolojiler, Tıbbi Uzmanlık Fuarı ve Kongresi”nde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Aile hekimlerinin yarın yapacağı grevle ilgili soru üzerine konuşan Bakan Mehmet Müezzinoğlu, sağlık hizmetinin sabah 08.00, akşam 16.00 arasında olacağı şeklinde kimsede bir algı olmadığını belirterek, “Dolayısıyla sağlıktaki hangi çalışanımız olursa olsun ‘ben sağlık hizmeti sunuyorum ve mesleğim bu’ diyen arkadaşımızın, önce 24 saatlik çalışma sistematiğini kabul etmesi lazım. Yani ben sabah 08.00, akşam 16.00 çalışırım gibi bir sağlık hizmeti sunumu dünyada da yok, bizde de yok. Dolayısıyla biz aile hekimlerimiz bunu kabul etmeli. Yüzde 90’ında bu anlamda sorun yok. Ama işi provoke etmek isteyen, işe sıkıntı sokmak isteyen bazı öncü arkadaşlarımız var” dedi.
“BU MESLEK DEVLET MEMURU MESLEĞİ DEĞİLDİR”
Bu mesleğin 24 saat işlem gören bir meslek olduğunu ve asla devlet memuru mesleği olmadığını kaydeden Müezzinoğlu, “Devlet memuru tapu müdürüdür, gelir sabah 08.00’da, gider 16.00’da. PTT müdürüdür, öğretmendir, saati bellidir. Ama hekimlik öyle değildir, vatandaşa 24 saat hizmet edebilme gibi bir sorumluluğumuz var. Bütün hekimlerimiz 24 saat hizmet mi sunacak? Hayır, bunun planlamasını Sağlık Bakanlığımız yapacak. Aile hekimi sayımız da, aile hekimliğinde çalışan diğer sağlık personelimizle sabah 08.00, akşam 20.00, hafta arası 5 gün. Burada da 12 saat devamlı çalışma söz konusu değil. Sabah saat 08.00’da gelen arkadaşımız 16.00’da gidecek, 12.00’de gelen arkadaşımız 20.00’de gidecek. Bundan rahatsız olacak bir sorun olmaması lazım. Ama biz istiyoruz ki vatandaşımızın karşısına 12 saatlik bir muhataplık koyalım. Şimdi 4 hekimli bir aile sağlığı merkezinde 4 tane arkadaşımız bir de ayda bir cumartesi günü sabah 08.00-17.00 arası nöbet tutacak. ‘Ayda bir gün 8 saat ben nöbet tutmuyorum’ diyen bir hekimlik olmaz. Bu duruşta olan bir sağlık hizmeti sunumu olmaz” şeklinde konuştu.
Müezzinoğlu, sağlıkçıların mesleğin de saygınlığını zedeleyecek bu duruşlarını kamuoyuna yansıtmalarını mesleği adına doğru bulmadığını belirterek, “Kamuoyunun da bunu doğru karşılayacağını zannetmiyorum. Biz onlarla birlikte bu başarılara imza attık. Bundan sonraki süreci de onlarla birlikte yürüteceğiz. Ama sağlığı ve hekimliği, devlet memurluğu anlayışına sürüklemeye niyet etmelerini doğru bulmuyorum” dedi.
Esnek mesaiyle, hafta arası 5 gün, cumartesileri de 8 saatlik nöbet sistemini öngördüklerini belirten Müezzinoğlu, “Bu yarın öbür gün hekim sayımız arttığında Pazar günleri de 8 saatlik bir mesai. Biz insanımıza sağlık hizmeti sunmak için bu mesleğin mensuplarıyız. Cumartesi yok, Pazar yok, akşam 16.00’dan sonra yok, acillere taşınmasını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.
Müezzinoğlu, aile hekimlerinin yapacağı eylemin güçlü bir desteği olduğuna inanmadığını vurgulayarak, “Bu ülke insanına hizmet etmekten onur ve gurur duyan bir mesleğin mensuplarıyız” dedi.
“HİÇBİR İLACIN VATANDAŞIMIZA ULAŞIMINDA ENGEL KABUL ETMİYORUZ”
Bakan Mehmet Müezzinoğlu, kanser hastalarının kullandıkları ilaçlara ulaşmakta sıkıntı yaşandığı iddialarının hatırlatılması üzerine de, “Dünyada tedavülde olan hiçbir ilacın Türkiye’deki herhangi bir vatandaşımıza ulaşımında bir engel asla kabul etmiyoruz. Bu anlamda zaman zaman oluşan aksilikleri de ‘ulaşılamıyor’ gibi yansıtılmasını doğru bulmuyorum. Hekimi reçetesini yazmışsa, bilim kurulu da bu ilacın bu hasta için gerekli olduğuna karar verdiyse süreçler son derece seri işliyor ve hastalarımıza bu anlamda her türlü tedavi imkanını ve ilacı kavuşturuyoruz. Bu anlamda geçtiğimiz yıl yurt dışından gelen kanser ilaçlarına ödediğimiz miktar geçtiğimiz yıla göre iki misli arttı. Dolayısıyla bir engel olsa bir yılda iki misli artabilir mi? Dolayısıyla dünyada hangi tedavi ürünü varsa ve bu bilimsel olarak tedavi anlamlı ve değerliyse ve bunu uzmanlarımız, bilim kurullarımız kabul ettiyse bizim görevimiz hastaya onu en kısa zamanda ulaştırmak” dedi.

Haberleri