Muş İl Müftüsü Recep Uzun, Aşure Günü ve Kerbela olayı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Her dinin ve her milletin kutsal veya diğer zaman dilimlerinden farklı kabul ettiği kendine özgü belirli gün, gece ve ayları olduğunu belirten Müftü Uzun, “Dinimizde de Muharrem Ayı mübarek kabul ettiğimiz aylardandır. Muharrem kelimesi haram kılınmış, hürmete layık anlamına gelir. Muharrem Ayı tarih boyunca insanlık için dönüm sayılabilecek olaylara sahne olmuştur. Muharremin 10. gününe Aşure Günü denilir. Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz, Muharrem ayının 9, 10 ve 11. günlerinde oruç tutmuş, bunu ümmetine de tavsiye etmiş ve ‘Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en hayırlısı Muharrem ayında tutulan oruçtur’ buyurmuştur” ifadelerini kullandı.
Bu ayın İslam tarihinde de ayrı bir önemi olduğunu hatırlatan Uzun, “İslâm âlemi olarak her yıl yeni bir hicrî yıla girerken Sevgili Peygamberimizin (sas) Mekke’den Medine’ye hicretini bütün yönleriyle ve özellikle anlam boyutuyla hatırlayarak seviniriz. Ancak bu sevincimiz, hicretten altmış bir yıl sonra Muharrem ayının onunda, bir aşure gününde Resûl-i Ekrem Efendimizin (sas) torunu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu yetmişten fazla masum insanın siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da hunharca şehit edilmesi nedeniyle büyük bir hüzne dönüşür. Şehit edilen Hz. Hüseyin ve arkadaşları, bu acı hadisedeki asil duruşları ve haksızlıklar karşısındaki onurlu mücadeleleri ile müminlerin gönüllerinde taht kurmuş; onlara bu zulmü reva görenler ise insanlığın ortak vicdanında mahkûm olmuştur. Hz. Peygamberin (sas) risalet döneminden sonra İslâm dünyasını derinden etkileyen olayların başında gelen Kerbela, Müslümanlar için ayrılığın ve kavganın kaynağı olmamalıdır. Zalimin de mazlumun da ne mezhebine ne meşrebine bakılır. Mümin her nerede olursa olsun zalime karşı mazlumun yanında duran vicdanlı insandır. Kerbela’da yaşanan trajedi üzerinden İslam coğrafyasında ayrılık ve gayrılık var ederek kitlesel çatışmanın referansını oluşturmak, İslâmî kardeşlik ve vahdeti bozma üzerine yapılan siyaset mühendisliğine prim vermek olacaktır. Bugün biz Müslümanlara düşen vazife, mezhepsel ayrılıklar üzerinde durmaksızın İslâm ümmetinin vahdetini ve kardeşliğini savunmak olmalıdır” dedi.
Bugün yapılması gerekenin Hz. Hüseyin’i anlamak olduğuna dikkat çeken İl Müftüsü Uzun, “Bugün yapılması gereken Hz. Hüseyin’e hile ve desiselerle kıyanların, onu sahra-i Kerbela’da susuz bırakanların, şehit edenlerin nasıl olup da kendilerini Müslüman görebildiklerinin sorgulanmasıdır. Hz. Hüseyin’i bugün yeniden anlamanın yolu, her şeyden önce tarihimize sızmış nefret ve intikam tohumlarını ayıklamak, onu birlik ve beraberliğimizin nişanesi yapacak bir tasavvur dünyasında yeniden okumaya başlamaktır. Hiç kuşkusuz bir ve beraber olmaktan söz ettiğimizde hak ve hakikat dostlarından, mahrumlardan, mazlumlardan, mustaz’aflardan söz etmiş oluyoruz. Hüseynî olanların yolu bellidir. Bu duygular içinde başta şehitler efendisi Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle, ihtiramla, özlemle anıyor ve yâd ediyoruz. Onların Hz. Zeynelabidin ile süren aziz hatırasını ve Ehl-i Beyt-i Mustafa’yı saygıyla selamlıyoruz. Asırlardan beri Hz. Peygamber (sas) ve Ehl-i Beyt sevgisi etrafında kenetlenen milletimizin barış, huzur, güven, sevgi ve saygı içerisinde yaşamaya devam etmesini Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyoruz. Allah bizleri Hz. Hüseyin’in muradına uygun hareket eden varisçileri konumuna getirsin. Bizleri zalimlerle değil mazlumlarla anılan, zalimlere karşı mazlumlardan yana olan kullarından eylesin” dedi.